MUCİZE, izlendiğinde insanların, akılları ile izah edemediği, ilmin ve fennin cevaplayamayacağı olaylardır.

Bir olayın mucize olması için peygamber tarafından gösterilmiş olması gerekir. Bu şartı ileri sürmemizin sebebi, mucizenin Allah’ın iradesi ile gerçekleşmiş olmasıdır. Allah’ın iradesi dışında gerçekleşen olay yoktur. Fark, aklımızı durduran olayın gerçekleşmesine sebep olan kişinin (peygamberin) olayı kendi güç ve yeteneği ile değil Allah’ın izniyle yaptığını söylemesidir.

Mesela İsa (as) “Ben anadan doğma kör olan bir kişiyi Allah’ın izniyle görür hale getiririm, yüzü çilli olan bir kişiyi Allah’ın izniyle şifaya kavuştururum. Yine Allah’ın izniyle çamurdan kuş yapıp onu canlandırırım. Allah’ın izniyle ölen kişiye dokunur onu diriltirim” buyurur.

Hz. Musa, asasını Allah’ın emriyle yere attığını ve büyük bir yılan olup sihirbazların oyunlarını bozduğunu bildirir.

Peygamber efendimiz (sav) Mirac’a Allah’ın izni ile çıktığını, gökteki ay’ı Allah’ın izni ile iki parçaya ayırdığını haber verir. Kısaca mucize Rabbimizin arzusu üzerine insanların akılları ile izah edemedikleri, peygamberleri aracılığıyla kullarına gösterdiği olaylardır.

Hz. İSA DOKTOR DEĞİLDİ

Mucizelerin hedefi, insanın yaratıcısını tanımasına yardımcı olmaktır. Allah’ a olan inancının güçlenmesidir. Her peygamber devrinde ki mucize, o devirde insanları şaşırtan olayların çok çok üzerinde gerçekleşmiştir. Musa (as) zamanın da sihir ve büyü, İsa (as) zamanında tıp, peygamberimiz zamanında ise edebiyat konusunda olmuştur.

Peygamberimize verilen Kur’an mucizesi, bu gün hala geçerliliğini devam ettirmekte, “Haydi, sizde Allahtan başka bütün yardımcılarınızı da çağırarak Kur’an-ın bir bölümünü oluşturun bakalım; şayet Kur’an’ın insan sözü olduğunda şüpheniz varsa” diye meydan okumaktadır.

Gerçekten Kur’an, hem koyduğu hükümler ve kaidelerin tek çözüm olması bakımından, hem de edebi bakımdan yaşayan bir mucizedir.

Sevgili dostlar! Mucize, insana Rabbini tanımakta bir vasıtadır. Geçmişte yaşanan mucizeler o günün insanı için akılla izah edilemeyen olaylardı. Şayet dikkatle düşünürsek, O olaylar bu gün de akılla izah edilemeyen olaylardır.

DÜŞÜN – BAK MUCİZE İZLE

Denizin yarılarak bir kısım insanların geçmesine izin vermesini, bir kısmına ise izin vermemesini, gökten mükemmel bir sofranın inmesini, bir insanın bir saatte binlerce kilometre yolu kat edip geriye dönmesini, bu gün hangi mantıkla izah edebiliriz?

Elbette bu saydığımız ve sayamadığımız nice olay Rabbimizin hikmetleridir. Fakat biz bu olayları anlatırken, bizi Rabbimizi tanımaya götüren ve her an gözümüzün önünde meydana gelen mucize benzeri olayları görmüyor gibiyiz.

Mesela ağzımıza koyduğumuz bir gıda, et, kemik, kıl, kan, deri, ilik, sperm, idrar, dışkı, alyuvar, akyuvar, daha sayamayacağımız kim bilir ne kadar değişik maddeye dönüşüyor. Daha da önemlisi, bu bir birinden farklı madde ve hücre parçacıkları görev yapacakları bölgelere yollarını şaşırmadan gidiyorlar. Bir an kemik hücrelerinin gözümüze, kıl hücrelerinin beynimize gittiğini düşünebiliyor mu sunuz? Buna benzer milyarlarca olay.

Demek istiyorum ki, peygamberler görevlerini tamamladı. Ama günümüzde, Rabbimiz bize kendisini tanıttırmak için sayısız mucizelerini, sürekli olarak göstermeye devam ediyor.

Düşünenler, bakanlar için kâinat mucizeler diyarı; bak, izle! Hayırlı cumalar.