Büyük Torbalı

GÜLE GÜLE ŞİİRİN GÜZELABLASI

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
GÜLE GÜLE ŞİİRİN GÜZELABLASI
Atiye Tumuklu( atiyetumuklu@buyuktorbali.com )
385 Görüntüleme
09 Aralık 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

“Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi

Bir şeycik olmadı deneyin lütfen

Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım

Günaydın kaysıyı sallayan yele

Kurtulan dirilen kişiye günaydın” (Kestim Kara Saçlarımı)

O, “Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” diyen Türk şiirin anasıydı. 23 Ocak 1933 tarihinde Yozgat’ta doğdu. Sorgun ilçesinde ilköğrenimini tamamlayıp 1940’lı yıllarda Ankara’ya göç etti. Ortaöğrenimini Ankara Atatürk Anadolu Lisesi‘nde tamamladı. 1955’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

“Dünya uçurtmayla balonken

Kırmızı ve mavi tayfın bütün renkleri

Sana zehir zindan edenleri

Bağışlayacak mısın yüreğim (KÜÇÜK KIZIN TÜRKÜSÜ)

1956’da Yaşar Cankoçak’la evlendi. Bu evlilikten beş çocuğu oldu. Kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle 1958-1972 arasında Anadolu’nun çeşitli ilçeleri. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde bulundu. Kahramanmaraş’ta avukatlık ve öğretmenlik yaptı.

“Saati sormadan korkuları vardır

Yitirmek tek yılgı

Sevdikleri sevmedikleri de olmuşsa zamanla

Şakırlar sevdiklerini de

Ötekini nevroza dönüştürüp saklarlar (KORKAN KADINLAR)

1972’de Ankara’ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu’nda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. 1978’de emekliye ayrıldı.

“Gün uzun türküsünü bitirdi

Karlı dallara yürüdü karanlık

Yalnızlık çekilmez bu vakit

Delirdi denizde yosun çayda balık

Gel artık.” (ÇAĞRI)

Anaydı.1980’lerde Ankara’da bir banka soygununa katıldığı gerekçesiyle tutuklanan ve dosyası Şentepe Devrimci Yol davasıyla birleştirilerek önce müebbet hapse mahkûm edilen sonra cezası Yargıtayca bozulan oğlunun cezaevi günlerinde yaşadıklarını şiirine yansıttı. 42 gün (1986) adlı kitabında Mamak Cezaevi’nde süren açlık grevini anlattı.

“Beni dünyadan ötelere götürdün

Kollarımı bağladın dur dedin

Tuz kokan geceler dur dedi

Durdum bekliyorum, gelme (SİYAH BEYAZ)

4 Kasım 2015’te tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti. Cenazesi 6 Kasım 2015 cuma günü Kocatepe Camii’nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi.

“Bunlar en mutlu günleri ayrılığımızın

Yanaşmadan özleminin limanlarına

Bir uzun hava içinde kendimiz kendimizin

Uzasın dönmenin saçları, çağırma uzasın”(AYRILAR GEMİSİ)

İlk şiiri Son Haber gazetesinde 1951’de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı.

Giden gitti -yiten zaman-

Açtığın kapıdan girdim, adımı söyledin

İşte orda kaldım” (ORDA KALDIM)

Şiirlerinde büyük ölçüde folklor öğelerinden de yararlandı. Şiir üzerine yazılarını bir araya getiren “Şiiri Düzde Kuşatmak” (1983) kitabında, halk kaynağına inme isteğini, “halkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin yükselmesine yardımcı olmak” sözleriyle açıkladı. Şiirleri pek çok dile çevrildi. Kırktan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden biri, Sezen Aksu’nun 1993 tarihli albümüne adını veren Deli Kızın Türküsü’dür.

“Düşünsem hayır düşünmesem

Senin hiç haberin olmasa

Senin hiç haberin olmaz ki

Başlar biter kendi kendine o türkü” (Deli Kızın Türküsü)

2008’de Dağlarca’nın ölümünden sonra Milliyet gazetesinin yaptığı yaşayan en büyük şair araştırmasında en çok oyu aldı. Şiirinde doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımladı. Bu kitabı Metin Altıok Şiir Ödülü’ne layık görüldü.

“Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer

Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuturlar

Kahredersin başın önüne düşer

Düşerse beni unutma” (UZUN YAĞMURLARDAN SONRA)

Şiir dışındaki edebi türlere fazla ilgi göstermedi ancak yedi adet kısa oyun yazdı. Ürettiği tiyatro metinlerinde kadın, evlilik, düzene yönelik eleştiriler, yoksulluk, yalnızlık, yaşlılık ve yabancılaşma gibi konular üzerinde durdu.

Acıkmaz usanmaz umutsuzlanmaz

Yoncasının dört yaprağı vardır

Binlerce gözüyle boşluktaki adam

Uzanır düşsel bir incelikten (YILDIZLAR İLE BOŞLUKTAKİ ADAM)

Her şey birikir

Sözler düşünceler ve nesneler biçiminde

Her şey birikir

Türk şiirinin güzel ablası GÜLTEN AKIN. Güle güle Ürettiklerin için sonsuz teşekkürler. Yattığın yerlere ışıklar dolsun.

Not: Gecikmiş bir yazı olduğu kabul. Yalnız, çocuk büyümez, yas kocamaz.

 

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web