Büyük Torbalı

Ders yılı ve ders

İlkokula başladığım ders yılı 1961-1962 idi. 1972-1973 ders yılı ile yüksek öğrenime açıldım. 1976-1977 ders yılında ise; gencecik ve idealist bir öğretmen olarak Kars iline atandım. Yıllar ve ders yılları geçti ve ben 2004-2005 ders yılında mesleğimden emekli oldum.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Ders yılı ve ders
Armağan KARS( a.kars@buyuktorbali.com )
1.017 Görüntüleme
28 Eylül 2017 - 12:47
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Yani elliye yakın ders yılını yaşadım ve yaşamaktayım. Eğitimin içinden biri olarak pek çok değişikliğe ve uygulamaya tanık oldum, uygulayıcısı oldum. Bu süre içinde pek çok Milli Eğitim Bakanı gördüm. İki dönemden oluşan ders yılına “eğitim öğretim yılı” diyorduk vaktiyle. Ne yazık ki, son yıllarda eğitimin ruhuna Fatiha okuyoruz. Öğretimin de ne kadar anlamlı olduğunu anlamak için ulusal ve uluslar arası eğitim istatistiklerine bakmak yeterlidir. Uzatmaya gerek yok, birçoğunda son sıralardayız. Söylenecek çok şey var ama dikkatimi çeken bir nokta var ki, o da şudur: Her yıl yurt dışına uzman görevliler gönderilir. Bunların görevi, gittikleri ülkede eğitim ve öğretim kurumlarını tanımak, programları incelemek ve ülkemize dönünce üst makamlara rapor vermektir. Bu görevin amacı şüphesiz, daha iyi konumda olan ülkelerin eğitim programlarından yararlanmak ve kendi toplum koşullarımıza uygun olan yanlarına işlerlik kazandırmaktır. Bu görevlilerin kimler arasından ve hangi ölçütlerle seçildiğini bilemem ama, yaşadıklarımız göstermektedir ki, yaptıkları görev amacına ulaşmamıştır. İleri düzeydeki bir ülkenin eğitim programını alıp masaya yatırmak ve bunu kendi toplumumuzun genel geçerlerine uyumlu hale getirip uygulamaya koymak, yani toplumun çıkarları doğrultusunda faydalanmak hiç de zor değildir. Bunu yapmaya çalışmak yerine; sürekli sınav adı ve sayılarıyla oynamak, programları iyileştirmek yerine okul adlarını değiştirmek, akıllı tahta ya da tablet gibi gereçlerle sadece görünüşe şekil vermek maalesef eğitimde kaliteyi yükseltmiyor, sorunları çözmeye yetmiyor. Amaç bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse, sorunun en önemli unsuru olan “öğretmen” den başlamak gerekir. Göklere çıkararak uygulamaya koyduğunuz TEOG sınavını birkaç yıl sonra “ çok kötü” diyerek bir anda uygulamadan kaldırırsanız, bu konuda ciddiyetinize ve samimiyetinize inanmakta şüpheye düşerim. Milli Eğitim’de, aynı hükümet sürecinde diğer bakanlıklarda olmadığı kadar “bakan değişikliği” yapılması ayrı bir soru işareti olarak durmaktadır. Ne vatandaşın çocuğu kobaydır, ne de vatandaşa hizmet etmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığı yaz boz tahtasıdır. Temennim ise, yarınlarımızı emanet edeceğimiz kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımızın geleceği ile daha fazla oynanmamasıdır. Onların geleceği, ülkemizin geleceğidir.
DERS
Öğrenciler karne alırlar. Notlarına bakarlar. Başarılı olabilmek için, bir önceki ders yılında yaşadıklarından ders çıkarmalıdırlar. Olaylardan ders çıkarmayanların sonu hüsrandır. Ders çıkarmak herkese ait bir özellik olmalıdır. İktidarlar da ders çıkarmalıdırlar. Çağın gereklerine uygun, üretime dönük, sorup sorgulayan ve düşünüp gelişen, geliştiren bir nesil için “müfredat” hazırlamak yerine; ülkenin kurucu felsefesinden uzaklaşmak, kurucu değerlerini ve kurucularını ders kitaplarında seyrekleştirmek; üzüm yemekten çok, bağcıyı dövmeyi çağrıştırıyor. İnatla bir yere varılmaz. Toplum olarak yaşadığımız sorunların pek çoğunun üstesinden gelmek için, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine sahip çıkmak ve ilkelerine uymak yeterlidir. Bir başka ihtiyacımız da çalışmak, çok çalışmaktır. Mutlu yarınları görebilmek için, yakın geçmişten de “ders” çıkarmak gerektiğini unutmayalım.
Saygılarımla.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web