Öncelikle hepimize geçmiş olsun. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum. Enkaz altında kalanlara bir an önce ulaşılması da hepimizin öncelikli duasıdır. Rabb’im bizlere bu zor günleri el birliği ile atlatma gücü versin.
04 Kasım 2020 - 12:11 'de eklendi ve 213 kez görüntülendi. A+A-
Deprem esnasında iş için İzmir dışında – Burdur/Tefenni – idim ve aracımın içinde olduğum için hiçbir şekilde fark etmedim. 14.55’te evde yalnız olan çocuklarımdan gelen telefon sonrasında afetin boyutunu tahmin edebildim. Daha sonraki yarım saat ise inanılmaz stresli idi benim için. Her ay insanları düzenli olarak haraca bağlayan GSM operatör şirketleri için rekabet kurulu bir soruşturma hazırlığı yapıyorlar mı? Bilemiyorum. Belki rekabet kurulu üyeleri de 3’er gigabaytlık avanta internete tav olmuşlardır. Neyse konumuza dönelim.
Rabb’im böyle bir afeti kimseye sevdiklerinden uzakta yakalatmasın. Haberi öğrenir öğrenmez şantiyedeki tüm işi durdurup ekip ile beraber Torbalı’ya döndük. Herkesin iyi olduğunu öğrendikten sonra şehri bir dolaştım. Bizim gençler – Geylani ve Fatmanur – sağlık meslek lisesinin eski yerinde anne babaları ile kamp kurmuşlardı. Belediyenin dağıttığı sıcak mercimek çorbasını içtikten sonra yol yorgunu olduğum için müsaade istedim. Çünkü ertesi gün yapacak çok işim vardı.
Sabah her zamanki gibi 05.00 sularında uyandım. Sabah namazına pandemi süresince çok uzak kaldığım mahalle camiine geldiğinde itiraf etmem gerekirse bir hayal kırıklığı yaşadım. Daha kalabalık bir cemaat beklerken 8 kişi ile namazımızı eda ettik. Aslında kadro aynı idi ama bir gün önce ölümü hatırlatan doğal afet bu kez çok farklı idi. ‘Ölüm en güzel nasihattır’ demişti o sabah mesajlaştığım gönül dostum. Kaybettiği evinden önce enkaz altında kalanları düşünecek kadar da bir Allah dostudur kendisi. Rabb’im kullarına işaret ettiği nasihatları doğru şekilde anlayıp, uygulama imkanı ve gücü versin.
Ömerağa’da yaptığım sabah kahvaltısı ve kahvesinden sonra kuzenim – aynı zamanda ortağım – ile depremden hasar gören binaların bulunduğu Bayraklı ilçesine gittik. Gün boyu da oradaydık. Kuzenimin Doğanlar apartmanında yazıyı yazdığım Pazar sabahı saat 08.00 itibariyle hala enkaz altında kalan arkadaşı ve ailesi var. Aynı apartmanda diğer ortağımın sahibi olduğu – çok şükür kiracı evde değilmiş – bir ev de bulunuyordu. Gün boyunca da hasar gören ve yıkılan tüm binaları gezdik. Öncelikle gönüllü ve uzman arama kurtarma ekiplerinin AFAD önderliğinde yapmış olduğu mükemmel çalışmayı birebir gözlemledim. Hem mühendis hem de vatandaş gözüyle gün boyu izledim. Devletin ve devlet büyüklerinin, bakanlar ve vekilleri ile birlikte vatandaşının yanında devletin tüm imkanları ile durduğunu net şekilde gördüm. Bir ara Hamza Dağ’ın yanındakilere ‘buraya hemen seyyar WC’ler’ getirin talimatını da duydum. Akşam saatlerine doğu da Van’dan kalkıp gelen sayın Cumhurbaşkanımızı da gördüm. Hepsi öncelikle görev bilinci daha sonra da insanlık namına orada idiler. Bu yüzden sıcak mercimek çorbası dağıtan belediye başkan yardımcısını, görevi gereği 24 saat uyanık olmak zorunda olan Kaymakam bey ve Emniyet müdürüne methiyeler düzmeyi düşünmüyorum. Herkes görevinin gereğini yapmıştır, yapmak da zorundadır. Bunu tam sayfa köşeye taşıyıp ‘Muhteşem üçlü’ benzetmesi ile kendinizi ve bu üçlüyü komik duruma düşürmeyin.
Son bir tespit ve değerlendirme de mesleki açıdan olacak; merkez üssü Seferihisar olan depremin 70 km öteden nokta atışı sadece Bayraklı’yı vurmasının ana nedeni; zemin sıvılaşmasının had safhada olduğu Melez çayının deltasına bu ilçenin kurulmasıdır. Yıkılan ve hasar gören tüm yapılarda ciddi mühendislik hataları ve kullanıma bağlı sorumsuzca hatalar yapılmıştır. Ayrıca bu bölgeye bu kadar yüksek katla imar veren her kim ise, bu kan onların eline bulaşmıştır. Mühendislikte ‘yumuşak kat’ tabiri olarak da biline zemin katlarda yıllar boyunca kafaya göre yapılan tadilatlar bana göre etkenlerden biridir. Konu ile alakalı sürekli olarak konunun uzmanı hocalarımızı açıklamalar yapmaktadır. Ben size bu afetten çıkaracağınız ders için bir öneride bulunmak istiyorum;
Eviniz kaç katlı olursa olsun. 2,3,4,5,6 hiç fark etmez. Eğer evinizin bulunduğu apartmanın altında dükkan ya da dükkanlar var ise ve bu dükkanlarda yapılacak bir tadilat gözlemlerseniz hemen harekete geçiniz. Hilti ya da matkap sesi duyar duymaz her ne işiniz varsa bırakıp o sorumsuzluğa dur deyiniz. Eş zamanlı olarak da yetkililere durumu bildiriniz. Depremin sembolü olmuş Doğanlar ve Rıza Bey apartmanlarının yıkılmasında bu sorumsuzluğun da etkisi olmuştur.
Yazımın girişinde bahsettiğim 3 kişinin – çocuk, anne, anneanne- cansız bedenlerinin enkaz altından çıkarıldığını üzülerek öğrendim. Allah rahmet eylesin, geride kalanlara sabır ihsan eylesin. Milletimizin de tekrardan başı sağ olsun….
Not: Yazıyı gönderirken Torbalı merkezli bir deprem daha oldu. Alışmak zorundayız. Önlemlerimizi alıp tevekkül etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Allah yar ve yardımcımız olsun…
Torbalı’da son bir haftadır düşeşe geçen hava sıcaklıkları d...
Yeni binasında hizmet vermeye başlamasının ardından kısa sür...
Kaplancık Mahallesi’nde yer alan Arapkahve köprüsü inşaatınd...
Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan proje kap...
İzmir Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kolay tamir...
Samsun Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı pat...
Bayraklı Belediye Başkanlığı'ndan 5 adet arsa satışa sunuldu...
Torbalı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, dijital sağlık uygulama...
Torbalı’da inaktif pandemik Covıd-19 aşılama işlemlerinin ik...
Çakırbeyli Mahallesi’ndeki muhtarlık ofisinin boşaltılma işl...