Cebinde

Paran varsa kim olduğunu unutan tek kişi sen olursun.

Cebinde hiç

Paran yoksa bütün dünya senin kim olduğunu unutur.

İşte hayat bu…     (Bill Gates)

Öyle bir an gelir ki hayatınızda maddi zorluk yaşarsınız. Borç istemek zorunda kalırsınız. Gerçek dostluklar, arkadaşlıklar da borç istenildiğinde belli olur…

Hani, çok söylenen bir söz vardır. “Borç isteme benden buz gibi soğurum senden.” Yine yalandan yere çok söylenen bir söz daha vardır.

“Valla olsa dükkan senin.” Duy da inanma.

Hani, adamın biri paraya çok sıkışmış. Banka şubesinin önünde simit satan arkadaşından bor para istemiş. Borç isteyen arkadaşına verdiği cevaba bakın:

-Banka ile anlaşma yaptık. Onlar simit satmıyor, ben de borç para vermiyorum!

Allah kimseyi züğürt bırakmasın…

Ama insan, hayatının bazı dönemlerinde bunları da yaşar.

Böyle durumlarda kurulan cümleler vardır. Bunlar size hiç yabancı gelmeyecek, bir okuyun.

SEN VER BEN SONRA VERİRİM

Bir arkadaşınızla, bir yerde bir şeyler içerken arkadaşınız hararetli hararetli anlatırken beyninizin diğer lobunda cebinizdeki az parayı düşünürsünüz.

İçinizden, “Hesap zamanı ne yapacağız” gibi kendi cümleniz tekrarlanır. İşte o hesap zamanı gelince, elinizi yalandan cebinize atarsınız. Cebinizin dibine, neredeyse diz kapağına kadar uzanır eliniz. Ama arkadaşız biraz daha hızlı davranarak hesap kutusuna parayı koyar.

Sizden işte o züğürtlük cümlesi gelir. “Şeyy sen ver ben sonra şeyederiz.”

BİR YERDEN PARA BEKLİYORUM

Arkadaşınızdan aldığınız borcu ödemediniz zamanında. Ondan kaçıyorsunuz. Hatta aynı işyerindeyseniz, onla karşılaşabilme olasılığınız gerilim filimlerini aratmaz. Ama maalesef esas kahraman ile karşılaşırsınız er ya da geç. Ve o züğürtlük cümlesi ağzınızdan çıkar. “Şey Mehmet ya vereceğim paranı ama bir yerden para bekliyorum.”

Temel de bir arkadaşından borç almış. Borcunu ödeyemediği için de mahkemelik olmuşlar…

Hakim Temel’e sormuş niye davacıya olan borcunu ödemiyorsun?

Temel sinirli sinirli:

-Ödeyeceğim de 3 aylık mühlet istiyorum 3 yıldır beni oyalıyor…

SALAŞ YERLERDE YEMEK

İlk buluşmamızda ya da buluşmadan önce sevgili adayına yol yapılır. “Öyle lüks yerleri çok sevmiyorum. Yapmacık geliyor. Salaş yerlerde yemek beni mutlu ediyor.”

Züğürtsün dostum zorlama istersen.

ÇAY VE SODA İÇMEK

Parasal sıkıntıdan dolayı ya çoğunlukla ucuz çay içebilecek yerlere gidilir. Ya da bir kafedeyseniz garson geldiğinde “Ne alırdınız” sorusuna verdiğiniz cevap “Soda alayım ben” ise ya da bir yemek söylediğinizde garsonun “Yanında içecek bir şey ister misiniz?” sorusuna “Yok teşekkürler” cevabını verdiyseniz siz de züğürtsünüz maalesef.

BİRAZ HAVA ALAYIM.

Arkadaşlarınızla dolaştınız. Bir yere gideceksiniz ama arkadaşlarınız size dönüp “Taksi ile mi gitsek” sorusuna ani tepki ile “Ne gerek var minibüsle gideriz” cevabını veriyorsanız veya “Siz minübüsle gidin ben yürüyerek gelicem. Hem biraz hava alırım” diyorsanız, dememe gerek yok bal gibi züğürtsünüz.

Züğürtlük, parasızlık, yolsuzluk, garibanlık zordur.

Allah kimseyi yok yoksun bırakmasın.

Herkesin işi, aşı, eşi olsun…

Yetmişli yıllardı…

Akşam gazetesinde İlhan Selçuk köşe yazardı.

Teee o zamandan şu yazdıkları aklımdadır.

“Bir iş, bir eş, bir araba, bir ev zaten hersin olağan bir hayat hakkıdır. Bu kadar basit ve olağan bir hayat hakkını, milyonların kafasında erişilmez bir ideal hayat şeması olarak yerleştiren, hangi şeytani mekanizmanın ürünüdür?”

İnsanların, insan gibi yaşamaya hakları yok mu?

Ülkemiz gelir dağılımındaki eşitsizlikte Avrupa birincisiymiş.

Nüfusumuzun yüzde 20’si iyi yaşıyor.

Ya yüzde 80’i nasıl yaşıyor acaba?

Züğürt mü?

Eh lafın kuyruğuna düğüm atılacak yere geldik.

Adam züğürt. Paraya iyice bunalmış. Soluğu bir banka müdürünün önünde alır. Kredi istiyor. Müdür de kredi alabilmesi için koşulları söyler ve ilave eder.

-Bir de gözünüzün ve dötünüzün resmi gerekiyor.

Adam sebebini sorar, müdür:

-Efendim, banka kuralları böyle. Mutlaka resimler gerekiyor.

Bunun üzerine, adam bütün koşulları yerine getirir ve resimleri de verir. Aradan bir süre geçer, adam banka müdürüne gider. Müdür, adama kredi başvurusunun olumsuz olduğunu söyler. Adam sebebini sorar, müdür cevaplar:

-Kredi komitesinin değerlendirme sonucun göre: Sizde krediyi alacak göz var, fakat ödeyecek döt yok!..

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.