KÖKLÜ bir geçmişe sahip olan Ağrı’da doğan ve bu bölgede 27, İzmir’de de 13 olmak üzere toplamda 40 yıllık öğretmenlik mesleğinin ardından 2009 yılında emekliliğe ayrılarak, Torbalı’ya yerleşen 66 yaşındaki Şenel Şimşek’in hayali, İzmir’de gerçekleşti. 1315 doğumlu babası Mehmet Şimşek’in milli orduda görev yaparak, Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Ermenistan ile aralarında gerçekleştiği savaşlarda kahramanca cephede düşmanla çarpışmasının ardından mayınların hedefi olması nedeniyle yaralanması ve gazilik unvanını hak etmesi, oğul Şenel Şimşek’in tüm mercilere başvurmasıyla farklı bir boyut kazandı. Babasının vefat etmesinin ardından kendini bu mücadeleye adayan oğul Şenel Şimşek’in talebi Türk Silahlı Kuvvetleri’nce kabul edildi.

ŞEHİT KANIYLA SULANDI

Kendisine teslim edilen İstiklal Madalyası ile gururlanan Şenel Şimşek, babasının hatırasını göğsünde taşımanın şimdilerde onuru yaşıyor. Babasının vatan topraklarını korumak amacıyla kahramanca cephede çarpıştığını ve gazilik unvanı almasına rağmen çeşitli bölgelerde de görevlendirildiğini aktaran Şimşek, 1980 yılında 105 yaşındayken vefat eden babasıyla gurur duyduğunu söyledi. İstiklal Madalyası’nı göğsünde taşımanın ayrı bir onur kaynağı olduğuna değinen Şimşek, “Bu vatan toprakları gerçekten kolay kazanılmadı. Osmanlı Devleti’nin ardından bayrağı teslim alan Türkiye Cumhuriyeti, halen bu vatan topraklarını korumak adına mücadelesini sürdürüyor. Türk bayrağımızın rengi şehitlerimizin kanıyla sulandı. Dünya’da vatanına böylesine bağlı bir nesil daha görülmemiştir.” dedi.

ATATÜRK TESCİLLEDİ

Aynı zamanda ata topraklarına el sürülmediğini ve aile içerisinde kutsal olarak görülen ‘Vasiyet’ geleneğini kendi neslinde de sürdürüldüğünü anlatan Şenel Şimşek, Sultan Reşat Dönemi’ne ait tapuların günümüze kadar taşıdığını vurguladı. Tapu kayıtlarının 7 nesil önceye dayandığını gazetemize açıklayan emekli öğretmen Şenel Şimşek, 500 dönümlük tarlalara ait tapuların isminin gizli tutulmasını istediği bir bankada emanete bıraktığını söyledi. Sahip oldukları toprakların Sultan Reşat Dönemi’ne ait tapularla desteklendiğini ve 1937 yılında da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından tescillendiğini kaydeden Şimşek, “Ninelerim iki demir boruyu birbirine geçirerek, elimizdeki Sultan Reşat dönemine ait tapuları içerisine yerleştirip, evin tavan kısmında bulunan tahtaların arasına bırakmış. Böylelikle böceklerin zarar vermesinin de önüne geçmişler. Dedem sonradan fark etmiş ve babama teslim etmiş. Babam da bizlere emanet etti. Şimdi de layıkıyla saklıyoruz.” ifadesinde bulundu.

 BİR VE DİRİ OLMALIYIZ

Ninelerinin emanet vasiyetini başka bir deyişle yerine getirdiklerini belirten 40 yıllık öğretmen Şenel Şimşek, “Babam 38 yıl önce vefat ettiğinde 105 yaşındaydı. Yaklaşık 40 yıldır bizlere emanet edilen tapulu toprakları satmadık, Allah nasip ederse de satılmayacak. Bizler, atalarımızın bizlere bıraktığı emanetlere sahip çıkabilen bir neslin evlatlarıyız. Bizler toplum olarak Avrupa’ya özeniyoruz. Bu yanlış bir tutum. Avrupa bize özenmeli. Dünya’ya hükmeden Osmanlı torunları olarak bizler bunu sağlayabiliriz. Eski kafayla düşünmeme kaydıyla tabii. Her ne kadar kendi içimizde toplum olarak birbirimizi düşman bellesek de, konu dış güçlere geldiğinde işte o zaman Türk’ünden Lazına, Çerkezinden Kürdüne, Zazasından Alevisine kadar toplumun tüm kesimi gerekli duruşu sergileyeceğinden hiçbir kuşkum yok. Allah bizi vatan topraklarından ayrı koymasın inşallah.” diye konuştu.  Murat CAN