EĞİTİM- SEN: 'PCR TESTİ OKULLARDA DA YAPILSIN'
Eğitim-Sen Torbalı Temsilciliği, 6 Eylül'de okulların açılması kararına ilişkin eski Belediye Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eğitim- Sen Torbalı Temsilciliği, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısında alınan 6 Eylül’de yeniden yüz yüze eğitime geçilmesi kararına ilişkin eski Belediye Meydanı’nda bir basın açıklamsı gerçekleştirdi. Okulların yüz yüze eğitime ilişkin gerekli tedbirlerin alınmadan açılmak istendiğinin altını çizen Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, kararın doğru olmadığını ifade ettiler. Eğitim-Sen’li öğretmenler okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi için derslik mevcutlarının seyreltilmesi bunun için de derslik sayılarının arttırılması, kadrolu öğretmen ve yardımcı personel sayısının arttırılması, öğrencilere günde en az iki adet maske verilebilecek yatırımın yapılması ve okullara sevk edilmesi ve PCR testlerinin okullarda da yapılması gerektiğinin altını çizdi.
“BAKANLIK KENDİNİ SORUMLULUK DIŞI TUTUYOR”
Eğitim-Sen Torbalı Temsilciliği adına basın açıklmasını okuyan Eğitim-Sen Torbalı Temsilcisi Nuri Önder, “Yeni eğitim öğretim yılı, salgınla ilgili kaygılar, aşı ve test tartışmaları, LGS sonrası istediği okul türüne yerleşemeyenler, kalabalık sınıflar, öğretmen açıkları, özel-devlet arasındaki uygulama farkları vb. bir dolu sorunun gölgesinde 6 Eylül’de başlıyor. Ve her zaman olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı Okulların açılacağı tarihi belirlerken, eğitim öğretimde yaşanılan ve acil çözüm bekleyen sorunları çözme, gerekli ve yeterli şekilde gereksinmeleri karşılama sorumluluğunu yok saymaktadır. Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in okulları açık tutma ve yüzyüze eğitimin sürekliliğini sağlama noktasındaki “kararlılığı” ne yazık ki söylemden öteye gitmemektedir. Okulların pandemi koşullarında eğitim öğretime hazır hale getirdiklerini söyleyen bakan, yaptıkları hazırlıklara ilişkin hiçbir şey söylemezken, il ve ilçe müdürlüklerini ve valilikleri yetkilendirdiği ifade ederek, bakanlığı ve temsil ettiği iktidarı her türlü sorumluluğun dışında tutmaktadır.” dedi.
SINIF MEVCUTLARI YÜKSEK
“Pandemi tehdidi altında geçen bir buçuk yıl boyunca maske mesafe ve hijyen diyerek “sorumlu bir yurttaş” rolünü oynamaktan öteye gitmeyen iktidar ve onun ilgili bakanlıkları ne ücretsiz maskenin, ne hijyenin ne de mesafenin maddi koşullarını sağlamışlardır.” diyerek açıklmayı sürdüren Önder, “Seyreltilmiş eğitim kapsamında, 15 kişilik sınıflar, bu ihtiyacı karşılayacak binlerce derslik yapılması ve 100 binin üzerinde öğretmen ataması beklenirken, öğretmen açıkları ve 40 kişilik sınıflarla yeni eğitim öğretim yılına girilmektedir. Bu kalabalık sınıflarda 40 dakika boyunca kapalı kalınmasında herhangi bir beis görmeyen bakanlık, teneffüse çıkan öğrencilerin ise 10 dakika boyunca sosyal mesafe adı altında yanyana gelmemesini sağlamak için de öğretmenlere sorumluluk yüklemektedir. Teneffüsler için gerekli görülen mesafe, kalabalık sınıflar için gerekli görülmemiştir. Bu gün Torbalı’da birçok okulun sınıf mevcudu en iyimser rakamla 30’un üzerindedir.” şeklinde konuştu.
