Geçtigimiz hafta dört vatan evladi polis memurumuzu sehit verdik. Ulusumuzun basi sag olsun. Içisleri Bakani kürsüde ne diyor? (Bagirarak) “Bütün yetkililer burada. Ne yapip yapin, temizleyin Amanoslari (Hatay dolaylarini) terörden”.  Kalabaliktan biri cevap veriyor: “Terörle mücadele eden komutanlari içeri alarak mi temizleyecegiz terörü?” O gün bu çikisa cevap veremeyen Sayin Bakan’in yerinde olmak istemezdim. Bunun üzerinden birkaç gün geçmeden Sayin Basbakan konusuyor: “Terör bizim gitmemizle bitecekse biz gideriz.”  Bu iki devlet adaminin agizlarindan çikan bu iki cümle arasindaki benzerlik ya da çeliskiyi(!) bir kompozisyon sinavi sorusu olarak sorsak, sanirim bütün ögrenciler sinifta kalir. Bir tarafta yetkili ve ilgililerden bölgedeki terörü bitirmelerini isteyen bir Içisleri Bakani, diger tarafta ise, iktidarin degismesiyle terörün bitmeyecegini pesin pesin kabul etmis gibi görünen bir Basbakan. (Terörü 365 günde bitirecegini iddia eden eski general, yeni politikaci, Hak ve Esitlik Partisi Genel Baskani Osman Pamukoglu’na ne demeli simdi?) Iste degerli okurlarim, bu sartlarda yelken açiyoruz bir referanduma dogru. Bu arada, geçtigimiz yil bana önümüzdeki dönemde çok güzel seyler olacagini söyleyen dostlarimin (ki kaynaklarinin neresi oldugunu bilmedigime yemin edebilirim) kulaklarini istemeden de olsa çinlatmis oldum. Kusura bakmasinlar.(Onlara cevap hakki dogdugunu kabul ediyorum.) Acaba “güzel sey” dedikleri su olabilir mi, ne dersiniz?  Ne diyor Diyarbakir Belediye Baskani? “Türk bayraginin yaninda yesil, sari, kirmizi renkli bayrak dalgalansa ne olur? Evet, ben de ayni soruyu kendisine soruyorum: “Ne olur?” Ya da iddia ettiginiz gibi demokrasi ve özgürlüklerden yoksun bir ülkede bu soruyu sorabilir misiniz? Ben de soruyorum size: Bu sözlerin sahibi, iktidarin hangi açilim rüzgârindan cesaret almis olabilir? Iste degerli okurlarim, bu kosullar altinda gidiyoruz bir referanduma dogru. Beni üzen bir baska konu ise, “evet”çi arkadaslarin maalesef ellerinde somut bir tezlerinin olmayisidir. Zaten olamaz da. Tutturmuslar bir “12 Eylül rövansi”. Bu degisiklik paketinde böyle bir sey olmadigini onlar da çok iyi biliyorlar. Bu arada, gazetemizde geçtigimiz günlerde röportaji yayimlanan Sükriye Can adli vatandasimizla görüsüp, sözlerinin yanlis anlasildigi gerçegini ortaya çikaran arkadasimiz Mehmet Ergün’ü kutlarken, 12 Eylül’den zarar gören solcularin bu referandumda “evet” oyu kullanacaklarini sanan çevrelerin çehrelerini 13 Eylül günü görebilmeyi ümit ediyorum. En önemli degisikliklerin Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan ve HSYK konularinda yapildigini söyleyemiyorlar size. Söyleyemezler. Padisah nutuklari atmakla “vebal” ödenmiyor. Adama sormazlar mi, dün Eruh’ta sehit düsen polisin vebali kime ait, diye? Demokratik olmanin “seffaf” olmakla ilgili oldugunu, fakat haklarinda dava dosyalari bulunan milletvekillerinin dokunulmazliklarini sinirlamadan “demokratik” bir Anayasa degisikligi hazirlayamayacaklarini anlatmiyorlar size. Anlatamazlar.

Somut sorularima alacagim cevaplarla ben onlarin islerini kolaylastirayim. 1-AKP iktidarlari döneminde AB ye üye olabildik mi? 2- Bu referandumdan “evet” çikarsa AB ye alinacak miyiz? 3- Issizlik azaldi mi? 4- Bu Anayasa degisikligi terörü bitirmeye yeterli mi? 5- Türkiye’nin canli hayvan ithal eder duruma düsmesi sizce normal mi?  6- Egitim alaninda bugüne kadar yapilanlarla çocuklarinizin geleceginden ümitli misiniz? 7- Türkiye dünyada en pahali benzini tüketme sampiyonlugunu elden birakti mi? 8- Davos’taki “One Minute” (Van Minüt) ün devami geldi mi? 9- Söz konusu referanduma gitmeden önce iktidar partisi muhalefet ile uzlasi saglayabildi mi?  Ve 10– Bu Anayasa degisikliklerinin, vatandasin güncel sorunlarini çözebilecegine inaniyor musunuz?  Degerli okurlarim, sevgili Torbali halki; bu sorularin sizce “uygun” cevaplarini 12 Eylül günü referandum “oy”u olarak kullanirsaniz biliniz ki, Türkiye’de her sey daha iyiye gidecek. Geçtigimiz Kandil gecesi bile “Hayirli Kandiller” diyemeyenlere inat, tüm esnafa “hayirli” isler, herkese “hayirli” günler diliyorum. Saygilarimla.