İSTİKAMET İzmir-Gültepe-Toros’tu. Daha önce eski Konak Belediye Başkanı Sayın Hakan Tartan’ın açılışını yaptığı ormanlık alanın mesire yerine dönüştürdüğü yere gitmekteydim. İlkokulda 5 yıl aynı sıraları eskittiğim sınıf arkadaşımın davetlisiydim. Yenişehir’den 42 Nolu otobüse bindim. Zeytinlik, Ferahlı, Levent, istikametinden Çınartepe son durağına doğru ilerliyordum. Otobüste cam kenarında oturmaktayım. Elimde İhsan Sabri Çağlayangil’in Anıları kitabını okumaktayım. Yanıma 70 yaşlarında bir amca oturdu. O bana baktı, ben ona “merhaba amca” dedim. O da bana kafasını salladı. Aradan üç-beş dakika geçmedi birden bir soru sordu dedi ki, “Sen sabah gazetesini mi yoksa Sözcü gazetesini okursun”. Sabah desem sağcı, Sözcü desem solcu olacaktım. En iyisi dedim amcanın sorusuna soruyla karşılık veriyim. “Sence hangi gazeteyi okuyorumdur bir tahmin et bakalım”. Yaşlı amca, “bilmem” dedi. Eğer amcanın sorusuna direk cevap verseydim muhabbeti birden kesip bırakabilirdi. Bu sefer tekrar sordum, “Sen Gültepe’de mi ikamet ediyorsun” dedim. “Evet” dedi. “O zaman sen rahmetli Gültepe belediye başkanını Aydın Erten’i bilirsin” dedim. Gülümsedi ve “adam gibi adamdı” dedi. Bu sefer ben gülümseyerek yaşlı amcaya dedim ki, “Sen Sözcü okuyorsun…” Tahminim doğruydu fakat durumumuz çok üzücüydü. İnsanların gazetelerde dahi ayrışması içimi sızlatan bir durumdu. Amcayla epey bir sohbet ettim. İneceğim durağa yaklaştım ve indim. Sevgili dostlar ülkemizde parti geleneğiyle siyaset yapılmaktadır. Çoğunluğu olmak üzere sağcı neden sağda olduğunu solcu ise neden solda olduğunun farkında bile değil. Babası ve dedesi solda ve ya sağda ise evlatta oradadır. Aslında bu biraz üzüntü verici durumdur. Neden mi? Bakınız ülkemizin bugün gelinen noktada yoğun tartışmakta olduğu bir konu var. Başkanlık sistemi konusu. Bir çoğumuz bu konuyu araştırmadan yorumlayıp konuşmaktayız. Çıkıp sokakta vatandaşa başkanlık konusunu sorsak CHP veya MHP’liyse büyük çoğunluğu başkanlık konusuna reddeder. Ak Parti’liyse kabul eder. Oysa bu böyle olmaması lazım gelen bir konudur. Ülke menfaatine yapılan bir konuyu bir parti reddeyorsa tabandaki tüm partililer bunu reddetmektedir. Oysa o konu ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konudur. Ben bu konuyu birazda ülkemizin yıllarca gelişememesine bağlayıp siyasi partiler yasasının ne kadar kötü olduğunun bir kanıtı olarak görmekteyim. Dünyanın en gelişmiş on ülkesi başkanlık sistemiyle yönetilmektedir. Ak Parti, 7 Haziran seçimlerine başkanlık gündemiyle gidiyor. Neden? Çünkü sistem tıkanmış bir durumda. Üstelik bu sistem zaten yıllarca tıkalıydı. Bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetler bunu değiştirmeyi düşünmediler. Bugün bir iktidar gelmiş bu tıkanan tarafları ortadan kaldırıp icrayı işlevsel hale getirmeyi vaad ediyor. Muhalefetse buna karşı çıkıyor. Oysa muhalefetin buna en çok evet demesi lazım. Neden? Bunu halkımızın da çok iyi kavraması lazım.

YASA YAPABİLİYOR MUSUNUZ?

Başkanlık sistemine itiraz eden muhalefete soruyorum. İstediğiniz kanunu yapabilir misiniz? Bakanlar kurulundan gelen herhangi bir kanun tasarısının hayata geçmesine engel olabiliyor musunuz? Soruyorum arkadaşlar muhalefetin en temel görevi olan bu görevi hakkıyla yerine getirebiliyor musunuz? Yasa yapabiliyor musunuz? Hadi yasayı da geçtim gelelim denetime. Onaylamadığınız bütçenin geçmesine engel olabiliyor musunuz? Görevi nedeniyle yanlış yaptığını düşündüğünüz bir bakan hakkında denetim mekanizmalarını, bir muhalefet milletvekili olarak hayata geçirebiliyor musunuz? Salı toplantılarında meclis salonunda esip gürlemenin dışında, soru önergeleriyle ya da gündem dışı söz alarak kürsü işgal etmenin ve dolayısıyla TBMM’yi bloke etmeye çalışmanın dışında Allah rızası için söyleyin bir şey yapılabiliyor mu? Neden yapılamıyor, herkesin irdelemesi gereken konu bu. Çünkü içinde bulunduğumuz garabet sistem güçlerin zannettiği gibi ayrı olduğu bir sistem değil. Yasama ve yürütme söylendiği gibi ayrı hiç olmadı. Yasama meclisinde hakim grup kim ise yürütmede o grubun içinden çıkar. Ve işin en üzüntü verici tarafı ne biliyor musunuz sevgili dostlar? Bunları bile bile muhalefet, başkanlık sistemine karşı çıkmaktadır. Yeni Türkiye’nin dış güçleri rahatsız etmesi normal fakat içerdekileri neden rahatsız olmakta? Devamı gelecek.