Büyük Torbalı

YILIN ÖĞRETMENİ

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
YILIN ÖĞRETMENİ
Sami Bingöl TURAN( sbturan@mynet.com )
1.210 Görüntüleme
29 Aralık 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

1980 darbesinden sonra eğitim alanında da yeni uygulamalar yapılmış, yönetmelikler tamamen değiştirilmişti.

Bu kapsamda, 1981’de ilk defa “Yılın öğretmeni” de seçilmişti. Buna göre: Aday gösterilen öğretmenlerin meslekte en az 30 yıl kıdeminin bulunması, siciline işlenmiş bir cezasının olmaması, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olma koşulu da dikkate alınıyordu. Adayların görev süresinde aldıkları başarı belgeleri, yazdıkları eserler, çevrelerine ve ülkelerine katkıları, eğitim alanındaki buluşları gibi seçeneklerde, elemelerde puan olarak yansıyordu. Netice de: Okullarda bu tür vasıflarıyla dikkat çeken öğretmenler varsa, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine bildiriliyordu, ilgili komisyonlarda yapılan değerlendirme sonucunda en yüksek puanı alan ilk üç isim il makamına bildiriliyordu. İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde kurulan komisyonlardaki değerlendirme sonucunda seçilen bir aday, o ili temsilen yılın öğretmeni olarak bakanlığa bildiriliyordu. Çalıştıkları illeri temsil eden öğretmenler, 24 kasım öğretmenler gününde M.E.B’ da yapılan resepsiyona katılıyorlar ve yılın öğretmeni seçilmeleri nedeniyle de; “Bir maaşla ödüllendiriliyorlardı.” İl temsilcileri arasında da, en yüksek puanı alan bir eğitimci Türkiye’de: “Yılın öğretmeni olarak seçiliyordu.” Bu sistem pek fazla devam etmedi. Her iktidar döneminde ilgili yönetmelikle çok oynandı, değişiklikler yapıldı, önce hizmet yılı 20 yıla, sonra 5 yıla indirildi, bu uygulama da önemini yitirdi, her yıl yapılan değerlendirmeler objektif olmamaya başladı.

Bu tespit ve değerlendirmeler, mesleğini seven başarılı öğretmenler arasında motivasyonlarının bozulmasına neden olmaya başlayınca, bakanlık 26.11.1992 tarihinde bu uygulamayı kaldırdı. Daha sonraki yıllarda yine devam ettirildi. Son yıllarda da, bakanlığın belirlediği esaslara göre, 81 il’de, öğretmenlik mesleğinde fark yaratan eğitimciler arasından seçilenler, Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’ne bildiriliyor, bunlar kendi illerinin temsilcisi olarak bakanlıkta yapılan etkinliklere katılıyorlar. Demek ki, mesleğinde fark yaratan öğretmenlerin örnek teşkil etmesi ve belirli koşullara göre seçilmesi ilgili makamların sırasıyla onayı ve teklifi gerekiyor.

 

AKSAKALLI

 

Görev yaptığım yıllarda, 24 Kasım öğretmenler günü etkinliklerini görüşmek için bir komisyon kurulurdu, alınan kararlar doğrultusunda; Hasta öğretmenler ziyaret edilir, emekli öğretmenlerle çalışanların buluşması, tanışması sağlanırdı. Maalesef bu gelenek de zamanla kaldırıldı… Şunu açıkça belirtmemde yarar var ki, daha bir ay önce ilçemizde kutlanan ve formalite bir etkinlikle değerlendirilen “Öğretmenler günü” konusuna hiç de dokunmak niyetinde değildim. Gazetemizin biraz hareketli, acar yazarlarından Adem Aksakallı, sanki üstüne vazifeymiş gibi, kalkmış “İlçemizde yılın öğretmeni seçimlerinde skandal, torpil” falan şeklinde bir yazıyı kaleme almış ve henüz 3 yıl hizmeti bile bulunmayan, Hatice Ocak adında bir öğretmenin yılın öğretmeni olarak Ankara’da yapılan resepsiyona nasıl katıldığını sormuş. Yaptığı araştırmada ilçe milli eğitim müdürünün bile bu olaydan haberinin olmadığını oysa adı geçen öğretmenin okuluyla müdürlük arasında da bu konuda yazışmalar yapıldığını, yılın öğretmeni seçilen Hatice Ocak’ın ilçeye müracaatı olmadığı halde kendi okulu adına bakanlıkta yapılan resepsiyona yılın öğretmeni olarak katıldığını yazmış. Ben diyorum ki koşullar bir şekilde değişebilir ama hiç bir öğretmen, makamdan, ilçeden izin almadan kendi başına, hem de bir ili temsilen MEB’lığına gidip, resepsiyona katılamaz. Her resmi temsilde de kurallara göre hareket edilir.

Sevgili Adem biraz da haddini aşarak ilçemizde görev yapan araştırmacı tarihçi ve yazar Yasin Kayış aday gösterilseydi daha uygun olurdu demiş. Yılın öğretmenlerinin nasıl seçileceği konusu sana mı kaldı Adem? Doğrudur, Yasin Kayış’ın ilçemizdeki kent arşivinin kurulmasında çok emeğinin olduğunu zaten biliyoruz, araştırmalarının eğitime katkılarının çok fazla olması yeterli değil, halen öğrenemedin mi? Kaldı ki “yılın öğretmeni” olmanın bir özelliği de artık yok. Yasin Kayış ve eğitime daha çok katkısı olan arkadaşlar öğrencilerinin ve halkın gönlünde zaten yer bulurlar.

İbrahim Danış da, tek taraflı bir aşkın sevdasını çekiyor o özlemle, yazısında bu konuya değindikten sonra: “Aslında yılın öğretmeni benim, eğitim fakültesi mezunuyum ama atanamıyorum” diye yazmış.

Sevgili İbrahim: Şanslısın bir işin var, sakın umudunu yitirme, inşallah hayalin gerçekleşir. Bu ülkede atama bekleyen senin durumunda 400 bin genç var. Suriyeli eğitimci kardeşlerimiz çok zor durumdalar: Gazi-Sivas-Edirne Üniversitelerine öğretim üyesi olarak atanmışlar. “Proje okulları” kapsamındaki kurumlara da, atanmaları devam ediyor. Doğrusunu söylemem gerekirse benim bam telime dokundunuz.

Diyeceğim o ki: Her okulun bünyesinde birkaç okul açılması, serbest kıyafet özgürlüğü, dershanelerin okul okulların dershane yapılması, bütün liselere Anadolu sıfatının kazandırılması, yeni seçmeli derslerin konulması, eğitim sisteminin onlarca defa değiştirilmesi, binlerce yöneticinin uzman yapılması, yüzlerce özel okulun açılması, okul yöneticilerinin rotasyona tabi tutulması, “Sayın Nabi Avcı’nın”, bakan olduğu dönemlerde gerçekleştiği için, benim gönlümde ki yılın Öğretmeni” o dur diyor,

2016’nın ülkemize barış, sizlere de, sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web