Yeni yıl yeniye dair umutları barındırırken eskiyi de değerlendirme fırsatı sunuyor… Savaş tamtamlarının çaldığı, askeri maceralar için kolların sıvandığı bir yıl bizi bekliyor. Suriye bitmeden Libya bekliyor bizi..

*

2019 zorlu geçti. 2020 daha karanlık… İşsizlik oranı yüzde 14’ü aşarak son yılların rekorunu kırdı. Genç işsizlik yüzde 27.4 ile cumhuriyet döneminin en büyük rakamına ulaştı.

İşsizlik sayısı artarak devam ediyor. 4 milyon 650 bini aştı…  Gerçek işsiz sayısı yüzde 20’nin üzerinde… 20 milyon insanımız açlık sınırında yaşıyor… Karamsar bir toplum olduk, intiharlar arttı. Daha dün üniversiteli kızımız Sibel Ünli intihar etti.

*

İçler acısı eğitim bir başka yazı konusu… Sağlık sistemi çöktü. Sosyal devlet bitti. Genel Sağlık Sigortası (GSS) primlerini ödeyemediği için sağlık hizmeti alamayan milyonlar var. Şehir hastanelerinin kamu ekonomisi için birer kara delik olduğunu Sağlık Bakanı itiraf etti.  Yap işlet modeli ile 25 yıl kira ve hasta garantisi verilen hastaneler batık… Tıpkı köprü ve yollar gibi kaç paraya yapıldıklarını halk da meclis de muhalefet de bilmiyor…

*

Otomobil ürütmeden otobanlar yapan tek ülkeydik, şimdi otomobilimizde oldu… 1960’larda sonu getirilemeyen yerli otomobil “Devrim”için; “Devrim otomobilinin önünü kesmeye çalışanlar devrin otomobilini engelleyemeyecekler” diyor Sayın Cumhurbaşkanı… Fabrikamız yok ama otomobilde devrim vaadimiz var.

Yapamayız, demiyorum… Biz Atatürk yaşarken Teyyare, Otomobil ve Motor Türk Ananim Şirketi (TOMTAŞ) de 134 adet uçak ürettik… 1935’lerde… Şişe cam, Tariş, Sümerbank, basma, kağıt, Aliminyum, TÜPRAŞ, Tank palet, Kardemir Demir Çelik vb. hepsi de yerli ve milliydi… Kimini kapattık, çoğunu da özelleştirdik. Anadol’u da unutmamak lazım

*

Ekonomi kötüleşince çılgın projeler üretiyoruz… İstanbul kanalı gibi… Ülkemizin yüzde 42’si Kanal İstanbul’u TV kanalı zannediyormuş… Çılgınlığımızı halka anlatamamışız… Olsun! Hem biz senaryoları gerçek zanneden bir halkız.

Senaryoyu nasıl yazarsanız ona inanıyoruz. Paitaht, kuruluş vb. dizileri tarih zannediyor insanımız… Kanuni Sultan Süleyman’ın öz oğlunu sağır cellatlara boğdurttuğunu 500 yıl sonra dizilerden öğrenmedik mi biz? Görüntülü kanal senaryoları ne güzel görünüyor…

Senaryonuzu yazın inanırız… Hani Şam’da Emevi Camii’nde bayram namazı kılıyorduk? Gidemedik! 4 milyonu aşkın Suriyeli bize geldi… Onlara baktık üniversiteli çocuklarımızın yemeğini keserek…. Şimdi Libya’ya asker gönderiyoruz, ülkemizin beka meselesiymiş. Senaryo böyle… İsterseniz inanın… Dilerim Mehmetçiğimizin burnu kanamaz.

*

Sorun var; sorunun varlığını kabul etmek, ne olduğunu bilmek bize çözüm yolunu açar. Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkma huyu vardır. 2019  kötü bir yıldı.. Ekonomi tıkandı, üretim durdu. Üretmeden tüketemezsiniz. Cumhuriyet kazanımlarını sattık 2020 zor bir yıl olacak. Ekonomi ve partili Cumhurbaşkanlığı sistemi tıkandı. Baskılar olsa da işçilere, çiftçilere öğrencilere, emekçilere diz çöktüremeyecekler… Demokratik haklarını kullanacaklar.

Görünen odur ki tek adam rejimi, bünyesindeki kan kaybını durdurmak için ülke içinde “Çılgın” projelerle hayal satmaya, dışarıda da saldırgan politikalarla ülkeyi maceraya sürüklemeye devam edecektir… Neokapitalist İslamcı düzen su almaya gerilemeye başlamıştır. Yönetenler eskisi gibi yönetemiyorlar yönetilenler de eskisi gibi yönetilmek istemiyorlar…

Ülkemiz demokratları, sosyal demokratları, sosyalist ve devrimcilerine düşen görev umudu diri tutmaktır… Sokak sokak, kapı kapı, mahalle mahalle örgütlenmek demokrasiyi yeniden inşa etmektir. Umutsuzluğa ve karamsarlığa düşmeden mücadeleyi sürdürmektir… Çoğalarak yeni başlangıçlar, yeni yollar bulunacaktır… Sahip olduğumuz güç Cumhuriyetimizin kurucu DNA’sında vardır. 2020 umudun yılı olsun daha çağdaş, demokratik, laik, özgür geleceği aydınlık bir ülke olmaya umudunu yitirmeyenler varacaktır. Mücadele edenler kazanacaktır. Aydınlık bir Türkiye için…

Hoşça kalın dostça kalın