Torbalı’da hizmet veren Karınca Anaokulu, çocuklara kaliteli bir eğitim sunmasının yanında velileri çocuk psikolojisinde de bilgilendiriyor

Çocuklar nasıl sınırlandırılmalı?

Torbalı’da hizmet veren Karınca Anaokulu, çocuklara kaliteli bir eğitim sunmasının yanında velileri çocuk psikolojisinde de bilgilendiriyor. Bu kapsamda Karınca Anaokulu’nda görevli psikolog Eda Aslan, çocuklara sınır koyma kavramını detaylandırdı. Psikolog Aslan, “Çocuklara bir kural veya davranışı öğretebilmek için izlenen yola “sınır koyma” denir. Doğru sınır koyma da, çocuğa bakan kişinin, çocukla arasındaki güvenli bağa zarar vermeden uygulanması oldukça önemlidir. Çünkü eğer çocuk ile ona bakım veren kişi arasında güvenli ve yakın bir bağlanma söz konusu değilse “sınır koyma” davranışının etkili ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır” ifadelerini kullandı.

DOĞRU SINIRLAR İÇİN SÖYLEMLERE DİKKAT

Sınır koymak, zorlamak, emir vermek ya da çocuğu mecbur etmek anlamına gelmediğini ifade eden Psikolog Eda Aslan, “Doğru sınırlar çizebilmemiz için, söylemlerimiz ile çocuğa olan yaklaşım biçimimiz, tavır ve davranışlarımız tutarlı olmalıdır. Örneklendirmek gerekirse, yemekten önce ellerini yıkamasını istediğimizde, bunu sadece söylemde bırakıp yıkamadığı takdirde de sofraya oturmasına müsaade ediyorsak, çocuğumuza net bir mesaj

vermiş sayılmayız. Çocuk; “annem ellerini yıka dedi ama yıkamadan da sofraya oturabiliyorum, bu yüzden kurallar ve uyarılar çok da önemli değil” şeklinde bir düşünce geliştirecektir. Yapılması gereken; ellerini yıkamadan sofraya doğru geldiği zaman, “canım ellerini yıkamanı söylemiştim, elleri yıkamadan sofraya oturamayız, hadi gidip birlikte yıkayalım” gibi hem yapıcı, hem de model olunan bir cümle ile çocuğa sınır çizmiş oluruz” dedi.

RUTİNLER ÇÖZÜM OLACAK

Aslan, “Sınır koymayı, evde çocuğa bir baskı oluşturup, disipline etmek gibi algılamak doğru olmayacaktır. Sınır koymak, ödül-ceza yerine uygulanabilecek doğru yaptırım uygulamayı da içerir. Askeri bir ortamdaki disiplin gibi kuralları sıralamak, çocuğun kendini evinde mutsuz hissetmesine neden olacaktır. Ancak, özellikle henüz zaman ve saat kavramı oluşmamış, bunu daha öğrenmemiş olan çocuklarda bir rutin oluşturmak hem yaşam düzeni hem de, doğru davranışı öğretebilmek için ebeveynlere avantaj sağlayacaktır. Örneğin, akşam yemeğinden sonra ödevlerini yapıp, sonrasında yarım saat ekran hakkını kullanabilirsin. Kitap okuduktan sonra da uyuruz gibi bir rutin çocuk için “şimdi ne yapacağız?”/”neyi ne zaman yapacağız?” belirsizliklerine de bir çözüm oluşturacaktır. Sınırlar, çocuğa “bilebilme” fırsatı sunar. Örneğin, uyku saatinde televizyon izleyemem gibi. Yani kısacası, sınırlar, haklarını kısıtlamak, baskı uygulamak değil, bir nevi yol göstericidir” diyerek şu pratik önerilerde bulundu:

 PSİKOLOGTAN PRATİK ÇÖZÜMLER

“NET VE KARARLI CÜMLELER: Uzun cümleler, bağırarak veya öfkeli bir tutum yerine, yapıcı ve net olarak yapması gerekeni söylemek daha anlaşılır olacaktır. Örneğin, “Televizyonu ödevini bitirdikten sonra izleyebilirsin”.

PLAN VE PROGRAM HAKKINDA HATIRLATMA DA BULUNMAK: Örneğin, “Uyku saatine çok az kaldı, telefonun alarmını kurdum. İkinci defa çalışında artık yatağa gideceğiz”

SINIRSIZ SEÇİMLER DEĞİL, SINIRLI ALANDA ÖZGÜRLÜK VE SEÇİMLER SUNMAK: Örneğin, “Yarın okul için bu iki kıyafetten hangisini giymek istersin?”

ONA SEBEST ALAN TANIMAK: Koltukta zıplama, oradan atlama, şuraya oturma gibi sürekli olarak ne yapmaması gerektiğini söylemek, belli bir süre sonra itici bir durum alacağı için çocuk sizin söylediklerinizi gürültü olarak algılar ve duymazdan gelir. Bu nedenle Örneğin, “Oyuncaklarınla odanda oynayabilirsin canım ancak, oyun bittikten sonra toplarsan yanlışlıkla üzerine basıp kırılmasını önlemiş olursun” diyebiliriz.

MOTİVASYON: Her birey zaman zaman bir şeyleri iyi yapabildiğini başkalarından duymak, takdir edilmek ister. Bir çocuğun takdirini en çok almak istediği bireyler de ana-babası ve sonra öğretmenidir. Örneğin; “Aferin benim kızıma hemen yapar bitirir ödevini sonrada çok güzel oyun oynarız” gibi.” SEDA TENER GÜLCÜ