Yapılan araştırmalara göre Amerika her yıl İsrail’e üç milyar dolar yardım yapar.

Ekonomi uzmanları 1973 den beri İsrail için harcanan paranın 1.6 trilyon dolar olduğunu hesaplamışlar. Filistin İsrail çatışmalarında İsrail için Amerika’nın yaptığı harcama Vietnam savaşı için harcadığının tam iki katı.

Yukarıda yapılan tespitler Bay Staufuller’in hazırladığı rapordan özetlenerek alınmıştır.

Suudi Arabistan seçimle işbaşına gelen bir hükümeti deviren Sisi’ye yedi milyar dolar bağışlamıştır. Daha geçtiğimiz nisan ayında yine Mısır’a Yemendeki Müslüman bir guruba karşı, kara birliği göndersin diye 30 milyar dolar yardım etmiştir. Bu paranın bizim eski paraya göre tutarı yaklaşık 100 katrilyon olduğunu hatırlatmakta fayda var.

   SAM AMCAYLA HALAY ÇEKMEK

Yine Suudi hükümeti geçtiğimiz ay Amerika’ ya 130 milyar dolarlık silah siparişi vermiş ve bunu Amerika’nın başkanı ile halay çekerek kutlamıştır.(Sanki 130 milyar doları kendisi almış gibi. Üstelik Suudi kralı Amerika’ya gidince ona dans ettirmiyorlar.) Bu silahları ne zaman ve kime karşı kullandığı ise hiç görülmemiştir.  Dolayısıyla da ne yaptığı da belli değil

Amerika’ın İsrail’e yardım yaparken bu parayı nereden bulduğunu çok daha iyi anlıyor insan. Ne olur, aldığı bu kadar avantadan birkaç kuruşta göz hakkı olarak İsrail’e verse. Yani şunu açık açık söylemekte bir sakınca yok;  Dünyada bütün karışıklıklarda etkin olan Amerika, tüm harcamalarını ve hatta bu harcamaların hizmetçiliğini de, ne yaptığını bilmeyen Müslümanlara veya milletlere yaptırıyor. Yani her türlü huzursuzluğun arkasındaki Amerika ve korumalarının ödemelerini Müslümanlar ödüyor. Rabbim uyanıklık versin.

Bütün bu gerçekler ortada ayan beyan dururken Suudiler kalkmış “Şu devlet, teröre destek veriyor, ona ambargo uygulayacağım.” Diyor. Asıl desteği dünyayı kana bulayan Amerika’ya  kendileri veriyor. Yıllardır, kadın, çocuk, geç, ihtiyar demeden öldüren; bir o kadarını hapishanelerde çürüten İsrail’e desteği  Suudi kendisi  vermiş olmuyor mu?

Gerçek şu aslında, Sam amcası senaryoyu eline tutturdu, o da okuyor, uyguluyor.  Böylece Amerika teröristlerle kol kola bir şekilde Türkiye’ye de aba altından sopa gösteriyor.

      TUZAK HEP AYNI

Bütün bunlar için ne Amerika’ya ne de İsrail’e kızmaya gerek yok. Suç biz de. Bizler kendi kendimizle uğraşıyoruz. Dünya üzerinde zulme uğramakta olan Müslümanların sebebi yine Müslümanlardır. Gerçek düşmanları görmüyor, kendi kendimizle uğraşıyoruz.

Amerika’ya kızalım ama asıl sitemimiz, onun baltasına sap olan Müslümanlarda değil mi? Yapılacak en doğru olan şey önce kendimizden başlayarak bir birimize Müslüman gözüyle bakmak, bakmak istemeyenleri de akılcı yoldan ikna etmeye çalışmaktır.

Birbirini boğazlamaya çalışan Müslümanlar olmasa Amerika hangi orduyla onların üstesinden gelebilir?  Hz. Osman ra. dan başlayan tuzak hiç değişmedi. Ama biz de bu tuzakları görmemekte  hiç değişmedik.

Mübarek Ramazanı yaşıyoruz ve önümüzde, bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesi var. Onu yakalamaya çalışalım. O gece ve her gece,

“Ey Rabbimiz! Sen, dünyada ki tüm Müslüman kardeşlerimize, sadece ve sadece müslüman’ın dost olabileceğini; müslümanın, müslümana karşı merhametli, alçak gönüllü olması gerektiğini, müslümanın da insan olarak hata edebileceğini, affetme yolunu seçmenin Allah’ın emri olduğunu hatırlamayı ve Müslümanları dost edinmeyi nasip eyle! Çünkü Müslüman’a gerçek anlamda ancak Müslüman acır. Ve de bizleri artık acınacak durumdan kurtar.” Diye bol bol dua edelim. Hayırlı cumalar.