Yazinin basligini alfabe sirasina koyarsak, AKP-ALES-KPSS-YGS.

KPSS: Kamu Personeli Seçme Sinavi

YGS: Yüksekögretime Geçis Sinavi.

ALES: Akademik Personel ve Lisansüstü Egitimi Giris Sinavi

Son dönemde yasanan merkezi sinav skandallari sayesinde, konuyla ilgisi olmayan vatandaslar da bu kisaltmalarin açilimlarini ögrenmis oldu. Böylece “Bir müsibet bin nasihatten iyidir” atasözündeki dogruluk payini bir kez daha görmüs olduk. Ne de olsa ögrenmenin yasi yok. Milyonlarca insanimizin gelecegini dogrudan ilgilendiren bu sinavlarda yasanan olumsuz tesadüfleri üst üste getirebilen ÖSYM nin kapisina kocaman bir nazarlik asmaliyiz. Bu kadar basari(!) “masallah”siz kalmamali. Gazetemizde yazan ve “bazi köse yazari agabeylerine” göndermelerde bulunan arkadasimiz “vesayet” kelimesini kalemine dolamis kostururken, yazilarina deginmeden geçmek onu saymamak olur, diye düsündüm. Bir yerlerden “gaz” aldigimiz iddialarina gereken cevabi bir diger “agabey” önceki yazisinda verdigi ve benim de yazi yazmak için böyle bir “gaz yardimina” ihtiyacim olmadigini en azindan beni taniyanlar bildigi için, son günlerde ülke siyasetindeki üslubun düstügü çukura düsmemek adina, bu konuya kisisel olarak girmek istemiyorum. Neymis efendim, seçim sürecini AKP aleyhine, olumsuz etkilemek için ülkede bazi olaylar yasanacakmis. Provokasyonlar, tezgâhlar, tuzaklar vesaire. Bizler de bu amaca hizmet ediyormusuz. Vay be… Vatandasta, söz konusu edilen olaylarin sadece seçimden seçime yasandigina inanacak göz kaldi mi saniyorsunuz? Olaysiz geçen gün mü var memlekette? Sakin giderek artan intihar vakalari da bu tezgâhin bir bölümü olmasin? Yok yok, en büyük provokasyon dünyada en pahali benzini bizim tüketiyor olmamizdir. Tuzak mi ariyorsunuz? Sinav skandallari önümüzde duruyor. Su “Ergenekon” denilen ve kayit defteri hâlâ bulunamayan terör örgütü(!) ÖSYM ye de sizmis olabilir mi acaba? Sinavlari iptal ettirmek yoluyla darbe yapmayi mi planliyorlar yoksa? Burada bir parantez açarak, seçimlerden sonra-sonuç ne olursa olsun- Ergenekon ve Balyoz adiyla anilan davalarin hiz kesecegi kanaatindeyim. Tipki 12 Eylül referandumunda verilen sözlerin, referandum sonrasi tutulma(ma)sinda oldugu gibi. Gelelim yazinin basligina. Sinav adi kisaltmalarinin yanindaki AKP kisaltmasini merak ediyorsunuzdur. O, bildigimiz AKP. Yani bazilarinin “Ak Parti” dedigi, aslinda “Adalet ve Kalkinma Partisi” sözcüklerinin Türkçe dil kurallarina göre kisaltilmis sekli. Neymis efendim, sinavdaki hatalari bile AKP yi yipratmak için kullaniyorlarmis. Yani AKP ile ne ilgisi varmis? Herhalde bürokrat atamalarini Muratbey Mahallesi Muhtarligi ya da Uzay Hükümetleri koalisyonu gerçeklestirmiyor. En küçügünden en büyügüne kadar neredeyse tüm yönetici atamalarinda “liyakat” yani yapabilirlik aranacagina, “ne olursa olsun benden olsun” anlayisiyla hareket edilip, kisilerin yöneticilik vasfi ve makamla ilgili donanimlari yerine; saçina, basina, biyigina ya da parmagindaki yüzügün madenine bakilirsa olacagi budur. Universite giris sinavlarina basvurudan itibaren ögrencilerin programlara yerlestirilmelerine kadar geçen sürecin, meslegim geregi yillarca her basamaginda bulunmus birisi olarak, gerek ögrencilerin gerekse velilerin o dönemlerdeki ruh hallerini çok iyi biliyorum. Kimse bu konuda benimle çene yaristirmaya kalkmasin, yaya kalir. Gördügüm ve bildigim odur ki, gençlerin gelecegiyle oynamanin affi yoktur. Benden ne kadar kuyumcu olursa, tekstilciden de o kadar ÖSYM baskani olur. Keske Milli Egitim Bakanimiz da avukat degil de “ögretmen” olsaydi. Yoksa bilmiyor muydunuz? “Aman efendim, ne önemi var? Isleri yapanlar alt kadro yani genel müdürler ve daire baskanlaridir” seklinde bir izahati olanlara da “o halde gelin, bu gereksiz ‘bakanlik’ makamini ortadan kaldiralim derim. Iste böyle degerli okurlarim. Milli Egitim Bakanimiz avukat, ÖSYM Baskanimiz tekstilci. Anayasa Mahkemesi Baskanimiz da hukukçu degil zaten. Dogruyu yazinca kizan arkadaslara selam olsun. Gelecek yazimda “ögretmenlik” meslegine farkli bir pencere açacagim. Önceki gün bir misafirimi Efes’e götürdüm. Orada, müze ve ören yeri girislerinin özellestirildigini ögrendim. Içimden “burasi da mi satildi” diye geçirdim. Giris ücreti kisi basi 20 TL. Hesabi size birakiyorum. Anlasilan, Kültür Bakanligimizin paraya ihtiyaci yok. Bu konudaki üzüntümü de sizlerle paylasmak istedim. Sat, sat, nereye kadar? Saygilarimla.