Akaryakıt istasyonu önünden hızla geçen araçlar su birikintisi yüzünden direksiyon hakimiyetini kaybediyor. Yoldaki su birikintisini son anda fark eden sürücüler, aracın savrulmasına son anda önlüyor. Aşırı hızla gelip, buradaki suya giren bir araç ne yazık ki büyük bir kaza ile karşı karşıya gelir. İzmir Aydın Asfaltı kısa süre sonra tadilata alınacak. Pamukyazı bölümünde halen çalışmalar sürüyor. Ayrancılar bölgesinde de bir çalışma yapılmış veyolun standardı yükseltilmişti. Burası da düzeltilecek ancak çalışmanın ne zaman buraya geleceği henüz belli değil. O bölgenin düzeltilmesi bir hayli zaman alır. Karayolları II. Bölge Müdürlüğü ekipleri bu yoldan sık sık geçiyor ancak bugüne kadar yağmurlu bir günde hiç buradan geçmediler herhalde. Yolda biriken suyun sürücüler için çok büyük bir tehlike arz ettiği konusunda da bir şikayet almadılar sanırım. Yoksa bir düzenleme yapılırdı diye düşünüyorum. Torbalı Kaymakamlığı’nın bu konuda Karayollarına bilgi vermesini ve su birikintisi yüzünden herhangi bir kaza yaşanmadan bir önlem alınmasını bekliyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Allah korusun, bu yolu işçi ve öğrenci servisleri, ESHOT ve İzmir Torbalı seferini yapan minibüsler de kullanıyor. Önümüz kış ve yağmurlar aralıklarla yağmaya başladı. Facia yaşanmadan, kimsenin canı yanmadan önlem alınmalı.

YAZIKLAR OLSUN

Devletin malına zarar verenler en ağır şekilde cezalandırılsın. Belediyeler vatandaşın verdiği vergiler ile yatırım yapıp şehirlerin güzelleşmesini sağlıyor. Ancak bazı kendisini bilmezler bu yapılanları yakıp yıkıyor. Torbalı Belediyesi tarafından yapılan birçok yatırım da yağmalanıyor. Atatürk Mahallesi’nde yapılan oyun parkının plastik oyun gruplarına yakılarak zarar verilmişti.Çocukların oyun oynadığı parka gelip ateşe verenler aslında hepimizin cebindeki parayı ateşe verdi. Bu bilinçle düşünüp, devletin malına sahip çıkmamız lazım. Çocuklarımızı da bu bilinçle yetiştirmeliyiz. Geçen gün Whatsapp’tan bir fotoğraf aldım. Fotoğrafta sanki düşman tarafından saldırılmış ve duvarları yıkılmış bir bina vardı. Sonra küçük bilgilendirme notunda burasının Sadık İleri Bulvarı’nın girişindeki Engelsiz Yaşan Parkı’ndan çekildiğini öğrendim. Geçtiğimiz aylarda yazdığım bir yazıda burası ile ilgili bazı bilgiler vermiştim. Engelli çocukların eğlenmesi ve yaşıtları gibi parka gelerek oyun oynaması için yapılan parkın durumu içler acısı. Kendini bilmezler parkı savaş alanına çevirmiş. Parkın içinde bulunan tuvaletin duvarı yıkılmış ve içindeki musluklar parçalanmış. Muslukları kopartılan tuvaletten dışarıya sular fışkırıyor. Şehrin en işlek caddelerinden olan Sadık İleri Bulvarı’nda bir parka bunu nasıl yapabiliyorlar anlamış değilim. Hiç mi gören olmuyor. Çevrede oturanlar parkın durumunu belediyeye bildirdiklerini ancak gerekli çalışmanın yapılmadığını söylüyorlar. Belediyenin buraya bir çay bahçesi yapma planının olduğunu duymuştum. Acaba bundan dolayı mı buraya kimse bakmıyor. Engelsiz Yaşam Parkının yıkılıp, bölgeye çay bahçesi yapılacağını duyan vatandaşlar eğer duyumları gerçekse projeye itiraz edeceklerini söylüyorlar. Sadık İleri Bulvarı’nda faaliyet gösteren bazı işletmeler de düşünülen projeye karşı çıkıyor. Tabi bu konuda belediyeden bir açıklama yapılmadı. Bunlar sadece söylenti de olabilir. Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nden Engelsiz Yaşam Parkı’na sahip çıkmasını bekliyoruz.

ZORUNLU OLAN (DASK) ZORUNLU OLACAK

Normalde zorunlu deprem sigortası olan DASK’ın her eve yapılması lazım. Ancak ne yazık ki zorunlu olmasına rağmen bunu yaptıran sayısı çok az. Artık devlet bu konuda ciddi adımlar atıyor. Son dönemde elektrik, su ve  doğalgaz aboneliği yaptıracaklardan zorunlu deprem sigortası isteniyor. Kredi kullanarak ev alanlar da bu sigortayı yaptırmak zorunda. DASK’ın herkes tarafından yaptırılmasını sağlamak adına çalışmalar yapılıyor. Türkiye’de her evin otomatik olarak DASK’a dahil edilmesi için son düzenleme DASK yaptıranların sayısının artmasını sağlayacak. Kanuna göre devlet artık depremde evi hasar gören veya yıkılanlara eğer DASK’ı yoksa yardım etmeyecek. DASK ve Doğal Afet Kanunu’na göre devlet, eskiden olduğu gibi depremde evi yıkılana yardım edebilmesi için ancak yeni bir kanun çıkarmak zorunda. Çanakkale ve Adıyaman depremlerinde yıkılan evleri onarmak için harekete geçen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAT), kanun nedeniyle durmak zorunda kaldı. Çünkü yıkılan evlerin hiçbirisinin DASK’ı yoktu. Üstelik bu evler kanun gereği DASK yaptırmak zorundaydı. Kanun da “DASK olmadan devlet desteği ile yıkılan evleri yapamazsın” diyordu. Bu durum ortaya çıkınca hükümet de her evi zorunlu olarak deprem sigortalı yapmak için harekete geçti.