“Oy benim namusum, emirle vermem,

Partimi görmezsem seçime girmem,

Ölürüm cephede emrinde senin,

Yanlı son sözüm var, oy hakkı benim.”

Evet, oy hakkı sizin.

Oyunuzu mutlaka kullanın, bu bir vatandaşlık görevidir.

Bir oy deyip geçmeyin…

Bilinen hikâyedir.

Adamın biri sahilde yürürken, ilerde genç bir adamın, yerden bir şey alıp denize fırlattığını görmüş…

Yanına yaklaşıp sormuş:

-Günaydın. Ne yapıyorsun böyle?

-Suya denizyıldızı atıyorum.

-Neden suya denizyıldızı atıyorsun?

-Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.

-Ama delikanlı kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı, milyonlarca denizyıldızıyla dolu. Hiçbir şey fark etmez.

Genç adam kibarca dinlenmiş, eğilerek yerden bir denizyıldızı daha alıp, denize doğru fırlattıktan sonra:

-Bunun için fark etti… demiş.

Yukarıdaki hikâyede olduğu gibi, 7 Haziranda kullanacağınız bir oy dahi önemli.

Oyunuzu mutlaka kullanın.

Oy deyince aklıma geldi.

Adamın biri bağımsız olarak seçimlere girmiş, sandıklar açılmış ve toplam 2 oy çıkmış, bunu duyan karısı hışımla adama çıkışmış.

“Allah belanı versin herif, demek ki beni aldatıyorsun!..”

Adamın biri de muhtarlığa adaylığını koymuş.

Sonuçlar açıklandığında, kendisine sadece “bir oy” çıkmış.

O da sinirli bir şekilde mahkemeye gidip “boşanma davası” açmış.

Görüyorsunuz işte, bir oy nelere kadir…

Bu seçimden çıkacak sonuçları kestirmek biraz zor.

HDP, yüzde on barajını aşacak mı, aşamayacak mı?

CHP ve MHP oylarını arttıracak gibi görünüyor…

Vatan partinde bir canlanma var…

Saadet Partisi, seçimde biz de varı diyor…

İktidar Partisi, iki koldan, bütün imkânları kullanarak tüm gücünü ortaya koyuyor…

Dolayısıyla seçimden çıkacak sonuçlar konusunda kafalar biraz karışık…

Fıkra bu ya…

Temel ile İdris, mecliste karşılaşmışlar.

-Ula Temel, öyle bir şey söyle ki, milletin kafası karışsın.

-102

-Ha nedir 102?.. Nereden çıkardın 102’yi?

-Bak daha şimdiden kafan karıştı bile?

Sayın Cumhurbaşkanı da 400 dedi, sonra 367 dedi, kafalar karıştı gitti…

Seçim çalışmalarını hep birlikte izledik.

Genel Başkanları dinledik.

Milletvekili adaylarını mahallelerimize, kahvelerimize misafir ettik…

Artık kararımızı vereceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Küçük hesaplardan kendimizi kurtarıp, geleceğimizi düşünerek oy kullanalım.

Bilirsiniz politikacılar biraz yalan söylerler de…

Bilinen fıkradır.

Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Anadolu’da köyleri dolaşıyordu. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, derin bir şarampole uçtu. Çiftçi koşarak geldi ve gece kurda kuşa yem olmasınlar diye gömmeye başladı.

Ertesi sabah savcı olay yerine geldi ve çiftçiye sordu:

“Bütün politikacılar gömdün demek. Hepsi ölüydü.

Eminsin değil mi?” çiftçi cevap verdi:

“Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama, politikacıları bilirsiniz, nasıl yalan söyler.”

Ne demiş halkımız?

“Hasan dağı arpalıktır, eğer saban yürürse

Her derede bir değirmen eğer su gelirse

Her kümesten birer tavuk eğer köylü verirse

Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse.”

Bugünkü yazımızı Mahatma Gandhi’nin şu güzel sözü ile noktalayalım.

“Yanlışları savunup kalabalıkları arkama almaktansa, doğruyu savunup yalnız kalmayı tercih ederim.”

Tekrar buluşmak üzere esen kalın.