Terörle Mücadelede(TEM) görevli bir polis ve ekip arkadaşı akşamüzeri resmi araçla, mesai saatinde bir eğlenceye iştirak ediyor. Hemencecik 70’lik rakıyı açıyor ve başlıyor içmeye. Bu arada bir kişi alkolün verdiği tesirle havaya ateş açıyor. Ardından bir kişi daha… BizimTEM polisi geri kalır mı, o da 3 el ateş açıyor. Yan masadan ateş açanlardan birinin kurşunu bitiyor, polis kardeş hemen yardıma koşuyor 2 kurşun veriyor. Yine ateş açılıyor. Olay Torbalı’nın göbeğinde olunca polis ekibi olay yerine varıyor. Bizim kahraman TEM polisi hemen devreye girip, “ben buradayım asayiş berkemal”deyip ekibi gönderiyor.

Tabi ortam iyice geriliyor, TEM polisi daha önce tartakladığı bir esnafı yanına çağırıyor, atıp tutuyor. Ve gece olaylı bir şekilde sona eriyor. TEM polisinin şefi, ayakta duramayan polisi olay yerinden alıp evine götürüyor.

Olağanüstü haldeyiz, ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hukuk Devletidir.

PKK ve FETÖ konusunda görevlendirilmiş bir devlet memuru için bir özel bir hukuk var mı, yok.

Resmi araba ile eğlenceye gelip, içki içip havaya ateş açmak TCK ve Devlet Memurları Kanuna göre suç değil mi?

Peki, tüm bunları yapan bir polise neden göz yumuluyor. Çünkü bu memur; üstleri hakkında rapor yazma yetkisine sahip olduğunu söylüyor.

Bu da yetmiyor ilçedeki siyasi partilerin temsilcileri arasına mekik dokuyup“Benim yazdığım raporlar ile ilçenin siyasi dengesi değişecek” diyebiliyor. Araştırma yapmak ile yükümlü olduğu kimseler ile farklı ilişkilere girebiliyor.

Onun için kimse dokunamıyor. İlçedeki bir bürokrat ve ileri gelen politikacı için rapor düzenlese şu ortamda adamın geleceği kararır. Yukarıda yazdığım olayın her aşamasına şahit olan sözkonusu polisin şefi bile üç maymunu oynuyorsa, varın gerisini siz düşünün.

Şimdi o geceden görüntüleri ulusal basına servis edeceğim. Daha önce yaptığım ve ulusala konu olan bazı haberlerimden sonra ilçemizin yöneticileri “Torbalı’nın imajına zarar veriyorsun” deyip bana tepki gösterdiler. Bu sefer tepki göstermeyin olur mu? Çünkü olup biten her şeyi siz de biliyorsunuz…

ORMANLARIMIZ YOK OLUYOR

Bayındır’da önceki gün başlayan ve rüzgarında etkisiyle Manisa’nın Turgutlu ilçesine kadar ulaşan orman yangını geniş bir alanda etkili oluyor. Günlerdir devam eden yangına 8 helikopter, 4 ambi uçağı, 150 arazöz, 18 dozer ve 40 su tankeriyle müdahale ediliyor.

Kızılkeçili ile Ovacık mahalleleri arasında bulunan Lütuar mevkisindeki ormanlık alanda önceki gün çıkan orman yangını, ekiplerin havadan ve karadan müdahalesine rağmen Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı Karaköy ve Kabaçınar mahallelerine kadar ulaştı.

Geçtiğimiz aylarda Menderes’te de benzer bir yangın meydana gelmiş ve günlerce sürmüştü. Aman dikkat edelim. Küçük bir kıvılcım koca ormanı yok edebiliyor. İlçemizde de ormanlık alan bir hayli fazla. Ormanlık alanda veya çevresinde attığımız her adıma dikkat etmeliyiz.

10 DÖNÜM YETMEZ

Mezarlık konusunu yıllardır yaza yaza kalemde mürekkep tükendi, dilde tüy bitti. Sorununu çözümü konusunda çok bastırdık el birliğiyle. Nihayet olumlu adımlar atılmaya başlandı. Mezarlık için Arslanlar Mahallesi’nde bir yer belirlendi.

Mezarlık sorununu çözmek adına iyi bir gelişme. Ancak belirlenen alan sadece 10 dönüm. Yahu buraya yapılacak yollar ve düzenlemeler sonrasında kaç kişi gömülecek. 10 dönümlük alan yetmez. Bu rakamı en az 100 dönüme çıkarmak gerek ki, kalıcı bir çözüm bulalım. Yoksa geçici çözümlerle bir yere varılmaz. Birkaç yıl sonra bu alanda dolacak ve biz buralardan tekrar bas bas bağıracağız ‘mezarlık istiyoruz’ diye. Benden söylemesi.