Bu gün, Cumhuriyet tarihimizde milad sayılacak yeni bir gün.

Ya devam ya da tamam deyebiyeceğimiz bir gün. Seçimlerin sonucu aşağı yukarı alınmış ve Türk demokrasisi bir imtihandan daha iyi veya kötü çıkmıştır.

Benim tecrübelerime göre 07 Hazirandan çok da farklı olmayan bu durumda siyasi partilerimiz bu sonucu nasıl okuyacaktır bilemiyorum. Kıl payı falan filan benim çok önemli bir kriter değildir.

İç ve dış basından duyduğumuz bu güne kadar iktidara yakın kaynaklardan duyduklarımız birbiri ile tamamen zıt olan bilgileri üst üste koyduğumuzda sonuca varmakta epey zorlanıyorum.

Kimseyi suizan altında bırakmak benim yöntemim ve anlayışım olmadığını okurlarım bilirler. Ancak samimi duygularımı da açıklamaktan çekinmeyen biriyim.

Haddim olmamakla birlikte hemen 07 Hazirandan sonra yazdığım gibi yine bugün aynı düşüncelerimi paylaşıyorum. Yedi haziran seçim sonuçları ile halkın tarihi bir görev yüklediği iki parti MHP ve HDP’nin politikaları, Ülkemize 5 ayda en az 2 milyar seçim maliyetini, en azda 50 Milyarlık ekonomimizin zararını Türk halkının sırtına yüklemiştir.

Ben 15 gündür Newyork’tayım ve buradan ülkemin siyasetini izlemeye çalışıyorum. Önceden belirlenen ve programlanan bir ziyaret nedeniyle burada çocuklarımın ve torunlarımın yanındayım. Seçim kararından önce program yapıldığı için seçimlerde burada olmak zorunda kaldım.

Geldiğim günden beri Newyork’un birkaç üniversitesinde bazı panellere ve sunumlara katıldım. Bu panellerde ve oturumlarda duyduğum hiçbir şeyin ülkemin lehine olmadığını gördüm. Ülkemizin Milletvekillerinin ve iş adamlarının bulunduğu, bundan üç yıl önce geldiğimde çok iyi şeylerin söylendiği benzer toplantılar o günlerde beni çok umutlandırmıştı. Lakin bu defa aynı umutları taşıyamadım. Türkiye her geçen gün uluslar arası arenada yalnızlığa itilmek istendiğini açık ve net görüm.

Bir panelde Türkiye’nin ve AK Parti iktidarının, İŞİD, PYD ve Suriye Politikalarının ve PKK ile mücadele şeklinin yanlışlığından söz edildi. AK Parti iktidarının PKK ile PYD’yi aynı kefeye koymasının yanlış olduğu, tüm bu yanlışlıkların getirdiği komplekslerin birikimi olarak her geçen gün otoriteleştiğini anlattılar.

Bir yabancının, hele hele 40 yıldır bölgede Kürt politikaları ile ilgilenen birinin anlattıkları bende biraz ters tepki yapsa da ilgimi çekmedi ve düşündürmedi dersem yalan söylemiş olurum.

Akşam başka bir panel için gittiğim bir başka üniversitede önce Fransız şaraplarının ikram edildiği bir kokteylin arkasından yapılan sunumda AKP’nin en yüksek ulaştığı ekonomik büyümenin DYP ve SHP koalisyonunun ulaştığı büyüme hızı olduğu söylendi. O toplantıyı düzenleyen her ne kadar bir Üniversite olsa bile tahmin ediyorum sponsorluğunu Meşhur Çobani yoğurtlarının ABD’deki üreticisi olduğunu sanıyorum.

Dünyaya, Türkiye’den değil ABD’den baktıklarına şahit olduğum her iki katılımdaki Akademisyenlerin söylediklerine çok fazla itibar etmediğimi ancak çok fazla da duygusal olmamaya kendimi zorladım.

1 Kasımdan sonra, eski gücünü kazanması halinde AK Parti iktidarı bu gün yaptıklarını tekrar ederse burada duyduklarımın doğruluğunu ancak o zaman kabul edebilirim.

Benim ülkemin dışında ve benden olmayan akademisyenin benim ülkem için çizdiği olumsuz tabloyu kabul etmem mümkün olamaz.

Ben ülkemin sorunlarını ancak ülkemde tartışırım. Asla ülkemin dışında tartışmam ve tartışanların olumsuz hiçbir fikrine de katılmam.

Burada ne söylenirse söylensin ülkemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı yurt dışında benim onur ve gurur kaynağımdır. Kan içsem de kızılcık şerbeti içtiğimi söylerim. Ülkemi en iyisinden en kötüsüne kadar buraların en iyisinden daha iyi görürüm ve görmek de büyük bir erdemliliktir.

Seçim sonuçları ne olursa olsun birlik ve beraberlik ruhu hâkim olsun isterim. Büyük bir ihtimal ile 7 Hazirandan ne sonuç çıktı ise bu günde sonuç aynı olacaktır. Siyasi partilere düşen görev, Artık, 2 Kasımdan itibaren Kor’un yakan ateşini değil aydınlatan ışığını görmektir. Şayet bunu göremezlerse içte ve dışta ülkemizi büyük tehlikelerin beklediğini tahmin ediyorum. Bu tehlikenin ilk ateşinde de yanacak olanların, ülkemin, 13 Yıllık, muhalefeti ve iktidarı ile bu günkü duruma gelmesinin müsebbipleri olacağını tahmin ediyorum.

Ortak aklın her şeyi çözdüğünü 50 yıllık siyasi, Sivil Toplum ve Bürokrasi geçmişimde yaşadım ve biliyorum. ALLAH’A EMANET OLUNUZ