BİLİYORSUNUZ son günlerde parti başkanları ile seçim sonuçları ve koalisyon ihtimallerini değerlendiren röportajlar yayınlıyoruz. HDP, MHP ve CHP ilçe başkanları ile yaptığımız röportajlar yayınlandı. Pazartesi de AK Parti ilçe başkanı ile yaptığımız röportaj yayınlanacak. Yaptığım İsmail Uygur röportajının duyurusunu Facebook sayfamda yayınlayınca AK Partili bazı takipçilerimden ummadığım cevaplar aldım. Hemen saldırıya geçip, beni çizgimi değiştirmek, saf değiştirmek, hatta gazete kurma vaadi ile kandırılmakla suçlayanlar oldu. Anlamadığım birinci nokta, nedir bu tahammülsüzlük? Bu kadar mı düşmanız birbirimize? Farklı partilere mensup olmak, düşman olmak anlamına mı geliyor? İkincisi ben Uygur ile ilk kez röportaj yapmıyorum, bu benim görevim. 8 yıllık meslek hayatım boyunca her siyasi parti başkanı ile röportajlar yaptım. Her parti başkanı beni çağırır, gazetede haberinin yapılmasını ister, ben de açıklamaları aynen yayınlarım. Lütfen bazıları bize mesleğimizi öğretmeye kalkmasın.

Şimdi gelelim olayın farklı yönüne. Önümüzdeki hafta koalisyon görüşmeleri başlayacak. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’na görevi verdiğinde, kendisi ilk olarak Kılıçdardoğlu ile görüşüp “Gel ortak olalım” demeyecek mi? Bu gayet doğal değil mi? Yukarıdakiler oturup koklaşıyor, görüşüyor, hatta sevişiyorlar. Onlara bir şey demiyorsunuz da bana mı hemen dikleniyorsunuz. Kimse kusura bakmasın, herkes herkes ile gayet iyi görüşüyor. Biz gazetecilerin görüşmesi ertesi gün gazetede haber olarak çıkıyor, yukarıdakilerin perde arkası görüşmeleri sır olarak kalıyor.

Peki, Belediye’deki CHP’lilere ne demeli?

Şimdi gelelim işinTorbalı ayağına. Uygur’dan bu kadar nefret ediliyorsa, peki Torbalı Belediyesi hala Uygur’un kadrosu ile yönetilmiyor mu? Ali Yakupoğlu ile Metin Gözütok Uygur’un en önemli adamları değil miydi? Şu anda her ikisi de işlerini başarıyla yapıyor. Belediyenin 5 başkan yardımcısından 2 tanesi Uygur’un atamasıyla görevde. Diğerleri ise zaten siyasi kadrodan göreve geldi. 7 Haziran seçiminde CHP’li sandık görevlilerine pide dağıtan belediye amiri kimdi? Araştırın bakalım ey Facebook kahramanları! TORKOS Cafe’de oturup ona buna sallamak, face de yorum yazmak, kolay değil mi?

Aslında ben CHP’lilerin hala kritik görevde olmasını, köşe başlarını tutmalarından rahatsız değilim. Torbalı’da yeni bir dönem başladı. Belediye Başkanı Sayın Adnan Yaşar Görmez’in farklı bir yönetim tarzı var. Kimsenin ekmeği ile oynamadı. Kimseyi siyasi görüşünden dolayı işten çıkarmadı. Artık Torbalı’da Atilla Kaya-İsmail Uygur dönemindeki gibi bir kutuplaşma yok. Tüm partiler birbiri ile barışık, herkes gayet iyi bir şekilde görüşüyor. Ama nedense ben işim gereği hepsi ile görüşmek durumunda kalınca tuka kaka ediliyorum, benim tepkim buna.

Muhabirimize saldırı olayı

Geçtiğimiz gün saldırıya uğrayan muhabir arkadaşımız İbrahim Danış ile ilgili neden haber yapmadığımız konusuna gelince. Olayın olduğu gün ben ve Vahap Bey hastanede İbrahim Danış’a refakat ettik. Olayın akşamında ailesinin evine gidip geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Olayın evveliyatı ve gidişatı biraz sıkıntılı oldu. Ortada sadece bir haber yazma meselesi yok. Aileler arası karşılıklı saldırılar yaşandı. Olayın büyümemesi için Vahap Bey her iki aile ile görüşüp ortalığı sakinleştirmeye çalıştı. Ben de ertesi gün İbrahim kardeşimizi aradım, haber yapmak istediğimizi söyledim. Kendisi “haber yapmazsanız çok sevinirim” deyince bize düşen ne olabilir? Diğer yerel gazete olayı haberleştirdi, ama nasıl? Hasan Kudayyılmaz okursa iyi olur. Basit bir adli olay olarak kaleme alınıp, hiçbir şekilde meslektaş dayanışması gösterilmedi. O gazetenin yöneticileri sayısız adli olay yaşadı. Hatta bu olaylar İzmir basınına bile konu oldu. Ama biz hep meslektaş dayanışması içerisinde olaylara sağduyu ile yaklaştık. Fakat olayı biz yaşayınca hemen köşelerde saldırmalar, gazete sayfalarında adi 3. sayfa haberi yapmaların bilinçaltında nasıl bir gazetecilik dayanışması yattığını da görmüş olduk. Ayrıca İbrahim’in yaptığı ve darp edilmesine sebep olan haber neden sevgili Hasan’ın gazetesinde yayınlanmadı? Çünkü saldırganlar gidip gazetenin sahibine rica ettiler, o da yayınlamadı. Ama İbrahim bu ricayı geri çevirince söz konusu saldırı yaşandı. Meslektaşınız “haber yapmasanız sevinirim” diyor, siz ise yayınlıyorsunuz. Ama gazeteciye saldıranlar “yazmayın” deyince yazmıyorsunuz. Hasan ağabeyimiz; yazarken olayın tarafları ile konuşursa daha iyi olur diye düşünüyorum. Mesleki dayanışma sadece halı sahada futbol oynayarak değil karşılıklı konuşarak, birbirini anlayarak, meseleleri araştırarak olur, düşüncesindeyim.