Pokemon, aslında ben küçükken bir çizgi filmdi. Ancak o zamanlar da o kadar çok sevilmişti ki çizgi filmdeki karakterlerin olduğu tasolar çıktı. Cipslerden çıkan tasoları biriktirip birbirine vurarak ters çevirmeye çalışırdık. Günümüzde ise cep telefonlarının içene giren pokemonları bulunduğumuz bölgenin haritası üzerinde yakalamaya çalışıyoruz. Bu duruma bakınca teknolojinin epey geliştiğini söylemek mümkün.

Aslında bu “Pokemon GO” oyunu 2014 yılında Google tarafından bir şaka olarak ortaya atılmış olup bir de video hazırlanmıştı. Şimdi, 2016 yılında ise bu hayal ürünü olan proje hayata geçirilerek son zamanların en çok para kazandıran yapımlardan biri oldu. Niantic Labs tarafından geliştirilen oyun, telefonunuzun GPS yani konum bilgilerini kullanarak çalışıyor. Oyun sadece ABD, Yeni Zelanda ve Avustralya’da ve beta sürümünün piyasaya sürülmesine rağmen, resmi olarak sunulmamış ülkelere de yayılmış durumda. Ülkemizde de çeşitli internet sitelerinden oyunun kurulum dosyasını indirerek telefonunuzda oynamak mümkün. Öyle ki bu pokemon çılgınlığı Türkiye’de de epey bir kitleye yayılmış durumda.

Oyun dünyasına bambaşka bir boyut kazandıran oyun, birçok şüphe ve soruları da beraberinde getirdi.

Göründüğü gibi “sadece bir oyun mu?” yoksa “Amerika’nın oyunu mu?”

Her oyun gibi eğlendirdiği için yararlı mı? Yoksa zararı da var mı?

Her konuda olduğu gibi bu konuda da toplum bölünmüş durumda. “Ne zararı olabilir ki alt tarafı oyun” diyenlerden, “kesin bir şey vardır çok güvenmeyin” diyenlere ve tabi ki konuyla ilgili bir fikri olmayanlara kadar düşünceler mevcut.

Açıkçası ben bir zararı olduğunu düşünmeyenlerdenim. Ha tabi yararının olup olmadığı da tartışılır. Bilgisayar oyunları gibi dijital ortamda oynanan oyunların insanları asosyalleştirdiğini ve insan ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini birçok kez duyduk. Ancak bu oyunun dışarı çıkarak, gezerek oynandığını ve başka insanların da aynı mekanlarda aynı oyunu oynadığını düşünürsek aksine oyun daha sosyal bir ortam oluşturuyor.  Diğer oyuncularla oyun gibi ortak bir konuda buluşup sohbet ederek yeni arkadaşlıkların oluşmasına imkan sağlıyor. Bütün bunlar işletme sahiplerinin de işine yaradı tabi. Artık internet sitelerindeki duyurularında “çay bahçemizde nadir bulunan 3 pokemon vardır” şeklinde müşteri çekmek amaçlı reklam yapmaktalar. Oyun sebebiyle bir kişi bile gelse bu bir başarıdır bence.

Oyunun zararlı olduğunu düşünenlere gelecek olursak. Böyle düşünenler genellikle 50 yaşın üzerindeki bireyler. Oyun ülkemizin son dönemlerde yaşadığı üzücü olaylardan dolayı dışarı çıkmaya korkan insanları dışarı çekmek amacıyla oluşturulan bir takım tuzak olarak görülüyor. Öyle ki Amerika’da üç kişilik bir çete pokemonlarun olduğu bir bölgeye pusu kurdukları daha sonra da tutuklandıkları gerçekler arasında. Aynı zamanda gezerek, yol kat ederek oynanan bir oyun olduğu için trafik kazalarının da artma riski olacaktır. Trafikteyken telefonla oynamayalım, kurallara uyalım! Bu durumu da fırsat bilenler var elbette.

Taksiciler…

Gençler daha rahat, daha çok eğlenerek oyun oynasınlar diye özel kampanya yapan taksici abilerimizin ticaret hakkında ne kadar bilgili olduklarını bir kez daha görmüş olduk bir de oyunu telefonumuza indirdiğimiz için ve oyun konum bilgilerimizi kullandığı için bazı kişisel bilgilerimizin birileri tarafından çalınabileceğini söyleyenler de var. Bu durum doğru da olabilir yanlış da. Sonuçta bilgilerimizi ele geçirmek isteseler internete her giriş yaptığımızda bütün bilgilerimize ulaşabilirler.

Şimdilik milletçe eğleniyoruz zararı varsa da zaman gösterecek…