Büyük Torbalı

BY BY SEDAT UZUNBAY

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
BY BY SEDAT UZUNBAY
437 Görüntüleme
31 Mart 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Günün sözü “ilk intiba son intibadır (yeterince ön yargılıysan tabi) Kubilay KAPLAN

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü bu köşede “CHP’de Uzunbay sessizliği” başlıklı bir pasaj açmıştık ve demiştik ki, “Öte yandan Torbalı CHP teşkilatı içerisinde pek sesleri çıkmasa da hatırı sayılır bir Uzunbay muhalifleri var. Bu muhalif kanadın, İlçe Başkanı İsmail Uygur’a yakın isimler arasında olması da hayli enteresan. Demek ki, bir kısım CHP’liler partinin Torbalı’daki aday adayını desteklemiyorlar.” O yazıda dile getirmiş olduğumuz ön görüler gerçekleşti ve Sedat Uzunbay , Pazar günü yapılan ön seçimde Torbalı sandığında hüsrana uğradı. Böylelikle Torbalı İlçe Teşkilatı’nın parti tabanına muhalif bir şekilde, Sedat Uzunbay’ı sahaya sürmesinin doğru bir hamle olmadığı da açıkça anlaşıldı. Siyasette var olan süreci doğru şekilde okumak çok önemli. Bu okumaları yaparken de tavana değil tabana bakılmalı. Tavana bakılarak yapılan okumalar daima yanıltıcı olmuştur ve olmaktadır. Peki , Torbalı’daki CHP üyeleri ön seçimde neden Sedat Uzunbay’ı desteklemediler? Bunun bir tek yanıtı bulunuyor: Uzunbay’ın milletvekilliği yaptığı dönemde Torbalı’nın meseleleri hakkında yeterince faal davranmaması. Seçimden bir gün önce beni yoldan çeviren bir esnafın, “Uzunbay hangi yüzle Torbalılılardan oy istiyor? Bu zamana kadar ilçe adına kılını kımıldattığını görmedim.”serzenişi Uzunbay’a oy vermeyenlerin ortak sedasıdır. Yalnız şu da bir gerçek ki, bu başarısızlık tek başına Sedat Uzunbay’a da hamledilemez. Sedat Uzunbay’ın CHP teşkilatı içerisindeki düşük kredisini bildiği halde aday adayı olarak onu gösterenler de bu başarısızlığın ortağıdır. CHP’nin Torbalı’daki tabanı, partinin yönetim kademelerinde değişim istediğini, yönetimin gösterdiği adayı desteklemeyerek net bir şekilde ifade etmiş oldu. Böylece CHP İlçe Başkanı İsmail Uygur ve ekibine bir seçim darbesi de kendi partililerinden,CHP üyelerinden gelmiş oldu.

Suriye’ye karşı Yemen kartı

Bazı analistlere göre Ortadoğu yine karıştı ve o taraflar yine bir barut fıçısı. Haksız sayılmazlar ama atladıkları bir realite var. Ortadoğu coğrafyası , batıda endüstri devriminin hızlandığı ve batılı ülkelerin sanayi çarkını çevirmek için enerjiye oksijen kadar ihtiyaç duydukları zamandan beri karışık. Yani, Ortadoğu’nun karışması bugünün meselesi değil. Son günlerde de Yemen’de yeni bir çatışma ortamı var. Arap baharının kıvılcımlarından nasibini alan Yemen’de şimdi de Şii Hutsi milisleri piyasaya çıktı. Nasıl ki, Suriye’de IŞİD bir anda piyasaya çıkıverdiyse; Yemen’de de Hutsiler diye bir grup sahaya indirildi. IŞİD kanalıyla Suriye; Hutsiler eliyle de Yemen dizayn ediliyor. Elbette bu iki grup arasındaki mühim fark, birisinin Sünniliğe yaslanması diğerininse Şiiliğin bayrağını açması. Suriye lideri Esad, düşmemekte direniyor. İran’ı Suriye tarafından kuşatma çabası şimdilik sekteye uğramış görünse de bu yolun, bir zaman sonra açılması mukadderdir. İran’ın bu kuşatmaya Yemen kartını devreye sokarak yanıt vermeye çalıştığı anlaşılıyor. Aslında İran’ın bu kartı oynamaktaki asıl amacı; petrol sevkiyatının can damarı sayılan Hürmüz Boğazı’nı sağlama almak. Yani Ortadoğu coğrafyasında cereyan eden mücadelelerin ana ekseninde yine enerji var. Ve bu enerji savaşları da yine din temelli çatışmalarla perdeleniyor.

Din kardeşliğine ne oldu?

Ak Parti , din eksenli siyaset yaparak iktidara geldi ve o iktidarı perçinledi.

Cemaat de dini motifler üzerinden yükselerek bugünlere geldi.

Birisi bir siyasi parti, diğeri bir sivil toplum hareketi.

Türkiye’nin kendisine has şartları bu iki düzlemin oluşması için müsait bir zemin teşkil etti.

İki din kardeşi , el ele vererek (kendilerince)mühim işlere imza attılar.

Sonrasında ne olduysa oldu; önce gizli gizli sonra da açıktan açığa kapıştılar.

Peki, Ak Parti ve Cemaat neden “din kardeşi” olarak kalamadılar?

Çünkü iktidar mevzu bahis olduğunda din kardeşliği hep halı altına süpürülmüştür.

Tarih, bunun sayısız misalleriyle doludur.

Osmanlı padişahlarının iktidar savaşımında hem din kardeşi hem de öz kardeşi olan şehzadeleri boğdurmaları başka nasıl izah edilebilir ki?

Bir ayda 280 dakika

Hesaplamalarımı yaptım. Telefonda konuşma sürem, bir ayda ortalama 280 dakika tutuyor. Bu da günde 9 dakikaya tekabül etmekte. Elbette bu rakam zaman zaman artabilmekte, ama bu da bana gelen telefonlardan kaynaklanıyor. Kimi zaman bir okurumla telefonda 20 dakika konuştuğumuz da oluyor. Ama günde dokuz dakikalık telefonla konuşma ortalamasıyla Türkiye standartlarının çok altında kaldığımı da kabul ediyorum. Yalnız bu ortalamayı yükseltmekten ziyade azaltmayı planladığım da bilinsin. Bu hususta Türkiye standartlarının altında kalmak önemli bir başarı çünkü.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web