Bilinen hikayedir..
“Muhtar Dayi”nin saati geri kalmaya baslamis.
Muhtar, köy kahvesinde “40 yillik saatime ne oldu” diye söylenirken…
Köyün delikanlilardan biri “Muhtar Dayi” demis:
Ver, saatini tamir edeyim.
Ogul, sakin tamamen bozmayasin.
Olur mu dayi?… Ben askerde saat tamirini ögrendim.
Muhtar, saati çikarip vermis.
Delikanli, masaya bir mendil yaymis. Saati sökmüs, parçalari mendilin üstüne dizmis
Bir süre saatin orasini burasini kurcalamis.
Sonra söktügü parçalari takmaya çalismis.
Becerememis.
Ve muhtara dönmüs:
Dayi toparlayamiyorum… Hepten bozuldu.
“Suriye olayi” aklimiza bu eski hikayeyi getirdi.
Amerika ve Bati, Suriye’de Esat’i devirip demokrasiyi getirecegiz deyip ülkeyi karistirdilar.
Baktilar ki, düzelecegi yerde isler daha da sarpa sariyor, ellerini çektiler.
Bozuk saat bizim önümüzdeki masada, mendilin üzerinde kaldi.
Toparla toparlayabilirsen…
Sinirdan geçip siginan mülteci sayisi yüz bini çoktan asti. Önümüz kis…
Bu kadar insanin bakimi, barindirilmasi, isinmasi, korunmasi hem çok zor, hem de çok büyük mali külfet.
Suriye kan gölü…
Sonu nereye varacagi belli olmayan bir is savas.
Ve, yalniz birakilan Türkiye…
Ve de önümüzde toparlanamayan parçalanmis bozuk saat…
“Muhtar Dayi”nin saati.
Tabii Muhtar’da Amerika…
Söyle de bir hikaye var. Orta Dogu’nun durumunu çok iyi anlatan…
Miki Fare Beyrut’a gitmis.
Sokakta gezerken kediye rastlamis. Kaçmaya baslamis. Tam yakalanacakken bir delik bulup siginmis. Oturdugu yerden kedinin pençelerini görebiliyormus. Epeyce kedinin gitmesini beklemis. Bir süre sonra bir havlama sesi duymus. Kedi ortadan kaybolmus. Miki de kafasini deliginden uzatmis. Kimseyi göremeyince disari çikmis. Çikar çikmaz da kösede saklanan kedinin pençesine düsmüs. Can havliyle çirpinirken sormus:
“Ama ben bir köpek sesi duydum. Sen korkup gittin sandim”
Havlama taklidi yaparak gülmüs kedi:
“Burasi sizin Amerika’niza, Avrupa’niza benzemez ufaklik… Burasi Ortadogu! Burada hayatta kalmak için çok dil bilmek zorundasin”
Orta Dogu’yu anlamak zordur.
Ortadogu…
Bütün Dünyanin gözünü diktigi yer.
Emperyalist devletlerin ne kadar kirli maharetleri varsa; savas, siyaset, entrika hepsini gözlerini kirpmadan uygulayabilecekleri bölge.
Emperyalist emellerinin örtüsü de “demokrasi”
Güya buradaki ülkelere demokrasi gelmesini istiyorlar.
O Bati ki, sorunun çözümü degil, kaynagi aslinda.
Niye Arap emirliklerine degil de Irak’a.
Niye Suudi Arabistan’a degil de Suriye’ye demokrasi.
Mesele demokrasinin gelip gelmemesi degil ki.
Emperyalist ülkelerin çikarlaridir önemli olan. Onlar çikarlari için her türlü çirkin politikayi tezgahliyorlar. Isin kötüsü ceremesini bizim gibi ülkeler çekiyor. Ara yerde komsulari ile biz kötü oluyoruz.
Dogunun dilini ögrenene kadar daha epeyce cereme çekecekmisiz gibi görünüyor.
Insallah öyle olmaz.
Küçük bir fikra ile yazimizi noktalayalim.
Anne… Babam arabayi tamir ederken tutustu…
Aaa? Kos o zaman kestaneleri getir…
Tekrar bulusabilmek umuduyla esen kalin.