KAFAMDA DELİ SORULAR ( DEPREMLER OLUYOR BEYNİMDE !)

Son yazımda oldukça iddialı söylemlerde bulunmuştum. Belediye binası ile alakalı iki dönemi de kapsayan bir soruyu oldukça tahrik edici bir şekilde sormuştum. Mevcut dönem yetkilileri belediye binası ile alakalı basın açıklaması yaptı ve beklendiği gibi sorum cevapsız kaldı. Belki de ciddiye alınmadı bu soru. Gerçi sorduğum soru ciddiye alınmayacak cinsten değildi ama sanırım soruyu soran ben olunca muhatap olarak alınmadım. Ne yazık ki bu ülkede inşaat mühendisliğine gereken önem gösterilmediği sürece vatandaşlarınız  her sarsıntıda battaniyelere sarılıp sokağa inmek zorunda kalacaklar. O dakikadan sonra dağıtılan çorba mercimek mi? Yoksa işkembe mi çok önemi kalmaz. Basının karşısına geçip işkembeden sallayanları da çok ciddiye almazlar.

Bir önceki dönem ise kafayı kuma gömmüş durumda. İlçe başkanlarını sosyal medyada izlemekten başım döndü, sosyal medyadan çıktım. Bir türlü kendi lansmanını bitiremedi. Değirmendeki abi ağaran saçları bir kat daha ağartmak ile meşgul. Zannedersiniz beş yıl boyunca Torbalı’yı değil de Çakallar köyünü yönettiler. Siz cevap vermediğiniz sürece ben tahrik edici şekilde sormaya devam edeceğim. Her sorum burada kayda geçecek. Bu durum size ızıdrap verirken bana da mutluluk vermeyecek. Çünkü konu deprem ve ihmaller olunca kalemimin ayarı kaçıyor. Çok sevdiğim insanları bile eleştirmek zorunda kalabiliyorum.

Mademki tek basın toplantısı ile olayı örtbas ettiniz, bende hiçbir şey yokmuş gibi bir ‘Kafamda deli sorular’ demeti sunayım diyorum. Pandemiye eklenen depremlerle bunalan okurlara bir hafta sonu neşesi olabilirsem ne mutlu bana. Bu arada başlamadan bir öneri;

Köprü altında, içinde tapu dairesini barındıran bir hükümet konağımız varken aynı köprünün karşı ayağında bir belediye binamız oldu. İlçedeki tüm resmi kurumlara hizmet verebilecek bina ise yalnız başına bekliyor. Hem de yeri de oldukça doğru iken. Tek suçu müteahhitinin kaçması ve seviyesinin %41 olması. Kaba inşaatı yani betonarme karkası bitmiş bir inşaatın duvarlarına başlanmadan geldiği seviye ilgili mevzuatlara göre %60 iken, bu binada bu kadar ince imalat yapılmış iken neden hala garibim %41’de anlamak mümkün değil. Sanırım daha çıkılmayan katlar var. Geçici belediye binası tam olarak hizmete girdiğinde curcuna başlayacak.  Trafikte ‘çıldırmaya az kaldı’ sahnelerine hazır mısınız? Bari diş hastanesinin köşesine Allah rızası için bir trafik lambası koyun da köprüden inen ve belediyeye girecek insanlar güvenli şekilde otoparka girebilsin. Bu kadar eleştirinin sonuna dayanamadım bir lokal çözüm önerisinde daha bulundum. Diğerlerine anında müdahale ettiğiniz için o noktalarda trafik rahatladı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Neyse daha fazla tahriğe girmeden birkaç tane daha tahrik edici soru bırakıp gidiyorum. Bu arada yazımı iş için geldiğim 5000 nüfuslu Burdur/Tefenni’den yazıyorum. Şirin bir ilçe ve tek yöne çevrilmiş caddeleri 200.000 nüfuslu ilçelerden daha fazla. Ben ise sürekli ters yöne giriyorum. Yazılarım da olduğu gibi. Artık soralım, köşe bitti gene;

*BKM binası, belediye hizmet binasına döndüğü için Ahmet Çiçek muhteşem NLP eğitimlerini nerede verecek? Asansör fobisini tek seansta yenerken deprem fobisi için nasıl bir yol öneriyor? Gözlerimizi kapatıp beyinde oturan  öküzleri yerinden kaldırmak yeterli olur mu? Hemen bir deprem fobisi yenme seansı gerekiyor. Salon kapalı gişe oynar.

*Bazı saray yanaşmalarının belediye BKM’ye taşındıktan sonra makam sahiplerine hayırlı olsun ziyaretine gittikleri doğru mu?

*Bitirilemeyen belediye binası başkanının başını yedi, mevcut bina çürük diye terkedildi, yıkılıp yenisi yapılacak deniyor. Seçime kalmış 3 yıl, ne ara ihaleye çıkılacak, hangi ara bitirilecek ve ne zaman tahta çıkılacak? Maazallah kehanet gerçekleşir o bina da başkanını yerse yeni gelen başkan da kendi binasını mı yapacak? Bu kadar belediye binasını ne yapacağız biz?

*Parayla parti kurdurulan CHP’li kim? bulursam bana da ilçe bayiliğini verir mi acaba? Parasıyla değil mi?

Not: Bayide gazete bulamayıp, gazeteye gelerek; ‘Hasan’ın yazı var mı bugün’ diye sorarak gazeteyi alan amca;  Bu yazı senin içindi. Tek kişinin dahi orada okuduğunu bilmek yazmam için oldukça yeterli bir sebep. Saygılar sunuyorum…