Kur’ana olan saygımız sonsuzdur. Onu evimizin en seçkin ve yüksek yerine koyarız. Ona hazırladığımız kabı ise en pahalı kumaşlardan seçeriz. Uzun uzun emeklerle işlemeler yaparız. Sonra da  bir askıya asar hapse mahkum ederiz. O artık altın kafese konulan bülbül gibidir. Nasıl ki kafesin altın olması bülbül için bir şey ifade etmezse Kur’an içinde işlemeli kap bir şey ifade etmez.

Hâlbuki Kur’an Rabbimizden, her kuluna özel olarak gönderilmiş bir mektuptur. Hem de acilen okunması ve gereğinin yapılması gereken bir mektuptur. Hiç mektup okunmadan bir yerlere saklanır mı? Her neyse, biz dostumuzun merakını gidermeye çalışalım.

DOĞRUSU

Bahsedilen kelime Rahman suresinde otuz bir defa tekrarlanır. Aslında kelimenin doğrusu ve tamamı “Kezziban” değil “Tükezziban”dır. Anlamı ise “Yalanlarsınız, yalanlayabilir misiniz, İnkâr edebilir misiniz”dir. Kelime tek başına alınırsa bir anlam çıkarılmaz.

Ancak bu kelimenin öncesinde anlatılanlar belki hayatımızda öncelikle okuyup, düşünüp, sorgulamamız gereken düşünceleri içermektedir. Şayet sağlıklı bir şekilde, salim bir akılla anlatılanlar yorumlanabilse en katı bir İslam düşmanını imana getirecek anlamlar taşımaktadır.

Mesela “Güneş ve ay bir hesapla hareket ederler” derken bizi içinden çıkamayacağımız bir soru ile baş başa bırakır. Evet, bu muazzam kütleler zamanı ve yolu, istikameti hiç şaşırmadan nasıl olup ta yollarına devam etmektedirler? Akılları yoktur, herhangi bir sisteme de bağlı değillerdir.

“O (Allah) iki denizi birbirine kavuşturmuştur. Fakat bu iki denizin arasında bir engel olmamasına rağmen suları birbirine karışmamaktadır.” Niçin karışmamaktadır. Dağları yerinden oynatacak dalgalar olmasına rağmen sular nasıl olup ta karışmazlar. Bunu insanların “Hayır böyle bir şey yoktur diyerek inkâr etmeleri mümkün müdür?

İNCİ DE MERCAN DA DENİZDEN

“O iki denizden inci ve mercan çıkmaktadır.” Yalan mı? İnkâr edebilir misiniz? “Denizde koca dağlar gibi gemiler yüzmektedir. Bu olay Allah’ın gücü kuvveti ve kontrolü altındadır.” İnkâr edebilir misiniz? Şayet O suyun kaldırma kuvvetini yaratmamış olsa yüz binlerce tonluk gemileri suyun üzerinde hangi kuvvet tutabilir.?

Düşünüldüğü takdirde insana gemiyi yapacak aklı, bilgiyi, gücü veren de Allah’tır.  Bu arada gözle görülen bu olayların insan için bir nimet olduğu ortadadır. Rabbimiz bu nimetleri inkâr etmemizin mümkün olamayacağını gözlerimizin önüne sererek meydan okumakta, bir diğer ifadeyle “O zaman aklınızı başınıza toplayıp neden şükretmezsiniz?” demektedir.

Surenin ilerleyen ayetlerinde de gelecekte, Rabbimizin emrine uyduğumuz takdirde bizlere mükâfat olarak cennetleri ve o cennetlerdeki nimetleri sıralamaktadır. Ama taşkınlık yaparak emrine isyan edenleri de çok fena şekilde cezalandıracağını hatırlatmaktadır.

Bence tüm dostların Rahman suresinin, açıklamalı Türkçe mealini,  mutlaka okumaları ve üzerinde uzun uzun düşünmeleri, sonsuz ahiret hayatları açısından çok faydalı olacaktır.  Rabbim bu surede haber verdiği nimetlerden faydalanan kulları arasına ilhak eylesin. Hayırlı cumalar.