Büyük Torbalı

BALIK HAFIZA(M) – HAFIZAN

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
BALIK HAFIZA(M) – HAFIZAN
456 Görüntüleme
04 Ağustos 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

YAŞAM; Kars İli Selim İlçesi Molla Mustafa Köyünde başladı.

Köydeçocuğun yaptığı ilk önemligörev hayvan otlatmak (yaymak) olur. Yaş altı- yedi olunca kuzuların arkasından koşturmaya başlamakla başlar macera… Önceleri büyüklerinyanında oyun biçiminde, daha sonra çubuğu verirler eline; yanında da yavan ekmek çıkını… Haydi, kolay gelsin, mal yaymaya… Köy çocukları genellikle bir araya gelerek hayvan otlatırlar. Böylece kendilerinden büyüklerin yanında öğrenmeye başlarlar hayatı…

Hayvanlar öğlene kadar doyurulur, daha sonra sulanması (su içirilmesi) gerekir. Köyde her yerde su yoktur. Sulanan hayvanlar subaşında iki saat kadar dinlendirilir. Sıcağınyoğunolduğu bu saatlerde hem hayvanlar hem de onlarınarkasındakibirkaççoban (hayvan sahiplerinin çocukları) dinlenirler.

Bazen sınırdaki göletimizin Kürt köyünden gelen çoban çocuklar tarafından işgal edildiğini görür biraz da büyüklerimizden öğrendiğimiz alışkanlığımız gereği onlar gidinceye kadar oraya yaklaşmazdık. Hayvanlarınbirkaçı suya doğru gitmeye çalışır da ona da engel olurduk. Onlar genellikle bizden yaşça daha büyük, sayıları daha fazla, ellerindeki değnekleri (kalın çubuk) daha iri olurdu. Köpekleri dahi bizim köpeklerden daha iri ve heybetliydi…

Bizim gibi konuşmazlardı. Daha yüksek sesle daha karmaşık, daha hızlı ve kızgınkonuşurlardı kendi aralarında… Büyüklerimizin deneyimlerinden de bilirdik ki onlar ordayken bizler gidersek göletin başına dayak yer, küfrediliriz. Köpeklerimiz dahi anlarlar da iri köpekleri uzaktan görünce huysuzlaşır huzursuz olurlardı. Bazen uzaktan başlarını dikleştirerek karşı tarafa o küçük ve çelimsiz halleriyle karşı koyarlardı… Çoğu zaman da iş ciddiye binince kuyruklarını sıkıştırıp bacaklarının arasına yanımızdan uzaklaşırlardı…

Korkar, onlar gidinceye kadar gidemezdik göletin başına, öylece uygun bir yerde onların gitmesini beklerdik. Bazen uygun bir uzaklıkta beklediğimiz halde dahi köpeklerini üzerimize salar bizi biraz daha korkutmaya çalışırlardı. Oradan gidemezdik çünkü hem gölet bizimdi hem de hayvanlarımızı sulayabileceğimiz yakınlarda bir su yoktu.

Köyümüz ilçeyle onların köyleri arasındaki yol üzerindeydi. Suyun başında çoğu zaman uzaktan gördüğümüz o çocukların büyükleri (babaları-amcaları-dayıları vs.) İlçeye giderken veya dönerken babamla birlikte eve gelir misafir olurlardı hanemize… Tüm misafirlerimize yaptığımız gibi onlara da misafirperverliğimizi gösterir, yiyemediğimizi yedirir içemediğimizi içirirdik. Hayvanlarını dahi doyururduk. Misafirlerimizi memnun olacakları bir şekilde yolcu ederdik.

Bu büyükler babamla birbirine genellikle kirve diye hitap ederlerdi. Kirve miydik!… Değildik. Öylesine samimi bir söylemdi.

Bizler orada Türkmen bilinirdik. Bizimkiler de onlardan bahsederken Kürtler diye bahsederdi. Sınır komşularımızdangüney ve batıda kalan köyler Kürt,içkısımda kalan köyler ise Türkmen köyleriydi. Türkmen köyler isayıca çok az, daha küçük ve daha fakirdi. Bizim köy Kürt köyleriyle sınırdı. Hayatımızın her döneminde bütün zorluklarına rağmen Kürtlerle birlikte yaşamak zorundaydık/yaşıyorduk.

Kürtler zengindi, İlçeye kamyonlarla (kamyon kasasında) giderlerdi. Köyümüz ilçe yolu üzerindeolduğundan bazen bizim yolcuları da ücreti karşılığı kamyon kasasına alırlardı. Bazen de kamyon boş olduğu halde almaz kızar geçer giderlerdi nedense!… Şoförün yanı boş olsa dahi bizimkilerin oraya binmeye yeltendiklerini hiç görmedim. Kamyon kasasının da hep arka köşelerinde, yoğun toz alan yerlerinde ayakta durmak zorunda kalırlardı. Yani kamyon içinde dahi onlarınyanındaki yerlerini bilirlerdi. Kamyonun üstünde de böyleydi, indikten sonraki yaşantılarında da böyle…

Onlar kendi aralarında bildikleri (küçüklerimizin bilmediği, büyüklerimizin de kulak dolgunluğu nedeniyle aşina oldukları) dili konuşurlardı. Büyük Kürtler (erkekleri) Türkçeyi bilir bizimle konuşmaya çalışırlardı. Evimizde dahi kendi aralarında konuştuklarında Kürtçe konuşurlardı. Tanımayan birisiyle tanıştırıldıklarında Kürt oldukları vurgulanmazdı. Çünkü biz kendimizi bildik bileli onların Kürt olduğunu, bizim de Türkmen olduğumuzu bilirdik. Onlar da bunu böyle bilirlerdi.

İste ben çocukluk dönemimde Kürtleri böyle bildim, böyle tanıdım.

“Sonraki aşamaları devam eden yazılarımda sizlerle paylaşacağım. Örneğin inancımıza/mezhebimize nasıl bakarlardı gibi.. ”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web