GÖREBILMEK için önce görme organinin islevini kisitlayan bir kisim medyatik kurgulardan çaktirmadan el etek çekilmeli…
Bir kere bakmaya baslayinca ‘görmek’ fiili çorap sökügü gibi gelir…
Ayan beyan, açik seçik…
Sakin koca koca adamlar yalan söylemez gibi bir ön yargiya kapilmayin…
Yanlisin batagina saplanip kalirsiniz maazallah…
Aman ha…
Yalani yalan yapan en kuvvetli delil ve kaçmama süphesi, gerçekle sandalye degistirmektir…
Yalanin arkasinda öyle güçlü durursunuz ki, yalan bile yalanligindan utanir…
Ahlak, fitrat, adamlik…
Böyle kelimeler sözlükte var…
Kafaniza göre bir hoca bulabilirseniz, cennet vizenizden bonus bile düsülmez…
Bu ülkeye demokrasi getirdik diyenler…
Yalan söylüyorlar…
Bu ülkeye adalet getirdik diyenler…
Yalan söylüyorlar…
‘Örgüt’; tirnak içerisinde ‘örgüt’ kurmak suçundan gençlerinin biber gaziyla tanistirilip, zindanlarla bulusturuldugu gerçegi gerçekken…
Seçilme yasini on sekize indirmeye çalismak…
Yalan söylemektir…
“Ne yapalim uzun tutukluluklar bu memleketin gerçegi” diyenler…
Yalan söylüyorlar…
Korkuyorlar…
Cumhuriyet kani tasiyan bir iki nesil bir biçimde saf disi birakilmadikça bu memleketi sunni eksenli totaliter olusumlara ulastiramayacaklarini adlari gibi biliyorlar…
Ve çok sik yalan söylüyorlar…
Özgürlükler yalnizca muhafazakarlar içinse adi özgürlük…
‘Avrupa birligi çöp kovasinda…’
Biz hep karsi çiktik ama Avrupa’nin demokratiklesme, basin ve ifade özgürlügü elestirilerine tepki olsun diye karsi durmadik… Yalan söylemedik…
Ulusal bagimsizlik anlayisimizin Avrupa – Amerika eksenli sömürgeci birlikteliklerle doku uyusmazligi yasadigi için söylendik, kimseyi kandirmadik…
“Bagimsizlik benim karakterimdir” sözünü duvarlari süsleyen bir aksesuar olarak görmedik…
Karakter erezyonu yasayanlara karakterimizi animsattik…
Yorum farki olarak ‘mandaci’ kafalar karsimiza çikti…
Yalan söylediler…
Ekonominin iyi yolda oldugunu söylediler…
Külliyen yalan…
Not artirmayanlara kizdilar…
Amerikalinin beyzbol sopasi ala…
Teknik ve istihbari yardimlari kör topal çuka…
Sicak parasi borsada fink…
Büyükelçilerinin sömürge valisi tavirlari ve sözleri kulak ardi da…
Reyting kuruluslarinin cimriligi mi yanlis?..
Yalanin dik alasi…
Is yasasi yalan… Emege saygi… Yalan…
Belediye yasasi hile hurda sepeti…
Sinirlar elek…
Hava sahasi yalan sahasi… Gel de inan…

TORBALI’NIN HIZMET DIYETI

AKP Torbali Ilçe Baskan Yardimcisi Sayin Nuri Bulut’un demecini okudum…
Çok dogru tespitler…
2009’da Torbalida belediye seçimlerini AKP kazansaymis, benim bahti kara memleketimin su anda bir üniversitesi, bir de hastanesi olurmus… Cahilligime yorun…
Söylendi de ben mi duymadim?..
Tartisildi da ben mi atladim?..
Bunlari merkezi hükümet yapmak istedi de Ismail Uygur karsi mi çikti?
“Olmaz mi?” dedi…
CHP’liler yürüyüs yapip;  “Zinhar istemezük mü?” dediler… Bir gecede kanun çikartip, bir günde memlekete sekil veren o irade yillardir hizmet duasina çikan Torbalilara bir üniversiteyi, bir hastaneyi uygun gördü de…
Biz mi ‘yok’ dedik…
“Aman elinizi daraltmayin, biz böyle yuvarlanip gidiyoruz mu?” dedik…
Eger siz bu söylediklerinizi ‘yapmamak’ yerine ‘yapmayi’ tercih etseydiniz bu kadirsinas millet bu seçimlerde size daha farkli yaklasirdi, konumunuz daha rahat olurdu…
Günlerce yazi yazsam bu itiraf kadar yalin bir anlatim bulamam…
Ne kadar ekmek o kadar köfte…
Ne kadar oy…
O kadar hizmet…
Halimize bakin…