YÜZ YÜZE EĞİTİM İÇİN HAZIRLIKLAR YAPILMADI
Yeni eğitim öğretim yılına hazır olunmadığının alştını çizen Önder, “Subaşı ilk ve ortaokulu yeni binaya taşındı. Yeni bina için milli eğitim müdürlüğü temizlik elemanı göndermedi. Eşyaların yeni okula taşınması için destek sunmadı. Okula ödenek, maddi destek sağlanmadı. Öğretmenler olarak eşyaları kendimiz taşıdık. Okul henüz tam olarak eğitim öğretime hazır değilken 1. Sınıflar ve anasınıflarına oryantasyona başladık. Oryantasyona başlanan dört 1. Sınıfımızın üçünün öğretmeni yok. Ücretli öğretmenler gelmedi. Yeni bina çok büyük ve sadece 2 temizlik görevlisi var. Pandemi ile ilgili hiçbir önlem yok. Okulda güvenlik ile ilgili de eksikler var. Camlarda korkuluk yok. Okulun Bu eksikleri giderecek bütçesi de yok. Pamukyazı ilk ve ortaokulunda hem öğretmen hem de hizmetli açığı var görevlendirme bekleniyor, öğretmen açıkları da genellikle ücretli öğretmenlerle dolduruluyor. Ayrancılar Ortaokulun apartmandan bozma bir binada eğitim öğretimine devam ediyor, tuvaletler yetmezken okul denen bu apartmanda bahçe, dersliklerde ise akıllı tahta yok. Üç okul tarafından kullanılan cumhuriyet ilk ve ortaokulu binasında ilkokulun hizmetlisi yok. Ortaokulun var. Ortaokul ile ortak olan sınıfları bu hizmetliler temizliyor ama sadece ilkokula ait olan sınıfların temizliğini öğretmenler yapmaya çalışıyor. Kitaplar toplu halde bir sınıfa bırakılmış. Kitapların poşetlenip sınıflara taşınması işi ise öğretmenlere yaptırıldı. Örneğin benim 30 öğrencim var. Her öğrencinin 9 kitabı var. Ayrı ayrı onları poşetleyip üç kat taşıyıp sınıfıma yerleştirdim. Tuvalet ve lavaboların bakımının yapılması gerekiyor. Uzaktan eğitim süreci boyunca nasıl ki ‘hadi bilgisayar başına, derse’ demenin dışında bir şey yapılmadıysa şimdi de ‘hadi okulları açtık, okula’ denmektedir. Ancak, Öğrenci ve öğretmenlerin bir buçuk yıl gibi oldukça uzun bir süre zarfında virüsten kaynaklı hem okuldan, hem sosyal ilişkilerden hem de derslerin işlenmesini sağlayacak temel davranış biçimlerinden uzak kalmalarının yarattığı yabancılaşma ve çeşitli psikolojik gerilimler gibi eğitim öğretim faaliyetlerini ciddi şekilde aksatacak temel sorunlar ise görmezden gelinmektedir. Öte yandan okullarda hijyen adına neredeyse hiçbir şey yoktur. Yine okullardan bize ulaşan bilgilerin başında okul binalarının kirliliği gelmektedir. Bunun da nedeni, okullarda kadrolu ve yeterli hizmetli personelin görevlendirilmemesidir. Öğrenciler sınıfları doldurduğunda, tuvalet ve lavaboların temizliğinden kapı kolları ve sıraların silinmesine ve sınıfların havalandırılmasına kadar onca işin altından nasıl kalkılacağı ne yazık ki meb tarafından, çözüm bekleyen bir sorun olarak görülmemektedir. Sağlıklı ve güvenli bir şekilde tam zamanlı yüz yüze eğitim için tüm eğitim emekçilerinin aşı olması, her şeyden önce toplumsal bir sorumluluktur. Öte yandan özellikle aşı olmaktan kaçınan eğitim emekçilerinin haftada iki gün virüsün yoğun olarak yer aldığı hastanelere gitmek zorunda bırakılmamaları, aksine testlerin öğrencileri de kapsayacak şekilde tüm okullarda ücretsiz yapılması ve bunun için de iş yeri hekimliği uygulamasına geçilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
8 ÖNEMLİ TALEPTE BULUNDULAR
Verdikleri bilgiler ışığında bir takım talepleri olduğunu da ifade eden Önder taleplerini şu şekilde sıraladı: “Tüm bu bilgiler, veriler ve gelişmeler ışığında acilen aşağıdaki taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz;
- 1. İlçe ve il Milli Eğitim Müdürlükleri de Milli Eğitim Bakanlığı da bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasına ilişkin sözlü telkinde bulunmak dışında nasıl bir hazırlık içinde olduğunu, kaç yeni derslik yaptığını açıklamak zorundadır. Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sisteminin tüm sınıflarda hayata geçirilip geçirilmediğine dair bir açıklama da söz konusu değildir. Bu eksikliklerin hızla giderilmesi gerekmektedir.
