SON günlerde İzmir-Aydın asfaltı üzerinden Çaybaşı istikametine gidenler mutlaka görmüştür. Yolda bir çalışma var. Yola mıcır dökülüp sati asfalt kaplama yapılıyor. Görünce çok şaşırdım. Çünkü herkes gibi ben de duble yol bekliyordum. Neye niyet neye kısmet.

Daha önce Kaymakam Aydın Memük, Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez, açıklamalarında Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün Kısık Sanayi Sitesi’nden Belevi’ye kadar olan 47,5 kilometrelik yolu duble yola dönüştüreceğini belirtmişti. Hatta güzergah üzerinde bulunan 20 kavşakta da düzenlemenin yapılacağı belirtilmişti.

Bir gazeteci olarak çalışmanın başlamasını dört gözle bekliyordum. Ancak Çaybaşı Mahallesi’nde gördüğüm manzara sonrasında tam bir hayal kırıklığına uğradım. Gerçekten de ilçemizin tam ortasından geçen bu tarihi yolda kapsamlı bir düzenleme yapılması ve duble yola dönüştürülmesi gerekiyordu. Bu sayede yol hem yayalar hem de araçlar için daha güvenli hale gelecekti. Özellikle de mevcut kavşakların düzenlenerek modern bir hale getirileceğini düşünüyorduk.

Ancak Çaybaşı’daki çalışmalar hiç de öyle görünmüyor. Belediyenin mahalle aralarında küçük sokaklara yaptığı mıcırlı sati asfalt kaplama İzmir-Aydın asfaltına yapılıyor. Bu işte bir yanlışlık olmasını diliyorum. Umarım yanılan ben olurum. Gerçek olmasına inanmak istemiyorum. Bir yetkili çıkar da sen haksızsın, çalışmalar şu tarihte başlayacak mevcut çalışma şundan ötürü desin de yüreğimize su serpsin.

SURUÇ’TA KATLİAM VAR

Bu coğrafya asırlardır katliamların, kanın, vahşetin adresi haline geldi. Kardeşliğimizi doya doya yaşayamadık. Her şey tam normalleşecek derken, yine bir kanlı saldırı sonrasında yüreğimiz yandı.

Şanlıurfa Suruç’ta hain saldırı sonrasında 30 canımız yitti. Bu hain saldırıyı yapanları kınıyorum.

Terör olayları tam bitti, artık silahlı çatışmalar sona erdi derken, gerçekleştirilen bu saldırılar, bu topraklarda kardeşliğin, birliğin, beraberliğin olmasını istemeyenlerin var olduğunu gösteriyor. Kardeşliğimize çomak sokanların olduğunu görüyoruz. Ama biz etle tırnak gibiyiz. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz.

Asırlardır yapılan bu kirli oyunlar, hain saldırılar bizi birbirimize daha çok bağlamış ve milletimizi daha çok kenetlemiştir. Evet yüreğimiz kan ağlıyor. 30 kardeşimiz hayatını kaybetti. Ama bunun üzerinden siyaset yapmayalım. Sosyal medya kabadayılarına sesleniyorum. ‘Sağ duyulu olun. Toplumu daha fazla germeyin. İnsanları birbirine düşürmek, kimseye bir şey kazandırmaz.‘

Sosyal medyada, o kışkırtıcı açıklamalar yapan her kim olursa olsun kendine çeki düzen vermeli. Birçok kişi olaya sadece bilgisayar başında veya elindeki telefonla bakıyor. Ama dışarıda canlar yitiyor. Siz, ancak sosyal medya üzerinden üzülüp, ancak oradan kahramanlık yapabilirsiniz. Ya o gençlerimizin aileleri, sevdikleri. Ateş onların yüreğine düştü. Bırakın artık bu ucuz kabadayılık, milliyetçilik, sosyalistlik, İslamcılık tavırlarını. Bugün, dünden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.

RÖPORTAJ İÇİN PARA İSTEYEN RAPÇİLER

Yetenek Sizsiniz Türkiye’de geçtiğimiz günlerde final yapıldı. TV 8 ekranlarında yayınlanan ve tüm Türkiye’yi ekran başına kilitleyen yarışmanın finali nefesleri kesti. 14 finalistin yer aldığı yarışmada, finale çıkanlardan biri de Torbalılı Erdal-Burak Toprak kardeşler oldu. Onların finale yükselmesi, son ikiye kalması beni gerçekten de çok mutlu etti. Bir abileri olarak bende onlara destek amaçlı mesaj dahi attım.

Hak ettikleri bence şampiyonluktu ama ikinci oldular. Ertesi gün bizzat arayıp tebrik ettim hatta duygu ve düşüncelerini de alıp haber yaptım. Arife günü kendileriyle karşılaştığımda, gazete olarak bir bayramdan sonra röportaj yapmak istediğimizi söyledim. Onlar da kabul ettiler. Muhabir arkadaşımız önceki gün kendileriyle röportaj yapmak için iletişime geçti. Ama hiç beklemediği bir cevap almış bizim arkadaş. Toprak Kardeşler, röportaj için para istemiş. Duyunca hem çok şaşırdım hem de çok güldüm. İki rapçi kardeş bir menajer tutmuş ve onun önerisi sonrasında böyle bir karar almışlar. Bir röportajdan istedikleri para ise asgari ücretten fazlası. Yani 1000 TL. Ne dediğinizi duyar gibiyim. Bu kardeşlerimiz, daha düne kadar telefonla arayıp “abi bi haber yapalım, insanlar mesaj atsın” diyen kişiler. Daha düne kadar gazetelere haber yaptırmak için takla atanlar, bugün bizden para ister olmuş. Bir yarışmada derece elde ettikten sonra geldiğin yeri unutursan, geri döneceğin yer olmazmış. Bizim belki onlarla yapacağımız röportaja ihtiyacımız yok ama yarın öbür gün onların yine bir haber için gazetemize ihtiyaçları olacak.