Büyük Torbalı

“Kuraklığa karşı ciddi önlem alınması gerekir”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda birçok ülkede olan kuraklığa bir kez daha dikkat çekti

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
“Kuraklığa karşı ciddi önlem alınması gerekir”
224 Görüntüleme
09 Ağustos 2021 - 16:00
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Dünyada ve ülkemizde kuraklık riskine karşı bilimsel, ciddi ve kalıcı önlemleri şimdiden almazsak ve yeterli üretimi sağlayamazsak kısa zamanda gıda güvencesinden de bahsedemez bir duruma geleceğimizin vurgusunu yapan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Üretici ülkelerden ucuz buğday, et, süt ve diğer ürünleri temin etme imkanımız, bir süre sonra ya kalmayacak ya da yüksek maliyetlere almak zorunda kalacağız. Bu ülkelerden alım yaptığımızda sadece ürün ithalatı yapmış olmayacağız, ‘gıda enflasyonu’ da ithal etmiş olacağız. Gerçekleşme ihtimali çok fazla olan bu durum, ülkemizdeki birçok insanımızın gıdaya ulaşamaması demektir. Kaldı ki paramız olsa da bazı ürünlerin ithalatı maalesef mümkün olmayacaktır.

“KITLIK VE ERZAK KARNESİNİ UNUTMAMALIYIZ”

Gündemin ilk sırasına oturan kuraklık, bize asla unutmamamız gereken bir gerçeği öğretti: “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.” Devam eden pandemi riski sürecine bir de kuraklık riskini eklediğimizde gelecek yıllarda gıda riskinin çok daha büyük boyutlarda olacağını söyleyebiliriz. Gerekli tedbirleri zamanında almayan ülkeleri önümüzde yıllarda zor günler bekliyor. Ülkemizde daha önceki yıllarda duyduğumuz kıtlık ve erzak karnesi gibi kelimeleri kesinlikle unutmamalıyız ve kuraklık yüzünden bunlarla karşılaşmamak için en köklü tedbirleri almakta da asla gecikmemeliyiz. Pandemi sürecini yaşamaya başladığımız 2020 yılından bu yana gıda güvenliği endişesi, iklim değişikliği gibi nedenlerle ithalatçı ülkelerin fazla alım yapmaları, ihracatçı ülkelerin ise ihracatlarını kısıtlamaları, durdurmaları veya stoklarını artırmak istemeleri gibi nedenlerle talep yönünde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durum, dünya fiyatlarında yukarı yönlü bir hareketlenmeye sebep olmuş, olmaya da devam etmektedir.

“AVANTAJA DÖNÜŞTÜRME İMKÂNI VAR”

Diğer yandan buğday, kırmızı mercimek, ayçiçeği, soya, mısır gibi ithal etmek zorunda kaldığımız birçok ürün dikkate alındığında uluslararası piyasalarda yaşanan fiyat hareketlerinin ülkemiz piyasalarını doğrudan etkilediğini söyleyebiliriz. Buna kurdaki olası hareketlenme de eklenince ithal ettiğimiz ürünlerin maliyetleri, tüketici fiyatlarını artıracaktır ve yüksek gıda enflasyonu riski devam edecektir. Şurası da bir gerçektir ki artan fiyatlardan çoğu zaman yararlanamayan üreticiler, aşırı fiyat dalgalanmalarından da olumsuz etkilenecektir. Kuraklığın giderek büyük kayıplara neden olduğu tarımsal üretimde ülkemizin kendi potansiyeline odaklanarak kuraklık riskini avantaja dönüştürme imkânı vardır” dedi.

“ÜLKEMİZ KAZANIR, TOPLUM KAZANIR”

“Tarafsız ve uzman bir kuruluş tarafından ülkesel ölçekte yapılacak olan bir çalışmayla tarım ürünleri ithalatına harcanan parayla tarımsal üretimimizi daha fazla desteklemenin sağlayacağı üretim artışının kazancı karşılaştırıldığında, elde edilecek sonuçlar tarım ürünleri tedarikinde izlenmesi gereken yolu gösterecektir” bilgisini paylaşan Bayraktar, “Önemli olanın yabancı ülkelerin üreticileri ile ithalatçı tüccarların gözetilmesi değil, ülkemizin fedakar üreticilerinin gerçekten desteklenmesidir” diyerek sözlerini şöyle devam ettirdi: “Üreticilerimiz kazanırsa ülkemiz kazanır ve toplumumuz, makul fiyatlarla satılan gıda ürünlerine her zaman kolayca erişebilir. Kuraklıktan fazlasıyla olumsuz etkilenen tarımsal üretimin daha çok desteklenmesinden sağlanacak ülkesel kazanç, ithalata dayalı tedarikten sağlanacak olan ve belli bir kesime yönelik kazançtan daha hakkaniyetli olacaktır. Kuraklık riskinin neredeyse kesintisiz bir doğal afete dönüştüğüne dair bütün işaretleri aldığımız bir dönemde tarımsal üretimi artırmak için acil olarak tedbirler almalıyız.”

“SULAMA KANALLARI YENİLENMELİ”

Kuraklık sebebiyle yaşanan su sorunlarına dikkat çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sulanmayan alanların sulamaya açılması başta olmak üzere yapısal sorunlara odaklanmalı, eskiyen sulama kanalları yenilenmeli, basınçlı sulama sistemleri yaygınlaştırılmalı, kuraklığa dayanıklı tür ve çeşitler desteklenerek bölgelere göre ürün desenleri oluşturulmalıdır. Ayrıca üreticilerimizin bu dönemde zaten yüksek olan elektrik ve su maliyetleri daha da artacağı için ivedi olarak elektrik ve sulama ücretlerinde indirime gidilmeli, üreticilerimize de verilen destekler artırılmalıdır. Bu tedbirler sayesinde ülkemizi başkalarına muhtaç etmeyen üreticilerimizin toprağı terk etmelerinin önüne geçmeliyiz. Kuraklığa bağlı yaşanan su kıtlığı sonucunda ihtiyaçlarımızı karşılamayan üretimle karşı karşıya kalırız. Bu yüzden suyu tarımda en tasarruflu şekilde kullanmanın yollarından biri olan modern sulama sistemlerine üreticilerimiz daha fazla teşvik edilmelidir. Sulama sistemi kamu kesimi tarafından kurulup üreticinin kullanımına verilerek kredi borçlanması yapılabilir ve belli bir süreden sonra makul taksitlerle tesisin geri ödemesi başlatılabilir. Devletimiz kuraklığın olumsuzluklarını azaltacak olan böyle yatırımları üreticinin yapmasını beklemeden yapabilecek güçtedir. Aksi halde çiftçilerimiz, sulama sistemi pazarlayan şirketlerin ve buna kredi sağlayan kurumların pek çok şartını kabul etmek durumunda kalmakta ve kısa vadeli aşırı borçlanmaya katlanamayacaklarını görünce de bu sulama sistemlerini kurmaktan vazgeçmektedir.” ZUHAL AKYIL

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web