YARIM yüzyili askin bir zaman önce.. Izmir Ticaret Lisesinin kapisindaki yi-yecek-içecek büfesi.. Ve hemen yanin-daki seyyar arabada yer alan “dünya-nin en felaket sandviç ustasi” Laz Idris’in sesli sandviçleri.. Izmir Ticaret Lisesinin karsisindaki çamlik, o zaman-lar daha Efes Oteli olmamisti. Çamlar arasinda Izmir Belediyesi Nikah Dairesi olarak hizmet veren küçük bir bi-nadan ibaret.. Hemen yan tara-finda seyrelen çamlar arasinda futbol maçlari yapiyoruz.. Ga-zozuna, sandaviçine yapilan bu maçlardan sonra, biz yaylacilar, büfeye degil Laz Idris’in arabasinda aliyoruz solugu.. Idrs’in en önemli çes-nisi, o tadi kendi acayip har-dal.. Hardal dedigin de aci mi aci.. Idris’in “ambalaj olmus” ka-fasini biraz daha karistirarak siparisimi verirdim: “Ula Lazogli, bana bol hardalsiz iki sesli yap; bi da gazozsiz yogurt ayrani”.. Idris bu siparise bir ayda ancak alisabilmisti.. Arada hardalli sandviç de verdi, gazozli ayran da… Tabii, bu herkes için alisilmis-ögrenil-mis bir sartlanmanin sonucunda olabili-yordu.. Basta bulunan “bol” sözcügü ile, sondaki olumsuzlayan “siz” eki, he-men her zihinde bir duraksama yara-tirdi.. Çünkü “bol” olunca, insan zihni, ardindan gelen “siz” olumsuzlamasini kabul edemiyordu. Ancak belli bir (ögretilmeden-alistirilmadan) sonra, insan zihni uysallasiyor ve “iste-nilen kivama” gelinebili-yordu.. Bu deneyi, konunun çok meraklisi babamla bir hayli tartismistik.. Insan zihni ve ögretilmis-ögrenilmis bas egmeler, sartlanmalar üzerinde bayagi bir mesai vermistik.. 1950 lerin sonunda böylesi bir konu-larda “zihin oynatmak” gerçekten çok ilgi çeki-yordu.. Isin gerçegi suydu ki; böylesi konularin geçtigi “meclisler” de, kalitesi yüksek ve degeri fazla olan fikir ve zihin alemleri oluyordu.. O yillarda Türkiye’deki UNIVERSITE sayisinin da 7(yedi) oldugunu düsü-nürsek, konuyu daha iyi kavraya-biliriz… “Zihin temeli” böylesi bir darlikta olmasina ragmen, belli fikir çevreleri, bugünün tutsakliklarina ve sartlan-misliklarin yarattigi kapi-kullarina sürüklenemez-lerdi..
Bu fikir çevrelerinin basinda “sol-sosyal demokrat ve özgürlükçü teorileri savu-nan” çevreler gelirdi.. Ne ög-renilmis ne de ögretilmis tutsaklik ve kapikullugu geçerli olurdu..
Bizim de dünya-siyaset ve “ideoloji” iklimimiz, bu zihin ve düsünce alanina egemendi.. Kesinlikle üretken, kesin-likle demokrat ve kesinlikle içten-sami-mi bir düzlemdeydi, tümden yasa-nanlar.. Ve kalitesi gerçekten de, çok yukarilardaydi…
(Aslinda, tüm dünyadaki savrulma-dagilma-çürüme ve kokusma anaforlari, tüm insanligi böylesi bir kalitesizlik batakligina gömmüs iken, bazi “dü-süklüklerin” belli yerlerdeki sebep-lerden kaynaklandigini da söyleye-biliriz.. Bu hiç de gerçek disi olmaz.. Fakat iste, bizde her seye ragmen, bazi “özeller” servistedir, günümüzde…)
Biz burada, son zamanlarda yasadigi-miz ve konuya örnekler olusturacak gelismelere dokunup dokunduracagiz..
Iste ilki..
Ögrenilmis ve ögretilmis kapikullugu..
CHP Izmir Il Kongresi ve ayrintisi.. Simdi Ekrem Bulgun yapay gerçekler uyduruyor..
Geç bunlari Ekrem Bey.. Senin arabanda yalniz ikimiz varken ve 07 Ocak 1984 Cumartesi günü Ödemis SODEP kongresinden dönerken neler konusmustuk.. O meshur Bulgun-Baykal-Unver’in yer aldigi 25 Mayis 1975 fotografina “atiflarda bulunarak..” Sallama simdi Bulgun, sallama.. Sen MEBUS OLMAYI kafaya tak-missin..Gerisi hikaye..
Kapikullugu falan viz geliyor.. Yaa, Ekrem Bey, sen su parti için %20 adaylik barajini nasil hazmedebildin.. Senin “sindi-rim katsayin” ne zamandan beri böyle yüksek..
Bu partide, Pasa bile (Ismet Inönü) kim isterse baskan ada-yi olabilir diye, manset verme-mis miydi Izmir Il Kongresine, 1966 yilinda.. Bosver masallara, o yüzden.. Bosver.. Degmez!..
