Vefa; kişinin vaadine, ahdine ve yeminine sadık kalması, dostlarını unutmaması, onların dostluklarına ve iyiliklerine daha güzeliyle karşılık vermesidir. Böyle insanlara “vefakâr” denilir. Vefa bir Allah ahlakıdır.

Hikmetli Kur’an’ da vefaya dair birçok ayet vardır. Bunlardan bazıları şöyle:

“Kitap’ta İsmail’i de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi.”

“(Resûlüm!) Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.” buyurarak, Allah bize vefa dersi vermektedir.

Şüphesiz insanlar içinde vefa konusunda örnek alınacak en zirve insan Hz. Muhammed’dir.

O sallallahü aleyhi vesellem başta Rabbine, sonra da eşine ve arkadaşlarına karşı çok vefalıydı.

Kendisiyle 25 yıl yaşadığı ilk eşi, hayat arkadaşı Hz. Hatice’yi vefatından sonra o kadar anardı ki sonunda Hz. Aişe:

“Ya Rasülellah o ihtiyar kadını neden anıp duruyorsun, oysa Allah sana daha genç ve güzellerini verdi.” deyivermişti.

Sadece eşini değil, arkadaşlarını da arar- sorar bir vakit mescitte göremezse ziyaret ederdi. Hayatta olanlar şöyle dursun vefat etmiş dostlarının her hafta düzenli olarak kabirlerini ziyaret eder, onlara dua eder, iyiliklerini anardı.

Kimlere karşı vefalı olmalıyız?

1.Allahu Teâla’ya karşı vefa:

“…Allah’a verdiğiniz ahdi tutun.”  ve “Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak (ruhlara) ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ dediği vakit, ‘Evet Rabbimizsin, şahidiz.’ dediler. (Bunu) kıyamet günü ‘Bizim bundan haberimiz yoktu.’ demeyesiniz diye (yapmıştık).” ayetlerinin emrine uyalım.

2.Peygamberimizin ümmetine vefası ve O’na karşı müminlerin vefası.

Sevgili peygamberimizin ümmetine vefası ayetler bile yansımış, Rabbimiz şöyle buyurmuştur:

“An dolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”

O bize çok vefalı, pekiyi biz O’na karşı vefalı mıyız?

3. İnsanların birbirlerine karşı vefası.

Ne gariptir ki “iletişim çağında”  vefasızlığı zirvede yaşıyoruz. Eşimize- dostlarımıza, dirilerimize- ölülerimize vefa gösteremiyoruz.

4. Milletin devletine, devletin milletine karşı vefası.
5. Eşimize- dostumuza karşı vefa.

Allah’a ve Rasülüne olan vefamızı da yeniden gözden geçirmeliyiz.

Peygamber efendimiz:

“Allah ahlakıyla ahlaklanınız.” buyurmuşlardır.

Madem Allah ve elçisi vefayı ahlak edinmişler

öyleyse başta yaratan Allah’ımıza, sonra O’nun habibi Muhammed (a.s) a, eşimize- dostumuza, evladımıza, vatanımıza- milletimize vefalı olmalıyız.

Vefasız olmamalıyız…