Son günlerde kamuoyunu fazlasıyla meşgul eden konuların başında geliyor, İlçe Müftüsü Semih Keskin ve Türk Diyanet Vakıf-Sen İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Recep Kumrulu arasındaki polemik. Her iki isimde birbirleri hakkında ağır ithamlarda bulunuyor. İlçe Müftüsü Semih Keskin’in açıklamalarına gazetemizde yer vermiştik. Peki Recep Hoca ne diyor? Bir de onu dinledik. Dün gazetemize gelen Kumrulu, elindeki belgelerle bir açıklama yaptı.

Ertuğrul Cami’de görev yapan Recep Kumrulu, Müftü Semih Keskin hakkında adeta açtığı ağzını yumdu gözünü. Müftünün görevini kötüye kullandığını ileri süren Kumrulu: “İlçe Müftüsü Semih Keskin, keyfe keder kararlar alıyor. Normalde, din görevlileri olarak ayda 1 kez toplantı yapıyoruz. Ancak, Müftü Bey bir de okuma etkinliği adı altında bizleri merkezde topluyor. Ayrıca maaşlarımızdan kesinti yapılıyor. Tamamen bilgimiz dışında yapılan bu kesintiler neye göre yapılıyor? Ayrıca kesilen paralar nereye gidiyor? Müftlükte çok fazla usulsüz olay var. İzin istiyorum ama alamıyorum. Neymiş efendim, Ertuğrul Cami çok yoğun bir camiymiş ve günde birden fazla cenaze kalkıyormuş. Nerede kalkıyor bu cenaze. Haftada 1 ya da 2 cenaze anca kalkıyor. Bütün bu konularla ilgili olarak avukatımla görüşüp, gerekli yasal işlemleri başlatacağız” dedi. Recep Hoca, bu konuda oldukça dolu.

Kaymakam ne diyor?

Geçtiğimiz günkü köşe yazımızda, Müftü Semih Keskin ve Recep Kumrulu arasında yaşanan olayların artık bir son bulması ve konuyla ilgili olarak da Kaymakam Aydın Memük‘ün harekete geçmesi gerektiğini ve arabuluculuk yaparak her iki ismi de barıştırması gerektiğini söylemiştik.

Sayın Kaymakam Aydın Memük, dün telefonla arayarak konu hakkında bazı açıklamalarda bulundu. İlçe Müftülüğü’nde yaşanan olayları yakından takip ettiğini belirten Kaymakam Memük, her iki isimden de yazılı olarak şikayet dilekçelerini aldıklarını söyledi. Aldıkları bu dilekçeleri inceledikten sonra İzmir Valiliği’ne gönderdiklerini kaydeden Aydın Memük: “Bu sorunla ilgili olarak inceleme başlatılması için Valiliğe bir yazı gönderdik. Valilik olaya artık el attı. Konuyla ilgili olarak muhakkik (kamu kurumlarında, en üst amir tarafından belli bir konuda inceleme ve soruşturma yapmakla görevlendirilen kişi) istedik.

Müfettişler buraya gelecek ve bütün dosyaları, şikayet edilen konuları tek tek inceleyecek. Teknik bir konu. Bu konuyu burada çözebilecek bir merci yok. Bu nedenle Valilik olayın üzerinde hassasiyetle duruyor. Çok yakın bir zamanda sorun çözülecek ve taraflara iletilecek. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Konunun takipçisiyiz” dedi.

Vatandaş ne diyor?

2 haftayı aşkın bir süredir gündemdeki yerini koruyan bu olaya, sokaktaki vatandaşların bakış açısını da araştırdık. Yaptığımız görüşmeler, gelen telefon ve maillere göre vatandaşlar, bu tartışmanın bir an önce bitmesinden yana.

İki din görevlisinin bu şekilde gazete sayfalarında tartışmasını ve birbirlerine ithamlarda bulunmasını istemiyor Torbalı halkı. Haksız da sayılmazlar yani. Özellikle bu Ramazan Ayı’nda, maneviyatın yüksek olduğu bu dönemde din görevlilerimizin bu söylemleri, vatandaşlardan da büyük tepki topluyor.

Oldukça tepkili olan vatandaşlar, “Din görevlilerinin, toplumu birleştirici görevine sahip olması gerekirken, çıkıp gazete sayfalarında kavga etmeleri hiç hoş değil. Olayların bu boyuta taşınması ayrı bir sorun. Eğer ortada bir usulsüzlük varsa, bunu çıkıp gazete sayfalarında anlatmak yerine bu kurumun üst kurullarına başvurmaları gerekiyor. Din adamlarımızdan, Ramazan ayına özgü açıklamalar yapmalarını isterdik ama maalesef, her gün kavgalarını, tartışmalarını okuyoruz” dedi.

Bu konuyla ilgili olarak, tarafsız bir şekilde bütün tarafların görüşlerine yer vermeye çalıştık. Halkın da nabzını tuttuk. Bundan sonra top İzmir Valiliği’nde. Artık haklı haksız kısa süre içerisinde belli olacak.