2. Pandemi koşullarında ilk akla gelecek olan öğrenci ve öğretmen tuvaletlerinde gerekli genişletme ve lavabo sayıları artırılması gerekliliği ile ilgili hiçbir işlem yapılmamıştır. Öğretmen odalarının en azından ikiye çıkarılması yönünde bir hazırlık da yoktur. MEB okullara kaynak göndermeli ve ivedilikle bu düzenlemeler yapılmalıdır.
3. Maske, sabun ve diğer hijyen malzemeleri konusunda okullarımızda ne düzeyde bir hazırlık yapıldığı, bu malzemelerin temininin birçok konuda olduğu gibi yine velilerimizin sırtına mı yükleneceği konusu muğlak durumdadır. Özellikle günde en az iki maskenin öğrencilere ücretsiz olarak verilmesi sağlanmalıdır.
4. İçinde bulunulan koşullar göz önüne alınarak acilen ihtiyaçları karşılayacak düzeyde ve yeterli sayıda hizmetli personel görevlendirilmeleri yapılmalıdır.
5. Seyreltilmiş sınıf uygulaması tam anlamıyla hayata geçirildiğinde öğretmen ihtiyacı ciddi düzeyde artacaktır. Zaman zaman temaslı veya hasta olabilecek öğretmenlerimizi de düşündüğümüzde öğretmen ihtiyacının giderilmesi için, bir an önce ve en az 100 bin öğretmen atamasının yapılması önemlidir. MEB’i ek öğretmen atamaları konusunda bir an önce açıklama yapmaya çağırıyoruz.
- 6. Taşımalı eğitim sistemine son verilerek köy okullarının açılması gerekmektedir.
- 7. Pandemi koşullarında 40 dakikalık ders sürelerinin azaltılması için eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 30 dk ders önerisini geri çevirmesi kabul edilebilir değildir.
8. Okul öncesi öğretmenleri günde 6 ders ve 300 dakika blok ders yapmakta ve bu öğretmenlerin teneffüs hakkı bulunmamaktadır. 50 dakika olan ders sürelerinin azaltılması ve okul öncesi eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak teneffüs haklarının düzenlenmesi, pandemi koşulları dikkate alındığında aciliyet kazanmaktadır. MEB’i bu konuda bir an önce somut adımlar atmaya çağırıyoruz.
8. Hem Ayrancılarda Hem de Torbalı’da çok büyük üç bina İmam hatip okullarına tahsis edilmiş olmakla birlikte öğrenci sayıları bir hayli düşüktür. Öğrenci sayısı az olan imam hatip okulları kalabalık sınıf mevcutlarının seyreltilmesi için yeniden düzenlenmeli, ihtiyaç fazlası imam hatipler akademik okullara dönüştürülmelidir.”
Sırlanan taleplerin Eğitim-Sen’in genel talepleri olduğunu ifade eden Önder, “Okullarımızı amasız fakatsız açabilmek ve açık tutabilmek ivedi bir ihtiyaçtır. Okullarımızın kapalı kalmasının yarattığı toplumsal zararlar düşünüldüğünde bu konuda bütün sorumluluk MEB’in ve iktidarın omuzlarındadır. Tüm eğitim emekçilerini, velileri ve tüm toplumu tam zamanlı yüz yüze eğitimin devam edebilmesi için gerekli duyarlılığı sağlamaya ve tedbirlerin tamamlanması için hak aramaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.” sözleriyle basın açıklamasını ve konuşmalarını sonlandırdı. Sinan TEKDEMİR