Ülke seçim sath-ı mahalline girdi ama ülke insanı gergin ve tedirgin. Ağrı ilimizde yaşanan; dört askerimizin yaralanması, beş PKK’lının ölümüyle sonuçlanan çatışmalar böylesi bir tedirginliğin işareti olarak görülüyor. Gerginliği körükleyen provokatif olaylar yaşıyoruz, seçimlere yaklaşıldıkça provokasyonların artacağı endişesinin taşındığı bir siyasi gerilimin yaşanmamsı için liderler halkımızı uyarıyor. Dileriz yaşananlar son olur, güvenli bir seçim sonrası huzur ve barışın tesis edildiği günler yaşarız…

***

Bu seçimlerde yalnızca iktidarı belirlemeyeceğiz… Başkanlık sistemine mi geçeceğiz parlamenter sistemde mi kalacağız? Bunu oylayacağız… Anayasayı bu yönde değiştirmek isteyenlerle istemeyenlerin seçimi aynı zamanda bu seçimler. İkincisi de; baraj sorununa rağmen HDP’nin parti olarak seçime girme kararı sonrasında barajı aşamayıp meclise giremezse bir meşruiyet sorunu doğar mı? Demokrasimizin önünde bir engel gibi duran yüzde on barajını indirme çabası olmayan AKP’nin barış sürecinin başlamasına rağmen Kürtleri parlamento dışında bırakmayı göze almasının doğuracağı sonuçları, barış görüşmelerini kiminle yapacağını ve kimin muhatap alınacağını da oyluyoruz. Hem AKP, hem HDP seçiminden eli güçlü olarak çıkmayı düşünüyor. Bu seçimler kimin elinin güçlü olacağını da belirleyecektir… Hayırlısı. Ülke hepimizin, hepimize yeter.

***

Bazı eksikliklerine rağmen CHP cumhuriyetin ilk yıllarındaki kurucu parti gibi davranmaya başladı… Ülkedeki tüm renkleri, sesleri, kültürleri kucaklayan antiemperyalist ilerici, sosyal demokrat, sosyalist enternasyonalin ilkelerine bağlı bir tavır sergiliyor… Tüm ülkede var olabilir. Doğu ve Güneydoğu’da Kürt sorununa duyarlı, özgürlükçü bir anlayış sergilerse etkili olur. Orta Anadolu’da dindar motiflere fazla dalmadan emek eksenli söylemleriyle çalışandan yana ve toplumsal refah vurgusu güçlü bir siyaset üretirse bir patlama yapabilir. Tüm yurttaşlarına eşit yakınlıkta batı ve kıyı illerindeki gibi davranmalıdır… CHP’nin milliyetçi, dindar ve muhafazakâr oyları kaybederim korkusu yersiz. Çünkü bu seçmen tabanı yıllardır başka adreslerde. CHP dindar ve muhafazakâr sağcılardan dik durduğu sürece oy alabilir. Bunu yapmalıdır da.

***

Gelelim muradımıza CHP’yi alkışlıyorum… İstanbul- Kartal mitingi, kedili trafolu reklam filmini değil. Daha öncesi yaptıklarını alkışlıyorum. Önseçim uygulaması, üstelik delege sistemini aşarak sandığı tüm üyelere açması hem parti hem de demokrasi açısından çok olumlu olmuştur… CHP örgüt içi demokrasi açısından ciddi bir sıçrama yapmıştır… Genel başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun da ön seçime katılıp yarışması hem parti içi demokrasi hem ülke demokrasisi açısından anlamlı ve önemli bir siyasal atılım olmuş CHP deki bu sıçrama ve açılıma en önemli katkıyı sağlamıştır. Bu konu seçim süresince işlenmelidir. Sayın Kılıçdaroğlu’nu alkışlıyorum.

Parti tabanının kimleri onayladığı açıkça görülmüştür… Üyelerin tamamının oy kullanması parti tabanına bir güven ve saygınlık getirmiştir. Bu durum hepimizin bildiği ve birçok köşe yazarının de değindiği CHP’nin kangrenleşmiş yarası olan “delege ağaları” ve o ağalar kanalıyla parti yönetimini elinde tutan kast sistemini parçalamıştır.

Bunu alkışlıyoruz.

***

CHP seçime giderken en az önseçim kadar önemli bir adım daha attı… Kadınları seçim listelerinin tepelerine yerleştirdi. Bu konuda HDP’nin kadın erkek eşitliğini sözde değil özde ete kemiğe büründüren “Fermuar Sistemi” ile temsiliyette birinci parti olduğunu kabul ediyoruz. Ancak yıllardır bıyıklı ve yaşlı amcaların yönettiği CHP nihayet kadın eli değiyor. Bunu ilçelerde illerde yapmalı CHP işte bunu alkışlıyorum.

***

Gelelim ekonomiye… Olcay Büyükbaş’ın Cumhuriyet gazetesindeki haberine göre: Son iki yılda yedi (7) milyon kişi daha yoksullaşmış ülkemizde. 2012’de 23 milyon 668 bin kişi olan “yardıma muhtaç insan” sayısı, 2014’te 30 milyon 500 bine yükselmiş… Nüfusumuzun yüzde 39’unun aylık geliri 270 liranın altındaymış… Çiftçimizin, köylümüzün yeni ürüne tarla masrafını bırakın kahvede çay içecek parası yok… O nedenle birçok köy kahvesi kapanıyor… İşte AKP’nin 13 yıllık iktidar sonuçları bunlar… Muhalefet bunları bilerek çözüm üretecek yolları anlatmalıdır. Muhalefet partileri kapı kapı gezmeliler. Her düşüncenin anlatılabileceği bir dil vardır. O dili, o ortak dili bulmalıdır.

CHP’miz önümüzdeki günlerde seçim bildirgesi niteliğinde bir program açıklayacağı sanılıyor. Bunun ekonomi ağırlıklı olacağı söyleniyor… Hukukun, eğitimin, sağlığın yerlerde süründüğü; Atatürk ilke ve devrimlerinin Cumhuriyet kazanımlarının, laiklik ve özgürlüklerin bir bir yitirildiği bir dönemde seçime gidiyoruz… Ülkeyi kuran, kökleri ulusal kurtuluş savaşında atılmış, antiemperyalist mücadele içinde kurulmuş Kemalizm’e dayanan, köklü Marksizme dayanan sosyal demokrasi anlayışı ve sosyalist enternasyonale dayanan emek eksenli ilke ve söylemleriyle dayanışmayı benimseyen CHP’yi alkışlıyoruz… Seçim öncesi uygulandığı demokratik ilkelerden güçlenerek çıkacağı kanısındayız umarım kavgasız, kimsenin burnunun kanamadığı, şenlik güzelliğinde bir seçim süreci yaşarız. Tüm siyasi partilerimize başarılar dilerim.

Hoşça kalın, dostça kalın.