Büyük Torbalı

NEFSİN ŞEYTAN SOFRASI

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
NEFSİN ŞEYTAN SOFRASI
485 Görüntüleme
20 Nisan 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

DOĞUMLARDA; “Allah ömür versin, Analı babalı büyütsün,” ölümlerde; “Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun,” dileklerimizde; “Allah korusun, Allah büyüktür, Allah’a emanet olunuz,” sorulduğunda;“Müslüman’ım Elhamdülillah,” halkın karşısında; “Bu ülkenin %98’ i Müslüman’dır, biz Müslüman bir milletiz, Allah utandırmasın” denir.

Bu sözler ve söylemler, ülkemizde yaşayan, sağcıyım, solcuyum, milliyetçiyim, Türk’üm, Kürt’üm, Alevi’yim, Sünni’yim diyen herkesin dilinden düşmez.

Tarihimizi araştırdığımızda; “Conkbayırı’nda İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı, ‘Allah, Allah’ sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu” sözlerinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduğunu, İstiklal mücadelesine nerelerden başlandığını, nasıl ve hangi ruhla kazanıldığını, Atatürk’e kimlerin destek verdiğini, (Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü) İlk meclise Atatürk tarafından Bediüzzamanın davet edildiğini, Bediüzzaman‘ın Birinci dünya harbinde Ruslara ve Ermeni çetelerine karşı, milis güçlerinin başında çarpıştığını. Türk – Kürt kardeşliğini savunarak, ömrünü ülkemizde birliğin ve beraberliğin sağlanmasına adadığını, yıllardır, gönlümüze ve gözümüze tek dişi kalmış canavar (Avrupa) ceylan gibi takdim edilip, sürekli hamaset duygular şırınga edilerek, beynimizde geçmişimizin kaydının silinmeye çalışıldığını mürekkep yalamış herkes bilir.

Soruyorum! Batı medeniyetinde yüzmeye giderken, Avrupalının örf ve adetleri içinde boğulmadık mı? İçimizdeki hurafeleri temizlerken inancımıza saldırmadık mı? Yetişmiş Müslüman düşünürlerimizi yok sayıp, Atatürk’ü, Cumhuriyeti, Laikliği iyi anlayabildik mi? Peygamberimizi (SAV) ve hicretini anlayabildik mi?

Kimimiz solcu, kimimiz sağcı, kimimiz Milli görüşçü, kimimiz Milliyetçi olup birbirimizle düşmanca siyasi mücadele etmedik mi?

Adaleti Hz. Ömer (r.a) de, devlet yönetimini Fatih’te, hukuku Kanuni’de, devlet adamlığını yüce Atatürk’te, ilim ve irfanı Bediüzzaman’da aradık mı?

  1. Asra damgasını vuran iki değerli insanı birbirine iki düşman gibi gösterip, 80 yıldır içimizdeki Masonların, Sabetayistler’in ve Ateistlerin oyunlarına gelip bu milletin Emperyalistlerin karşısında elini kolunu bağlamadık mı?

Sonuç olarak, günümüzde ne Yüce Atatürk ne de Bediüzzaman iyi anlaşılmış değildir. Ülkesini ve milletini seven ve samimi inanca sahip olabilmiş insanlar her ikisini de sevmekteler. Sevmeseler bile büyük saygı duymaktadırlar. Ancak biz Atatürkçüyüz, biz tarikat ehliyiz, şeriatçıyız diyen çoğu guruplar birbiri ile kavgadan başka hiçbir şey yapamamışlardır. Yıllardır da bu millete fitne ve fesadı aşılayıp ayrıştırmadan öteye geçememişlerdir. Bu kavganın bu milleti yozlaştırmadan başka hiçbir işe yaramadığını görememişlerdir.

Asıl bunların kendi içlerindeki kavgaları halkı, Ülküsüz bırakmış ama her yıl “Çanakkale ağıdı ve 10. Yıl marşıyla Türküsüz bırakmamışlardır. Yıllardır “Tavşana kaç tazıya tut” taktiğiyle milletimizi aldatan ve değerlerimizi unutturan politikalar uygulanmış ve bu yüce milletin algı yaşını 6-7 yaşlarına indirmişlerdir.

Avrupalı deli diye Engizisyonlar’da öldürdükleri, çarmıha gerdikleri ve hiç itibar etmedikleri insanlarını yüz yıllar sonra baş tacı etmiş, biz ise halkına, özgürlük ve bağımsızlık kazandırmış, ilim ve irfan öğretmeye ömrünü adamış insanlarımızı halkı ayrıştırma malzemesi olarak kullanarak yok etmeye gayret göstermiş ve gösteriyoruz.

“Türk ve Kürt biz et ve tırnak gibiyiz”, “Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur” diyen Türk dünyasının rahmetli Başbuğu Alparslan Türkeş’i anlamamakta ısrar ediyoruz.

İyimizle kötümüzle, devletin, milletin ve ordunun, milletimizin inancı ve kültürüyle yoğrulmuş vazgeçilmez değerlerimiz olduğunu kabul etmeliyiz ve Anadolu insanının inancını ve kültürünü dilediği gibi yaşamasına fırsat verip saygı göstermeliyiz.

Her yerde ve zamanda, “Ben Türk’üm! Ben Kürt’üm! Ben Aleviyim! ben Sünniyim!” diyebiliyorum.

Çünkü amcayım, dayıyım, teyzeyim, ağabeyim, eşim, sevdim ve sevildim, dahası, kıbleye dönüp Allah’a birlikte yalvardım ve cephede vatanım için birlikte şehit oldum.

Ama, “Ben Rum’um, Ermeniyim, Yahudiyim!” diyemem. Çünkü onlarla aile ilişkilerim olmadı ve asla olmayacaktır. Olsa bile onlar bana ve benim inancıma kültürüme biat edeceklerdir.

Sevgili Peygamberimizin (sav.) Kutlu Doğum’u kutlanırken, Başbuğumuzun ve şehit liderimiz Yazıcıoğlu’nun ruhları için yaratana el açıp dua ederken, 23 Nisan’da bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin coşkusunu yaşamaya hazırlanırken, nefsin şeytan sofrasından kalkıp İradenin rahmeti ile ıslanmayı, Allah rızası için oturup enine boyuna düşünmeliyiz.

Halkımıza, tarihin bu gün olmadığını, bugünü, geçmiş tarihimizin doğruları ile yüzleştirerek doğru anlatmalıyız. Ve geleceği bu doğrular üzerine inşa etmeliyiz. Bu bir kader değildir. Allah dilediğinin esiri değil, hâkimidir.

Allah’a emanet olunuz…

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web