‘Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs’ ve ‘Silahlı terör örgütü üyesi olma’ suçundan tutuklanan Zarina Nurullayeva, İstanbul nöbetçi 6’ncı Sulh Ceza Hâkimliği’ndeki sorgusunda suçlamaları kabul etmeyerek şunları söyledi: “Eşim Abdulgadir Masharipov ile İran’dan Türkiye’ye kaçak yollardan geldik. Olaydan sonra başka bir yere eşimin arkadaşları götürdü. Kocam olaydan üç gün önce evden çıktı ve bu olaylar meydana geldi. Olaydan sonra beni bir daireden başka bir daireye eşimin arkadaşı götürürken eşimi sorduğumda, ‘çok şey sorma’ dedi.

DEAŞ’A BİAT ETTİĞİNİ SÖYLEMİŞ
Bizi gözaltına almadan önce iki kişi gelip çocuğumu İran’a götüreceklerini, eşimin haberinin olduğunu söylediler. Eşim Pakistan’da DEAŞ’e biat etiğini söylemişti. Eşime ‘IŞİD burada yok. Kime biat verdin?’ dedim. Eşim de bana ‘Burada temsilcisi var, ona biat ettim’ dedi. Ancak DEAŞ’a katılmak için Suriye’ye gitmemiz gerektiğini söyledi. Eşime ‘Seninle Suriye’ye gelmem’ diye söyledim.

EŞİN BÜYÜK İŞLER YAPTI
Beni daireden alıp başka bir daireye götürürken eşimin arkadaşı olduğunu belirttiğim kişi ertesi gün benim bulunduğum eve gelip, kocamın yasını tutmamı söyledi. Ancak daha sonra gelerek ‘Yas tutmana gerek yok eşin ölmemiş’ dedi. Bu kişi Safiye’nin eşi değildir. Yüzünü görmedik ancak sesini tanıyordum.
‘Ne oldu? Nereye gitti? Neden şehit oldu?’ dedim. O da bana ‘Eşin büyük işler yaptı’ dedi. Polislere neden bizi almaya geldiklerini sorduğumda eşimin Reina saldırısını gerçekleştirdiğini öğrendim. O ana kadar haberim yoktu. Emniyete götürüp neler olduğuna ilişkin bilgiler istediler. Elimden gelen yardımı yaptım. Gösterilen şahıslardan bir erkek şahsı teşhis ettim. Oğlumu bulmama yardımcı olmanızı istiyorum. Bu işlerle hiç alakam yok. Serbest bırakılmayı talep ediyorum. Kocam beni terk etti gitti. İki çocukla ortada kaldım.” (Hürriyet)