Büyük Torbalı

SİYASETÇİ İSEN…

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
SİYASETÇİ İSEN…
3.691 Görüntüleme
27 Mayıs 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Köylüyü bileceksin…

Vaktiyle köylünün biri öfkelenmiş… Ulu orta Atatürkümüz’e de icraatına da sövmüş… Ama nasıl sövmek… Dilini Selanik’ten sokmuş toprağa, küfrün ucu Ankara’dan çıkmış…

İşgüzar çok tabii. İstemezin biri şikâyetçi olmuş, diğeri bir kişi şahit… Adamı tutup kodese tıkmışlar… Atatürk haberi gazetelerden okumuş… O akşam sofrada hükümet adamları da var…

Onlardan yetkili, ilgili olan birine “Nedir bu küfür meselesi?” diye sormuş… İlgili veya yetkili de anlatmış…

“Efendim, sigara kâğıdı bulamadığı için kızmış… Sebep budur…” demiş…

Bunun üzerine Atatürk sofradakilere “Siz hiç sigara kâğıdı bulamayıp da tütünü gazete kâğıdına sararak içtiniz mi ?” sorusunu yöneltmiş… Bakmış ki böyle bir tecrübesi olan yok…

“Ben içtim…” demiş…

“Derne’de İtalyanlara karşı savaşırken sigara kâğıdı bulamazdık… Tütünü gazeteye sarardık… Berbat bir şeydir…

Adam bize sövmekte haklı…”

İşareti vermiş orada, köylü o sayede paçayı kurtarmış…

Düşünün, köylü vatandaş bir dünya liderine sövüyor…

Bütün gücü elinde bulunduran dünyanın en büyük devlet adamına sövüyor…

Atatürk, köylü vatandaşı haklı buluyor ve affediyor.

Zaten, büyüklüğü de buradan geliyor… Çünkü onun Devlet adamlığı “Köylü Milletin Efendisidir” düşüncesine sahipti.

Elinizi vicdanınıza koyun, şimdi baştaki siyasilere, bırakın sövmeyi, ağır bir eleştiri yapabilir misiniz? Yaparsanız neler olur, kestirebilir misiniz?

Siyasete soyunanlar eleştirilere açık olacaklar. Hatta sövmelere bile tahammüllü olacaklar. Yahutta siyasetçi olmayacaklar.

Fıkra Menderes’in Başbakanlığı döneminden kalmadır.

Meyhanede siyasi tartışma çıkmış. Promili zapt edilemez seviyeye çıkmış vatandaşlardan biri “Ben bu hükümetin” diye saydırmaya başlamış ama ne saydırma!

Cümlenin sonu mutlaka sinkafla bitiyor. Anında ihbar etmişler, adam anında kendini karakolda bulmuş. Üniformaları görünce aklı başına gelen küfürbaz muhalif lafı kıvırtmış.

“Amirim” demiş. “Ben bu hükümete küfretmedim. Ben Güney Afrika’daki bir hükümete küfrettim.”

Zaptiye amiri “Bırak kıvırtmayı kerata” diye girmiş kesmiş adamın sızlanmasını.

“Ben kaçın kurasıyım. Hangi Hükümete küfredilir, hangisine edilmez bilmez miyim?

Hani bir söz vardır:

“Siyaset: nefsine yapılanları unutmak, toplum için yapılacakları unutmamaktır.”

Anadolu’da yaygın sözdür: “Kabahati gelin etmişler de kimse güvey olmak istememiş.”

Siyasette yapılan hatalar da öyle. Kimse hatasını kabul etmez…

Özeleştiri yapmazlar… Kusuru hep başkalarında ararlar. Ve sonuçta yapılan eleştirileri hoş görmezler, haklı bulmazlar…

Siyasetçiysen…

Sarılacaksın ama darılmayacaksın.

Söyleyeceksin ama söylenmeyeceksin.

Dinleyeceksin ama dinlenmeyeceksin.

Seçim öncelerinde duvarlarda asılı afişler önünde köylü ile aday arasında şu konuşmalar geçer:

“Topraksıza toprak, toprağa tapu, ürüne fiyat.”

“Ne zaman olacak bunlar.”

“Her seçimden, her seçime.”

Köylü bir ailenin fotoğrafını çekmeye hazırlanan fotoğrafçı “Biraz gülümseyin” diye uyarıyor onları.

Köylüler de “Biz gülmeyi bilmeyiz ki” diye cevap veriyorlar fotoğrafçıya. Yaşar Kemal’in bir kitabının girişinde

“Duvarın önünde resmim aldılar

Ak kâğıt üstünde tanıyın ben.” Dizeleri vardır ya…

Hadi mini bir fıkra ile yazımızı tamamlayalım. Bir genç, ihtiyar babasına kısmet arar. Sonunda iyi bir fikir bulur. “Baba, Suriye’den çok sayıda yalnız kadın geldi. Gel seni biriyle baş göz edelim” der. Baba, niyete katılır, adresi beğenmez. “Oğlum, Ukrayna da karışık, biraz bekleyelim…”

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web