Torbalı’da son zamanlarda meydana gelen depremler vatandaşalar da korkuya yol açıyor. Konum olarak fay hatları üzerinde bulunan Torbalı-Gediz Sıyrılma fayının Torbalı kolu olan Dağkızılca fayı gibi önemli bir fay hattı üzerinde konumlanmış durumda bulunuyor. Son günlerde deprem sayılarının artmasıyla birlikte herkesin aklına çok şiddetli olacak bir depremin habercisi olma ihtimali herkesi düşündürüyor. 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Gölcük depremi ve 2011 yılında gerçekleşen Van depremi öncesinde olan küçük küçük depremler büyük bir felaketin habercisi olma ihtimali herkesi korkutuyor.
ŞİDDET ARTTIKÇA HİSSEDİLME ORANI ARTACAK
Torbalı ve çevresinde son günlerde artan depremlerin sebebi ile ilgili açıklamalar da bulunan Jeoloji mühendisi Kurtuluş Çelik, “Torbalı ve çevresi genel jeolojik yapısı itibariyle ile farklı ölçeklerde kırıklı çatlaklı yoğun fay sistemleri ile çevrilidir. Geçmiş tarihlerde belli periyotta diriliğini gösteren ve yer yer yıkımlara sebebiyet veren diri faylar da mevcuttur. Özellikle Gediz Sıyrılma fayının Torbalı kolu olan Dağkızılca Fayı buna örnek gösterilebilirim. Olası bir depremde, Yüksek kesimlerde kayalık zemin üzerine kurulu köy ve mahallelerimizde, zeminin sert oluşu, deprem dalgaları sabit hızda ve homojen dalga boyunda olduğundan dolayı buralarda eski yapılar depremin şiddetine bağlı olarak duvarlarında çatlama beklenebilir. Deprem dalgaları alüvyon zeminde hız kaybeder, sismik dalgaları üst üste binerek deprem etkisini ve şiddetini daha da arttırır. Torbalı ilçe merkez ve ova köy ve mahallerimizde olası bir orta ve yüksek şiddetli bir depremi tabii olarak daha fazla hissedecektir. Yüksek katlı binaların üst katları, salınımdan dolayı daha çok sallanacak ve depremi daha fazla hissedecektir” dedi.

EN AZ HASARLA NASIL KURTULABİLİRİZ?
Ege bölgesinde son zamanlarda sık görülmeye başlayan depremler şuana kadar herhangi bir can ve mal kaybına sebep olmaması herkesin tek tesellisi olarak görünüyor. Geçmiş yıllar da yapılan plansız yapılanmalar daha şiddetli olacak depremlerde can ve mal kaybına sebep olma ihtimali yüksek olduğunu belirten Kurtuluş Çelik “Depremin oluş şekli ve biçimine değinmeden, olası bir depremi en az zararla ve en az kayıpla nasıl atlatmak gerektiği ve bunun için de ne gibi önlemlerin alınması gerektiği konusu üzerinde durmak daha doğru olacağını düşünüyorum. Öncelikle şunu hiç unutmamak gerekiyor, deprem bir felaket değil, sadece bir doğal afet olayıdır.
Afeti felakete dönüştüren unsurlar; insanların bilgisizliği, yöneticilerin depremi önemsemiş gibi görünüp, hiç tedbir almamaları, kentsel dönüşümleri kentsel bölüşümlere dönüşmesi, TOKİ projelerinde mühendislik jeolojisine bir prosedür olarak bakmaları, alüvyon dolgu zemin üzerine çok yüksek katlı yapıların yapılmasıdır.
1999-2000 yılından sonra yapılan yüzlerce bina deprem yönetmeliklerine uygun yapıldığından bu yapılar güvenli yapılar sınıfına girmektedir… Gönül isterdi ki Torbalıda kat yüksekliği 4 kat olarak sınırlandırılsaydı. Depremi önceden kestirebilmek zor olsa da, unutulmamalıdır ki ege bölgemiz, deprem konusunda dünyanın en hareketli bölgesidir” ifadelerini kullandı.