IKI bayram arasi ‘polemik’ olmaz denilse de…

Öyle her hurafeye papuç birakacak göz yok bizde.
Arti bir de toplumsal degerlere ters düsen ‘aykiriliklarla’ ‘degerler’ arasinda pozitif eslesmeler yapilmamasi gerektigini kabul etmislerdenim.

Sayin Basbakanin “Hele bir ramazan bitsin ben günlerini gösterecegim” mealindeki çikisi askida kaldi…

Adamlar kanli katil, ramazan – bayram dinlerler mi?..

Sonuçta bu degersel tutkudan geri adim atilip, bazi isler yapilmaya basladik ki, biz hakli çiktik.

‘Bu her zaman dogrudur’, ‘hep böyle olur’ anlamlarini da çikarmamak lazim.
Toplumlari ayakta tutan degerler ‘bütünüdür’ ve öyle bir kalemde silip atmak olanaksiz.
***
Deger yargilarinin içerisine özenle yerlestirdigimiz ‘hukukun üstünlügü’ , ‘yargiya güvenin’ degerler manzumesi bütününün içerisinden çikarilmayacagini inanan saflardandik…

En güvendigimiz dostlarimiza bile, “yapmayin bakin bu düzenlemelerle yargimiz, gelen her iktidarin keyfine göre sekillenecek” dediysek de…

Anlatamadik…

Olan oldu…

‘Evet’ ciler pismanlar mi bilemiyorum, ama bu ülke ileride büyük pismanliklar yasayacak..

Bugün bana, yarin sana…

Büyüyen her resim, adliye koridorlarinda özellestirilmis her hukuk garabeti, toplumu derinden yaralamaktadir…

Anlayabilene tabi ki…

“Bana dokunmayan yilan bin yasasin” lafini severiz. Yilanlar çogaldi, dokunulacak adam sayisi her geçen gün hizla artar oldu.

Görebilene tabi ki…

Hukuksuzluklarin üzerini örtmeye çalisan bir medya olmasina ragmen, davalar olgunlasmaya,  gerçeklerin üzerine örtülen kalin brandalar yavas yavas kalkmaya basladi…

Telas bundan…

Uretilecek kanit, içeri tikilacak adam kalmadi…

Bir tek cümle…

Yalniz bir tek cümle bile tüm bu isleri bir çirpida özetlemeye yetiyor…

“Yarali birakmayacaksin…”

Sanki hayvan telef ediyoruz…
***
Nasil Silivri’de ki saniklar için masumiyet zirhini uygun gördüysek, ‘Deniz Feneri’ saniklari için de ayni seyleri düsünüyoruz. Suçlari ispat edilene kadar o insanlar da suçsuz.

‘Silivri’ yi insan vicdaninda pesinen suçlu gösterenlere karsi biz ayni yolu ‘Deniz Feneri’ için gösteremeyiz…

Inandiklarimizi inkar etmek olur…

Bu bir deger yargisi mi?..

Evet…

Hukukun herkese esit mesafede durmasi bir deger mi?..

Evet…

Daha bir yigin evrensel norma kafa sallayan ‘evet’ lerin yanina…

12 Eylül Referandumunda mühürlenen ‘evet’leri yan yana koyamiyorsunuz.
Büyük çeliskiler var içlerinde…

Ki…

Her gün ve gelisen her olay ne acidir ki, bu gerçegi daha net hale getiriyor…

Buradan dönüs var mi?..

Sanmiyorum…

Çagdas demokrasilerin en büyük güvencesi olan bagimsiz yarginin eli kolu budandiktan sonra, demokrasiler birer sandik sovuna dönüsür.

Seçilirler…

Daha dogrusu seçtirilirler…

O kadar…

‘Yeterlidir’ diyenlere armagan olsun…