Yeni taşınan hastane eksiklerini görerek giderme yoluna gidiyor. Personel eksikliği konusunda da gerekli çalışmalar yapıldı. Özellikle acil serviste doktor sıkıntısı vardı. Yeni sisteme göre hastalık seviyesine göre acil durumu olanlar 3 ayrı kolda acile alınıyor. Koduna göre hasta alındığı için doktorlar da ona göre ayarlanmış durumda. Acil serviste doktor eksikliğinin giderilmesi için AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, devreye girdi ve sorunun çözülmesini sağladı. Kaya, Torbalı’nın evladı olduğunu bir kez daha gösterip ilçenin en büyük problemlerinden birisi olan doktor sıkıntısını da çözdü. Torbalı gerçekten bu konuda çok şanslı. Torbalı’nın sorunlarını çözmek adına gece gündüz çalışan bir vekilimizin olması mutluluk verici. Hastanenin açılması ile birlikte Tire’ye veya özel hastanelere giden hastaların buraya geleceğini daha önceki yazılarımda yazmıştım. Acil serviste bile çok büyük yoğunluk yaşanıyor. Yeni hastaneyi merak edip görmek için bile muayene olmaya gidenler var. Böyle olunca da hasta patlaması yaşanıyor.

BİR HEYKDEL DE KORULUĞA LAZIM

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, çevreyi kirletenlere esprili tepki göstermek amacıyla Porsuk Çayı kıyısına bank üzerinde oturmuş ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli koymuş. Bu heykel bazı kesimlerden tepki görmüş. Bence çok güzel bir heykel olmuş. Çevreyi yediği çekirdek kabukları ile kirletenlerin ders alması için güzel bir heykel olmuş. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen konu ile ilgili olarak “Karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” demiş. Bu anlamlı heykel bir anda ülke gündemine oturdu. Herkes heykeli konuşuyor. Bazı paylaşımcılar, Porsuk Çayı kıyısına oturanların çekirdek kabuklarını ve çöpleri yere attığını ifade ederek, Büyükerşen’in bu kişilere karşı çareyi böyle bir heykeli koymakta bulduğunu söylüyor.

Bazı kişiler de heykelin çok ağır olduğunu dile getirmişler. Torbalı’da da bu heykel gibi heykellerin konulması gereken yerler var. Örnek vermek gerekirse Muzaffer Kebapçıgil Koruluğu. Koruluğa gelen bazı kendini bilmezler çekirdek kabuklarını yerlere atarak çevreyi kirletiyor. Stadyum, kafe, park her yerde artık yığın haline gelmiş kabuk görüyoruz. Doğa yavaş yavaş ölüyor. Bunun sebebi de insanoğlu. Birçok hayvanın nesli tükendi. Su yatakları kirlendi. Havaya salınan zararlı gazlar nedeniyle ozon tabakası zarar gördü ve zehirli havayı soluyoruz. Tüm bunlar birleşince de hastalıkların arttığını ve insanların genç yaşta hayatlarını kaybettiğini görüyoruz. Artık 60’ın üzerine çıkan nadir. Kanser, kalp derken insanlar erken yaşta hayatını kaybediyor.

CENAZEYE DEĞİL YEMEĞE GİDİYORUZ

Son yıllarda cenaze sahibi evlerde farklı bir adet ortaya çıkmaya başladı. Anadolu’nun bazı küçük illerinde bile cenazenin ilk günlerinde bazen üç gün boyunca çadırlar kurulup pideler dağıtılıyor. Buraya kadar ortada problem yokmuş gibi görünüyor. Ama dikkat edilince insanların yeni bir hurafeye doğru gittiği endişesi de bazı çevreleri tedirgin ediyor. Dinimizde, sünnette bu çadır tutma ve pide dağıtma geleneğinin yeri var mı? sorusuna Din İşleri Yüksek Kurulu açıklık getiriyor. Din İşleri Yüksek Kurulu’na göre cenazede dağıtılan bu yemek helal değil.

Cenazesi olup acısı taze olan ölü yakınlarının bir de kendilerine gelen ziyaretçileri tabiri caiz ise düğün merasimi gibi ağırlama yükü var. İnsanlar cenazeye değil yemek yemeye geliyorlar. Adetlerimize göre cenaze evinde oturanlara komşuları yemek götürür. Tabi bu yemeği sadece cenaze sahipleri herkes dağıldıktan sonra yer. Ama şimdilerde bu gelenek değişti. Artık millet pide yemek ayran içmek için cenazelere geliyor.