Zamanımızın en büyük problemi insanların huzursuz ve mutsuz olmalarıdır. Mutlu olmak her insanın hakkıdır elbette ancak, bunu hak edebilmek için de bazı kurallara uymak gerekiyor. Nedir bu kurallar? Bana göre bunlar büyüklerimizin öğütleridir. Bunları ne kadar iyi anlar, yaşamımıza uygulayabilirsek mutluluğu da o derece yakalarız. Bazı büyüklerimizin yani geçmişimizin imbiğinden süzülerek bize kadar gelen nasihatlerden bazılarını hatırlayalım isterseniz. İnanıyorum ki bu nasihatleri anlayan ve asgari şartlarda yerine getiren insan mutlu olacaktır. Şöyle ki;

• İnsanlar bilmedikleri şeye düşmandır.
• Kendini bilmeyen, başkasını nasıl bilir.
• Ölç, biç sonra kes; düşün taşın sonra söyle; anla, bil sonra yap.
• Cahil dostundan çok akıllı düşmanına güven.
• Birinin aleyhinde söylenen sözü dinleyen, o sözü söylemiş gibidir.
• Düşmanla da ihtiyatlı düşmanlıkta bulun; olabilir ki bir gün sana dost olur.
• Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende varken başkasını ayıplamandır.
• Hakkını savunmayan kişi; hem hakkını ve hem de onurunu kaybeder.
• Kötülüklere karşı, tek başınıza da olsanız suskun kayalar gibi direnin.
• Barış her şeyden hayırlıdır.
• Salih kimselerle oturmak, insanı doğruluğa götürür; alimlerin adabına uymak, aklı çoğaltır; adil yöneticilere itaat etmek, izzetin kemalidir.
• Akıllı kimse, isteğine uygun olsa bile yalan söylemez.
• Zamandan ve ehlinden öğüt al. Çünkü zaman hem kısadır, hem de uzun.
• Kendinle kardeşin arasındaki saygınlığı yok etme; ondan birazını baki bırak. Çünkü saygınlığın yok olması, hayânın yok olmasıdır.
• Yirmi yıllık arkadaşlık akrabalıktır.
• Gücün yetiyorsa ilişkin olan herkesten, iyilikte üstün olmaya çalış.
• Üç şey, dünya ve ahiret güzelliklerindendir: Sana zulüm edeni affedebilmen, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı cahillik yapana yumuşak ve olgun davranman.
• Meclisin başında ancak üç sıfata sahip olan kimse oturabilir: Bir şey sorduklarında cevap veren; halkın söz bulup konuşamadığı zaman konuşan; mecliste oturanların amaçlarına uygun olan görüşü ortaya koyan.
• Herkesin dostu onun aklıdır; düşmanı ise cehaletidir.
• Öfke, her kötülüğün anahtarıdır.
• Cahile nefsinin isteklerine karşı durmasını sağlamak ve bir şeye alışkan olanı alışkanlığından vazgeçirmek, mucize gibi bir iştir.
• Bir kimseyi zahmete sokacak bir şeyle ona ikramda bulunma.
• Söyleyene bakma, söyletene bak.
• Adil insan, sahip olduklarından gaflete düşmeyen kimsedir.
• Halk; başındaki insanların düzelmesi ile düzelir.
• Fırsatlar bir ganimettir.
• Bir işi sağlamlaşmadan önce açıklamak, o işin bozulmasına sebep olabilir.
• Münakaşa etme; yoksa değerin yok olur.
• En huzursuz insanlar, kin güden kimselerdir.
• Cahil ile dost olan ıstırap çeker.
• Kardeşine gizlide öğüt veren onu kutsamış, halkın önünde öğüt veren de onu kötülemiştir.
• Hiçbir canlıya zarar verme, eziyet etme, incitme.
• Senin olmayan şeye el uzatma.
• Kimseye hile ve eziyet etme.
• Kimseyi aşağılama, küçük ve hakir görme.
• Kimseye kötü nazarla bakma – Gördüğünü ört, görmediğini söyleme.
• Eşinden gayrısını bacı bil.
• Yetim hakkı yeme.
• Anaya babaya itaat et.
• Komşunu sev.
• Dedikodu yapma.
• Yalan söyleme, iftira etme.
• Kin ve kibirli olma.
• Ölçüde ve tartıda doğru ol.
• Büyüklere saygılı, küçüklere şefkatli ol.
• Haksızlığa boyun eğme başkasının hakkına saygılı ol.
• Kimseye haset etme.
• Elinin ermediği yere el uzatma, sözünün geçmediği yere söz söyleme.
• İncinsen de incitme.
• Bildiğinin daha üstününü öğren ve herkese öğret.
• Bin kere mazlum olsan da bir kere zalim olma.
• Aleyhinde dahi olsa doğruyu söyle.
• Sevgi ve acıma insanlığın, şehvet ve hırs hayvanlığın vasfıdır, unutma.
• Adil insan, sahip olduklarından gaflete düşmeyen
• Musibetlerden biri de, gördüğü iyiliği gizleyen ve kötülüğü açığa vuran komşudur.