İzmir'den 'Yenidoğan Çetesi' tepkisi: Sağlık bakanına istifa çağrısı
Alsancak Kıbrıs Şehitleri caddesinde toplanan Emek ve Demokrasi Güçleri, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu istifaya davet etti.
Türkiye genelinde yankı uyandıran "Yenidoğan Çetesi" skandalına tepkiler çığ gibi yayılmaya devam ediyor.
İzmir'in Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri, yeni doğan bebeklerin hayatlarını kaybetmelerine neden olan sağlık görevlilerine ve hastanelere sert eleştiriler yöneltti.
Açıklamada "Çetelerin babası Sağlık Bakanı", "Sermayeye değil sağlığa bütçe", "Katil devlet hesap verecek", "AKP elinden bebeklerden çek" gibi sloganlar atıdı.
Okunan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiği, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız kazanç elde edildiği ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatlarını kaybettiğine ilişkin haberler kanımızı dondurmuş, hepimizde derin bir üzüntü ve öfkeye yol açmıştır.
Karşımıza çıkan bu dehşet verici durum, hekimlik değerleri bir yana insanlık değerleri ile bağdaşmamaktadır.
Meslek etik kurallarını ihlal ederek hekimlik mesleğinin saygınlığına, onuruna, kutsallığına leke sürenler ve sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenler, bebeklerin ölümüne neden olan ve halkın sağlığını riske atanlar hak ettikleri cezaları almalıdır. Kamu yöneticilerinin sistemin yarattığı bu kara tabloyu, işini hakkıyla yapan hekim ve sağlık çalışanlarına yükleyerek, suçu üstlerinden atma çabaları gerçeğin üstünü örtme gayretinden öte değildir.
Gerçek, sağlıkta dönüşüm programının halk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisidir.
Gerçek, koruyucu sağlık hizmetlerinin yok sayılmasıdır.
Gerçek, aşı bulamamak, ilacı parasız alamamaktır.
Gerçek, çöken bir sağlık sistemidir ve bunun sorumluları bellidir.
Yürütme ve denetim görevini elinde tutan kamu yöneticilerinin, sağlık müdürlüğü yetkililerinin, görev ihmali yönünden soruşturulması gerekir. Bu olayda ciddi bir denetim eksikliğine dair güçlü emareler vardır. Yıllardır sürdürülen bu suç düzeninin esas failleri kadar suçun ortaya geç çıkmasından sorumlu olanlar da adalet önünde hesap vermelidir.
Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuştur.
Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir.
Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının bir avuç insanın çıkarına boşa harcanmasına yol açan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmelidir.
En büyük hayal olarak ifade edilen devasa hastanelere aktarılan bütçenin, diğer alanda duyulan ihtiyaçlar için harcanmaması tercihi, aslında sayısını tam olarak bilemediğimiz kaybettiğimiz bebeklerin ailelerinin hayallerini yıkmış, hayatlarını cehenneme çevirmiştir. Bir bebeğimizin daha bu nedenlerle ölümüne tahammülümüz yoktur.
Yıllardır bıkmadan usanmadan söylediğimiz gibi sağlıkta ticaret ölüm getirmiştir. Kar odaklı bu yönetim anlayışı canımızı yakmaktadır ve yakmaya da devam edecektir.
Herkese eşit ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetinin kamu eliyle sunulması sağlanmalıdır. Beklemeden, oyalanmadan.
Hemen, şimdi...
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa yaptığı açıklamada, SGK tarafından özel hastanelere yapılan ödemelerin sonlandırılmasının vurgulandığını vurguladı. Karababa, bu ödemelerin hem sağlık sisteminin mali yükünün oluşturulduğunu hem de benzer skandallara zemin hazırladığını belirtti. TTB olarak tüm olayın sorumluları yargı önüne çıkana dek konunun takipçisi olacaklarını ifade etti.