Bir de KAHT-I RICAL örnegi verey-im, büyük harflerle Yani adam (yönetici) yoklugu örnegi..
Açikladi ya, Il Genel Meclisi üyesi, 2 milyon euroluk hibe seklindeki aritma tesisi parasini Bayindir’a nasil kaçir-diginizi.. Daha ne olsun.. Çocuk pro-jeyi garantili bulmamis.. Sonra mem-lekette adam (yönetici) yok deyince, zirildiyor bir cenah..
Bizde bir ayri konu da, “hemencecik ziplayivermektir”.. Hemen her konuda bu böyle olabiliyor.. Allamelesiyor, anliyacaginiz, konusunun “kiymetini bilmeyenler”… Su at yarisli Torbali ve Abdülhamit çiflikati meselesi.. Kar-desim II. Abdülhamit Torbali’ya hiç gelmemistir.. Murat Bey diye bir Emlak-i Sahane Müdürü yoktur. O Izmirli tefeci Mirat(Ayna) Bey’dir.. Hasan Fehmiler, Evliyazadeler ve O KOSU ADLARI tümden palavradir.. Ve de o çiflikat binasi da öyle degildir, saman deposudur.. Eski bir Bel. Bask. taslagi “Torbali’yi Abdülhamitli pazarlama ve markalama için” uydur-mustur bütün bunlari.. Hipodrum falan da yoktur. “Bunun” yalanlaridir.. Ve dahi o seyre gelenlerle LEVANTENLERE verilmek istenen hava da zinbar bir “seyri yalandir”!..
Bu girgirdan sonra, söyle bir-iki hüzün-lü baslik ve ayrintilari geliyor..
Su büyük acimiz Ugur Mumcu-evlatlari-esi ve CHP ile me-busluk hikayeleri.. Bir de Ih-san Alyanak’in anmasina hiç bir Bel. Bsk’nin katilmamasi konulari…
Izlediginiz basindan ölümünü “seriatçilara-seriatçi zihniyeti” baglayamayacaklarini vurguladilar.. Dogan Öz’ün ve Çetin Emeç’in esi kadar açikça vurguladilar bunu.. Nedense esi bu konuda sessiz kaliyor.. Belli ki, bir dönem daha mebus olmak istiyor, kadin.. Biraz derine inilince gerçekten hüzün fiskiriyor konudan.. Isin asli ve gerçekligi nerelere variyor (varacak) bilen yok gibi.. Aci bir durum..
1973-80 arasinin efsane Izmir Bel. Bsk. Ihsan Alyanak’in kizi Asuman Alyanak Ilgün 5 Mart günü açikladi ki Ihsan Alyanak’in ikinci ölüm yil dönümü anma törenine hiç bir Bel. Bsk. katilma-mis.. Bu da hüzünlü ve aci bir açikla-ma.. Öyle degil mi? Daha ikinci yilinda böyle.. Nerede halkçilik ve insancilik; nerede vefa ve kadir bilirlik.. Yoksa bunlar CHP içinde tümüyle yok mu ol-du?. Aslinda birçok CHP’linin dilinde bu nakara dolasip duruyor.. Sizde duymussunuzdur..
CHP’de son zamanlarda bir yeni tip da-ha belirlemeye basladi gibi.. Hani su “krimo-hedolar” gibi.. Yani “suç is-lemekten haz alanlar” tipolojisi gibi… Mesela bu suç yogunlugunun, iki sah-sen mal varliginin son durumunun tes-piti ile hemen ortaya çikacagi gibi.. Bunlar benim alanim degil ama.. Ben yine yazayim diyorum.. Y.B. ile I.Ç’nin mal varliklari son 5-6 yilda nerelere varmis, bir bakilsin deniyor.. Ne bile-yim ben.. Öyle deniyor iste..
Iste bu yüzden yada bu benzeri sebep-lerden, Torbali CHP’de proje yok, isler söylenti üzerinde gelisiyor.. Zaten Izmir CHP’de söylenti bile yok.. Türkiye CHP’si ise zeka mezarligi ve kalite kab-ristani.. Isin asli bu.. Durum bu oldugu için ve açikça görüldügü için ve açikça görüldügü için temel sebebi hemen bu-luyoruz… “Bol halksiz halk parti” ya-ni CHP ve tepeden tirnaga kapikullu-gu.. Uretim yok-üreten yok.. Hersey al-gülüm ver gülüm.. Bir kisiye kaldi koskoca CHP “Hem de” nodul bir be-yine”.. Su Torbali’nin 16 yil süren; da-ha dogrusu 16 yilda her an biraz daha büyüyen IKI KAMBURCU MEZAR-LIKSIZLIK konusunu bile herseyi anlatmaya yetiyor da artiyor bile.. Bu çagda mevta üstüne cenaze gömülüyor; anlayin artik.. 16 yildir nerede bunlarin akli?.. Her sey ortadadir, oysa.. Bol hardalsiz sandviç gibi, bol adamsiz yönetim.. Ögretilmis-ögrenilmis ka-pikullugu ise ibadullah!..
NOT: Su Deniz Baykal bizleri, Akif Beki ve Ergun Babahan gibi tiplerce tefe aldiriyor ya, bu bize yeter!..