LIMONUN %68’i, portakalin %18’i, mandalinanin%16’si, greyfurdun %14’ü, elmanin %2.6’si, kayisinin %9.2’si…. Bitmedi, liste uzun. Çilegin%53.2’si, seftalinin %15.1’i, zeytinin % 6.5’i, sakiz kabaginin %18’i ve taze soganin %2.6’si bir ilimizde yetisiyor. Bulmaca gibi, ama atarak bulmak zor,81tane seçenek var. En iyisi ben size bir ip ucu vereyim. Muzun %58’i, üzümün %4.7’si taze sarimsagin %5.7’si ve sevseniz de  sevmeseniz de ispanagin %5.7’si yine bu ilde yetisiyor. Devami var… Portakalin % 18’i, pirasanin 8.7’si, fasulyenin %4’ü, yenidünyanin %24.78’i, marulun göbeklisinin%7.3’ü, kivirciginin da %21.1’i, kirazin %1.1’i yine bu ilde üretiliyor. Trabzon hurmasinin %12.25’i de bu ilde üretiliyor. Trabzon Hurmasina bakip ta aldanmayin burasi Trabzon degil. Geriye kaldi 80 il. Keçiboynuzu üretiminin %60.3’ü, bezelyenin %8.36’si, bamyanin % 4.7’si, patlicanin %16.6’si, domatesin %5.6’si,dolmalik biberin % 15.8’i, sivri biberin %11.2’si, karnabaharin %6’si ve hiyarin da % 13’ü bu il sinirlari içerisindeki topraklarda yetisiyor. Meyve ve sebze türlerine bakanlar limon basligindan uyananlar ilin Mersin oldugunu çoktan bilmistir. Evet, tüm bu sebze ve meyveler Mersin’de yetisiyor. Türkiyenin yas sebze ve meyve üretiminin %6.69’unu bizim hükümetin nükleer santral kurmaya heveslendigi Mersin ili karsiliyor. Listenin en önemli ürünün de her halde limon.Hem Türkiye üretiminin%68’ini tek basina üretiyorlar hem de ihracat yapiyorlar.Çilek, keçiboynuzu ve muz gibi ürünlerin de yaridan fazlasi soframiza  buradan geliyor. Bu liste elime, Tarim Orkam Sen (KESK’e bagli Tarim, Orman,Çevre ve Hayvancilik Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikasi) “Radyoaktif Limon Istemiyorsan Nükleere Hayir” baslikli  kampanyalarini baslattiklarinda ulasti. Sendika Mersin’de kurulacak bir nükleer santralin yalnizca Mersinlileri degil tüm Türkiye’yi tehdit edecegi görüsünde. Haksiz sayilmazlar, geçmis örnekler durumun tam da böyle oldugunu gösteriyor. BM Insani Isler Koordinasyon Ofisi, Italya’nin yarisi kadar alanin kirlendigini ve yaklasik 52 bin kilometre kare, Danimarka’dan biraz daha fazla tarimsal alanin da harap oldugunu belirtmisti. Varin hesabini siz yapin. Fukusima’dan sonra et ve süt üretiminde yasanan sorunlari da biliyoruz.
Yukarida tek tek belirttigim sebze ve meyve listesine geçen hafta basina yansiyan bir haberden sonra daha önemli hale geldi… Haber Türkiye Ziraatçilar Dernegi Genel Baskani, Ibrahim Yetki’nin yaptigi açiklamayla, hatta uyariyla ilgili. Türkiye’nin 126 ülkeden 133 degisik meyve ve sebze ithal ettigini belirten Yetkin, “Marul, sivri biber, taze ve kuru sogan bile ithal ediyoruz, bunu anlamakta güçlük çekiyorum,” diyor. Her ne kadar bu ülkede anlamadigimiz bir çok konu olsa da,limonla basladigimiz listedeki kalemlere bakinca  Yetki’nin bu uyarisinin, “es” geçilmemesi gerektigi ortada. Çünkü Mersin’e nükleer santral kurmak istiyorlar.Olasi bir kaza veya sizintida yukaridaki listeyi unutun. Çernobil sonrasi bize yedirilip içirilen findik ve çayi unutmadim.Simdi buna benzer seyler yapilmaz demiyorum, malum Türkiye degismedi. En azindan akli olan tüketicilerin bu ürünleri almayacagi ortada. Ithalatin duracagini söylemek de falcilik sayilmaz. Türkiye 2011 yilinin ilk yedi ayinda muz ithalatina 59 milyon dolar ödemis. Portakala ise 11 milyon 900 bin dolar.59 milyon dolar ödenen muzun %58’i Mersinde üretiliyor. Yaklasik 12 milyon dolar ödenen portakalin %18’i yine Mersin’de. Ibrahim Yetkin yil sonuna kadar sebze ve meyveye verilecek paranin 700 milyon dolari bulabilecegine dikkat çekiyor. Demek ki cari açikta sadece enerjinin payi yok.Ithal nükleer santralle cari açigin kapatilamayacagi zaten biliniyor. Bir de bu maceraya girip elektrikten daha çok ihtiyacimiz olan sebze ve meyvede de disa bagimli hale gelmek ne kadar akillica?.. Mersin kadar olamayacaklarini biliyorum, gözüm Mersin’in limon rekorunda da degil. % 68’leri geçtim ama su ülkenin ihtiyaci olan akli basinda projelerin%1ini Ankara üretse öpüp basima koyacagim!.Mersin elden giderse Meclis’in bahçesine limon,hiyar veya dolmalik biber ekmek zorunda kalabiliriz. Söylemedi demeyin. (Özgür Gürbüz) Nükleersiz ve bol günes enerjili günlere dogru.