Çünkü Rabbimiz yüce kitabında bu görevimizle ilgili olarak “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes”,, “Keseceğiniz kurbanların ne etleri, ne kanları Allah’a ulaşır. Kesmekte olduğunuz kurbanlarda sizin takvanız ona ulaşır.” Buyurmaktadır.

Kurban Hz. İbrahim’in hatırası peygamberimizin de bizlere “Gücü yettiği halde kurban kesmeyen bizim mescidimize yaklaşmasın.” Diyecek kadar önemsediği tavsiyesi, sünnetidir.

Hz. Aişe’den (ra)  bize ulaşan bir hadisi şerifte, “Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş ile yüce Allah’a ulaşabilmiş değildir. Kanını akıttığı hayvan kıyamet günü boynuzları, ayakları ve tüyleri ile sahibine gelecektir. Akan kan yere düşmeden önce yüce Allah katında yüksek bir makama erişir. Onun için gönül hoşluğu ile kurbanlarınızı kesiniz.” Buyrulmaktadır.

   OLMAZSA OLMAZ

Kurbanın dini bir görev olduğu yukarıdaki ayet ve hadislerden açıkça anlaşılmaktadır. Durum böyle olunca bu ibadeti yapmanın “Olmazsa olmaz” kurallarının olduğu da muhakkaktır. Mesela namaz kılacak birinin abdest almamış olması namazının kabul olmayacağına işarettir. Çünkü bu ibadetin yapılmasının kural ve kaidesi şartlarını yerine getirmekle olur.

Kurban ibadetinin şartlarından birisi, belki en önemlisi kurban edilecek hayvanın dinimizin belirlemiş olduğu yaştaki hayvanlardan olmasıdır. Kurban alırken yoğun olarak kilosu, fiyatı, sırası, etin hazırlanmasını konuşuyoruz. Ama en önemli olan yaş konusu hiç gündeme gelmiyor.

Bizim mezhebimize göre koyun ve keçinin en az; bir yaşında, devenin beş yaşında, sığırların da en az iki yaşında olması gerekmektedir. Diğer mezheplere göre bu yaş sınırı daha yüksektir. Sadece koyun için bir kısaltma söz konusudur.

Belki övünülecek bir durum değil ama günümüz Türkiye’sinde en çok katılımı olan ibadet önce bayram namazları ikincisi de kurban ibadetidir. Rabbim diğerlerini de yapmak nasip eylesin. Ancak bu konuyu da üzülerek söyleyelim ki çoğunlukla yanlış yapıyoruz. Ve kurbanlarımız kurban olmuyor.

Bu yanlış, özellikle sığırlarda yaş konusudur. Sığırın kurban olabilmesi için en az iki yaşını doldurmuş olması gerekir. İki yaşını doldurmamışsa kurban değil etlik kesmiş oluruz.  Bu da hem israf hem de tabirimi mazur görün, kazıklanmak olur.

   KURBAN DEĞİLSE BU ZAHMET NİÇİN?

Çünkü kurban fiyatına aldığınız etin kilosu size en az elli liranın üzerinde mal olur. O kadar eti kısa zamanda tüketemeyeceğiniz için bayat eti rekor fiyata yemiş olacaksınız. Artı bayram gününüz heba olacak. Çünkü gereksiz bir işle kendinizi helak edeceksiniz. Çünkü yaşı dolmayan bir hayvanı kesmekle kurban değil etlik kesmiş oluyorsunuz. İbadetse kuralına uygun yapılması gerekmez mi?

Kurbanlık satanlarında bu işte vebali büyüktür. Yaşı dolmamış hayvanı, “Yaşı doldu” diye satmak büyük bir sahtekârlıktır. Sığırın iki yaşının dolduğunu gösteren en belirgin özellik kapak atmış olmasıdır. Kapak atmamışsa (Öndeki iki büyük dişi çıkmamışsa) o hayvan iki yaşını doldurmamış demektir ve kurban olmaz.

Kurbanlık alanlar bu hususta titiz olursa hem ibadetleri kabul olur, hem de kurbanlık satanlar iki yaşını doldurmayan hayvanı kurbanlık diye piyasaya sürmeye cesaret edemezler. Çünkü kimse almaz. Böylece toplumsal bir yanlışın da önüne geçmiş oluruz diye düşünüyorum.

Ben dost olarak diyorum ki, basit bir telefon alırken bile birkaç kişiye danışıyoruz. Kurban alırken neden bir kitaba bakmıyor, müftülüklere danışmıyoruz. Kurban bizi Rabbimizin yanında değerli kılacak bir ibadet ise neden önemsemiyoruz. Rabbim her konuda, özellikle dini konularda cümlemize uyanıklık versin. Hayırlı cumalar.