Vakti zamanında en çok yazdığım eleştirdiğim sektör, Torbalı -İzmir arası çalışan minibüslerdi. Semt garajından kalkan araç Atatürk Mahallesi’nde doluyordu. Bu durumda yolcuların bir kısmı ayakta seyahat ederken, birçoğu binemiyor yarım saat yol kenarında bekliyordu. Her gün İzmir’e giden kişiler çoğunlukla şehir içi araçları ile semt garajına gidip, araç hareket etmeden minibüse biniyordu. Torbalı’dan İzmir’e giden Bayındır, Tire, Ödemiş ve Selçuk arabalarının ise yolcu almaları yasak. Güzergâhta seyir eden araçların içerisinde en eski araçlar Torbalı’ya aitti. Araçlarda yazın klima olmadığı gibi hijyen sorunu da vardı. Bu tür konuları her yazdığımda göreve yeni seçilen Osman Kıldan ile görüşür konuşurduk, biraz sabretmemiz gerektiğini söylerdi. Güzergâhta çalışan üç farklı kooperatifin ortak hareket etmesi hizmet kalitesini artırdı. İlk önce 360 olan araç sayısı 180’e düştü. Daha sonrasında araçların yenilenmesi sağlandı. Sefer sayıları artırıldı ve Torbalı halkı hizmet almaya başladı. Osman Kıldan, Muhlis İnanç ve Yılmaz Altıncı sorun yumağına dönüşmüş 400 araçlık semt garajına kalıcı çözümler getirdiler. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Dün eleştiriyorduk bugün hakkını vermek gerekir. Büyükşehir Belediyesi yetkililerine bir öneride bulunmak istiyorum; at binenin silah kuşananın. Torbalı’da eziyete dönüşen ESHOT sorununu semt garajında faaliyet gösteren kooperatif başkanları çözer. Verin yetkiyi unutun derdi sorunu. Torbalı’da vatandaşın çektiği sıkıntıyı Torbalılı yöneticiler bilir.
HANİ BASINA VERİLECEKTİ BU KAHVALTI
Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan Vekili İsmail Yıldız basın mensuplarına bir kahvaltı verecekti. Çıkan tartışmalara nokta koyacaktı, sadece bana değil birkaç arkadaşımıza da benim yanımda söyledi. Bu kahvaltıyı günlerdir bekliyorum. Sabah işe gelirken evden kahvaltı yapmadan çıkıyorum, nasılsa İsmail Yıldız kahvaltı verecek diyorum ve her sabah işe aç başlıyorum. Saat 11.00’e kadar kulağım telefonda İsmail Yıldız ha aradı ha arayacak diye beklerken rejime başlamışım haberim yok. Her neyse sayesinde 2-3 kilo vermişiz, sebep olduğu için kendisine teşekkür ederiz. Cumartesi günü İsmail Yıldız kahvaltı düzenliyor diye duydum, aslında kahvaltıdan ümidimi kesmiştim ki umutlarım yeşerdi. İsmail Yıldız’ın telefonunu sadece ben değil Gökhan Yalkalk da bekliyordu. Vakit geçirmek için sosyal medyada gezerken Güven Köseoğlu’nun “birlik ve beraberlik kahvaltısı” paylaşımını gördüm. Resmi büyültüp Hakan Altun’dan “telefonun başında çaresiz bekliyorum” şarkısını açıp dinlerken bu yazıyı yazmaya başladım. İkinci bir şarkıyı dinlemek istiyordum ki Sefa Topsakal’ın “çok beklersin çok” şarkısı ise tuzu biberi oldu. Sosyal medya günümüzde çok etkin gazetecilere ihtiyaç bile duymuyorlar ama sosyal mesajı vermekten de geri kalmıyorlar. Ha bu arada Halil Gülcü’de adaylığını açıklayacaktı bir kahvaltıda. Ondan da ses yok. Kahvaltıda en merak edilen kişi ise; fotoğrafı çeken yönetici kim?
ADNAN BAŞKAN NE YAPACAK?
Adaylıktan söz açılmışken Başkan Görmez’in de yakında basın toplantısı ile yeniden Belediye Başkan adaylığını açıklayacağını duydum. Elbette doğal hakkıdır. 2 yıldır başkan. Yeni dönem için yeniden aday olması kaçınılmaz. Partinin en önemli dinamiği MKYK üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya kendisine tam destek vcriyor. Özgür Çağlar’ın ağzından kaç sefer “Adnan Başkan tekrar aday olursa ben yine listesinde olacağım. Kendisine desteğim tamdır” dediğini bizzat duydum. Son birkaç aydır; AK Parti’den Belediye Başkan adayı olacağı konuşulan Abdulvahap Olgun da açıklamasını yaptı. Tekrar TTO Başkanlığına aday olduğunu söylediğine göre sorun kalmadı. Parti içinde Hüseyin Söyler, Nurettin Albaş, Sevil Duran, Ali Günaydın, M. Nuri Bulut, Mahmut Öztaş ve Recep Toprak gibi önemli isimlerde bir karşı duruş görülüyor. Ama Adnan Başkan politikayı iyi bilir. Yakında onlarında rızasını almayı başarır, diye düşünüyorum. Baksanız ya, Abdulvahap Olgun’un etrafını boşaltma ve destekçileri ile barışma politikası epey yol almışa benziyor. Diğer muhalif isimler ile temas yakında başlar. Ali Yadık kardeşim, sana yine iş düştü desene…
GENÇLER NE İSTİYOR?
Geçenlerde saç traşı için berbere uğradım. Üç genç arkadaşın işlettiği bir dükkândı burası. Beni gazete yazılarından takip eden bu gençlerle Torbalı’yı konuşmak bana farklı ufuklar açtı. Ve bir kere daha anladım ki, Torbalı gençliği nefes alabileceği, eğlenip stres atabileceği farklı konseptlere sahip mekanlar istiyor. Yarım saatlik o berber muhabbetinden bir dünya şey öğrenmek mümkün. Mesela berberin birisi Torbalı’da grup halinde gidecekleri bir paintball sahası arzuluyor. Bir başkası ilçede bir bowling salonu olmasının buraya bambaşka bir değer katacağını söylüyor. Saçlarıma makas sallayan berber, ‘Torbalı’da kız arkadaşımı ya da ailemi götüreceğim ve birlikte oynamanın hazzını yaşayabileceğim böyle bir yer olsun istiyorum’ diyor. Yanılmıyorsam Efeoğlu Piknik Alanı’nın işletim hakkı Torbalı Belediyesi’nde. Orası bir paintball sahası için en ideal yer. Gençlerimiz paintball oynamak için Torbalı dışına gidiyorlar. Burada bir saha açılırsa isabet olacaktır. Paintball’un yanında bir bowling salonu da neden olmasın? Buraya sadece Torbalı’dan değil belki civar ilçelerden de insanların gelmesi sağlanabilir. Paintball ve Bowling’den sonra gençlerin üniversite binası isteği öne çıkıyor. Askerliğini Iğdır’da yaptığını ifade eden bir berber, ‘Abi, Iğdır’da üniversite haricinde neredeyse hiçbir şey yok. Ama o üniversite sayesinde Iğdır hem kalkınıyor hem de kültürel manada gelişme gösteriyor. Torbalı yirmi Iğdır eder, ama burada sağlam bir üniversite yok’ diyor. O genç berberlerin bu talepleri de bana gösterdi ki, Torbalı gençliği aslında çok şey istemiyor.