Her gün izlediğimiz şehit haberleri,ailelerinin feryatları yüreğimizi sızlatıyor.Sarhoş mayın gibi ortalıkta dolaşan canlı bombalar masum insanların can vermelerine neden oluyor.Şairin dediği gibi: “Bir hilal uğruna ne güneşler batıyor.”Bu ülkenin insanları hak etmedikleri bir yaşam tarzıyla,korku ve endişe içinde günlerini geçiriyorlar.

Malazgirt’te,Çanakkale’de,Kocatepe de destanlar yazan atalarımızdan bile utanmıyoruz.Günümüzde yaşadığımız her türlü olayın çözüm yeri TBMM’dir amakavgadan zaman bulamıyorlar ki.Ne oldu bu millete,bu kardeş kavgası bu hainlik neden ?Aslında çok iyi biliyoruz:1980 ‘de o günün koşullarına göre hazırlanan darbe anayasası milletin elini kolunu bağlamış diyebiliriz..Peki,değişmez mi, günün koşullarına göre bir anayasa düzenlemesi yapılamaz mı ? Bal gibi de yapılır, çalışmalar devam ediyor ama bu defa siyasi partilerimizin kendi çıkarlarına göre ileriye dönük hesapları,menfaatleri öne çıkıyor,siyasilerden de çok duyuyoruz,millet için ama gerçekte milleti düşünen kim?

Siyaset insanlarımızın ruhuna o kadar işlemiş ki,spor takımı tutar gibi bir partiyi tutmak desteklemek adeta moda olmuş.Bütün partilerin mitinglerine baktığımızda bu acı tabloyu açıkça görebiliyoruz. Menfaatleri için partisini değiştiren,daldan dala atlayanların sayıları da gittikçe artıyor.Devlet sektöründe çalışanlar hiyerarşi düzeni içerisinde görev yaparlardı.Günümüzde bilhassa yönetim kadrosundaki devlet memurları siyasi örgütlerinin talimatlarına göre hizmet ediyorlar, dolayısıyla görevlerini hak ederek yapanlar değil siyasilerin peşinde koşan onların desteklerini alanlar uçarak yükselmeye devam ediyorlar.Bunun sonucunda,ıslahatçı beceriksiz ve kötü yönetimler oluştuğu için devlet çarkı bazı birimlerde kusurlu eksik dönüyor zararını da o hizmet alanı çekiyor.İşte oluşan bu siyasi kasırgada işi bilen çok görülse de olan kuruma, vatandaşa oluyor.

Ülkemiz siyasetinin geldiği nokta da halkın iradesini yansıtmıyor. Halkın seçilenlere verdiği yetki bu şekilde değil.Onun için,bu irade 1980 darbe anayasasının zorunlu olarak bir yansımasıdır,ortak akılla yeniden düzenlenmesi de şarttır.

DEMOKRASİ BU MU?

Daha dün görülen izlenen olaylara bir anlam verebildik mi? Elbette bir şey anlamadık. MHP delegeleri çoğunluk sağlayarak tüzükte bazı değişiklikler yapabilmek için olağanüstü kongreye gitmek istediler ne oldu…Kongre yapılacak salonun çevresinde Devletin Bahçesi polis kordonuyla sarıldı. “Yapamazsınız,giremezsiniz.” Altı üstü bir kongreydi,bir partinin resmi mensuplarıydı,dışarıda demokrasi içeri de başka bir irade hakimdi.Bu ülkede yüksek mahkemeler vardı, üst mahkemeler vardı ama bir yerel mahkeme,Gemerek de alınan bir karar nedeniyle, kongreye izin verilmedi.Öte yandan hiç beklenmedik bir zamanda ani bir kararla iktidar partisi olağanüstü kongreye gidiyor,ne AK Partililerden ne de yerel mahkemelerden bir tepki görülmüyor üstelik olağan üstü bir hazırlık yapılıyor.İşte istikrarsız bir siyaset anlayışı budur.Delegenin istediği bir kongreyi bile yaptırmayanlar başarılı bir muhalefete izin verir mi,partililer dik duruşlarını sergileyebilirler mi?Aynı kongreyi CHP düzenleseydi bal gibi yapılırdı.Bu siyaset yasasıyla iktidar olan siyasi parti kolay kolay kaybetmez, kaybeden millettir.Siyaset kurmaylarımız,koltuklarını korumak için saz ustaları gibi atışlar yapıyorlar, sadece ellerinde sazları eksik! 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında 498 şehit vermiştik,1980 sonrası terör nedeniyle en az 10 bin şehidimiz var, son 7 ayda ise şehit sayısı 300’ü geçti.Ateş düştüğü yeri yakıyor,fakir fukaranın çocukları ölüyor.*Bir inat uğruna ocaklar sönüyor,nice canlar gidiyor.*Allah bu milleti korusun,ne diyelim.Sağlık ve sevgiyle kalın.