Büyük Torbalı

Uzağı gören akbaba

  Bir akbaba ile çaylak kendi becerilerinden bahsediyorlardı. Akbaba çaylağa dede ki, “Benden daha keskin bakışlı bir varlık yoktur. Ne bir insan ne de bir kuş veya başka bir hayvan benden daha keskin bakışlara sahip değildir.”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Uzağı gören akbaba
Nevzat KARATAŞ( n.karatas@buyuktorbali.com )
292 Görüntüleme
30 Eylül 2016 - 9:33
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Çaylak onun böyle övünmesine karşılık dedi ki, “bu iş konuşmakla olmaz. Bunu ispat etmen gerekir. Nasıl bir şey, göster bakalım. Mesela şu önümüzdeki çölün sonunda neler görüyorsun?” Kartal ile çaylağın bu konuşmayı yaptığı sırada havada uçmaktaydılar. Ve yeryüzü ile bulundukları yerin arası neredeyse birkaç saatlik yoldu.

Kartal dedi ki, “şu anda aşağıda bir buğday tanesi görüyorum.” Çaylak bu söze oldukça şaşırdı. “İnelim de bakalım dediğin doğru mu?” dedi. Birlikte aşağıya süzüldüler. Fakat o buğday tanesinin altında bir tuzak saklanmıştı. Dolayısıyla akbaba buğday tanesini alayım derken tuzağa tutuldu.

Çok uzakları görebildiğini böbürlenerek söylüyordu fakat bir buğday tanesi uğruna feleğin kendisine nasıl bir tuzak kurduğunu göremiyor, bilemiyordu.

Hangimiz yarın ne ile karşılaşabileceğimizi bilebiliriz?

         TUZAĞI GÖRMEDİKTEN SONRA

Akbaba’nın tuzağa düştüğünü gören çaylak ona dedi ki, “tuzağı göremedikten sonra buğday tanesini görmüşsün bunun ne önemi var?”

Akbaba tuzağa yakalanmıştı. Bunun bir diğer anlamı hayatının sonuna gelmiş olmak demekti. Böyle bir durumda ona beceriksiz olduğunu söylemek, yarasına tuz basmaktan daha acıydı. Çaylakta da bunu göremiyordu.

Akbaba ayağında ecel kılıcı olduğu halde şöyle diyordu, “Kaderden kaçmak mümkün mü? Ecel birinin kanına elini batırmak istediği zaman, KADER önce onun gözünü bağlar”

Sahili görünmeyen okyanusta yüzücünün böbürlenmesinin bir anlamı yoktur. Hayat da sahili görünmeyen okyanus gibidir. Hiç kimse “Ben kaderin elinden kurtulurum” diyemez. Önündeki çukuru görerek çukura düşen kimse yoktur.

Her insan hayatında mutlaka sayısız çukurlara düşer. Ne kadar dikkat ederseniz ediniz kader sizi bu hata çukurlarından bir kaçına mutlaka düşürecektir. Önemli olan aynı çukura bir daha düşmemek ve bu hatalardan ders almaktır. Çünkü hayatının son bölümlerini mutlu geçirenler, en çok musibetlere uğrayıp ders alan, acılarla pişen kimseler olduğu bir gerçektir.

      GÜLME KOMŞUNA, AF DİLE

Çukura düşeni kınamamalı, bir daha düşmemesi için nasihat edilmeli ve fırsat verilmelidir. Çünkü “Din nasihattir” ve hataları bir yere kadar affetmektir. Yüce kitabımız yoğun olarak hata etmekten ve tevbe etmekten bahseder. Belki yaratılış ve ahret bu iki terim üzerine kurulmuştur. Hata da ölçü ise, her konuda olması gerektiği gibi Allah ve rasulünün terazisi olmalıdır.

Rabbimizin suç işleyene acele ceza vermemesi, onun tevbe etmesini arzu etmesindendir. Sevdiğini haber verdiği kullar da suç işledikten sonra tevbe edenlerdir. Dolayısıyla suçluya ceza vermekte acele etmemeli belki ona işlediği hatadan pişman olup bir daha yapmamasını sağlamaktır.

Bir de hata edip zor durumda kalana, “Oh olsun, o bunu hak etmişti” deme gafletinde olmak gerçekten anlaşılacak şey değildir. Biz burada peygamberimizin “Bir kişi kınadığı bir hatayı yaşamadan ölmez” hadisini hatırlatarak dostluğumuzu gösterelim.

Hepsinden de önemlisi rabbimize dua edelim de bizi çıkamayacağımız çukurlara düşürmesin. Şayet çıkılmaz çukurlara düşersek bizleri kendisinden başkasına yönelenlerden etmesin. Hayırlı cumalar.

 

 

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web