Ali Haner

DÜNYA MÜSLÜMANLARI NEDEN SEVMİYOR?

Ali Haner

 

“Kur’an-ı tanımadan önce Müslümanları tanısaydın Müslüman olmazdın” Böyle diyor Yusuf İslam Peki, neden sevmiyorlar acaba?

En son ne zaman bir İslam ülkesi sağlıkta, bilimde, teknolojide, sanatta veya eğitimde bir buluşun ya da araştırmanın ev sahibi oldu?

Nobel ödülü alan gururumuz Aziz Sancar, “İslam Dünyasını son 500 yıldır bilime katkısı olmamıştır.” Diyor.

Şimdi bazıları hemen başlayacaklar bildik sloganlara:

“Emperyalizm, dış güçler, Yahudiler, Avrupalılar, haçlılar falan fıstık…”

Sorunların sebeplerini hep hayali dış güçlere yüklersek…

Kendimizi nasıl düzelteceğiz?

Bakınız bir Hadis-i Şerif ne diyor: “Sizin davranışlarınıza bakıp da Müslümanlığa özenen insanlar yoksa, imanınızı gözden geçirin.”

Ülkelere göre yaşam kalitesi sıralamasın bakalım:

İlk otuzda bir tane İslam Ülkesi yok!

Türkiye, seksen ülke arasında elli birinci!

Son yüz yılda Yahudi asıllı bilim insanı 110’un üzerinde Nobel Ödüllü alırken, Yahudi nüfusunun 110 katı olan Müslümanlarda bu sayı sadece 2. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken Bizans din adamları neyi tartışıyorlarmış biliyor musunuz?

“Melekler dişi midir yoksa erkek midir?”

İslam ülkeleri hala bu noktadalar.

Ezberlerinden kurtulamayan, bilimsellikten uzak her türlü taassuba göz yuman bu ülkelerden felaketlerin eksik olması mümkün mü?

Cehaletle mücadele etmek için gönderilmiş bir dinin, cehalete kurban edildiğini görmek ne acı!

Dünyayla birlikte bizlerde izliyoruz.

Işid, Taliban, Boko Haram ve daha bir sürü…

Hepsi kendilerini İslam’la özdeştiriyorlar.

Allahuekbernidalarıyla kafalar kesiliyor, insanlar yakılıyor, tetiğe basıp taranıyorlar…

Bazıları hemen savunmaya geçecekler: “Bunlar gerçek İslam’ı temsil etmiyorlar. Suriye, Irak, Libya, Katar, Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan vs… gerçek İslam ülkesi değildir.”

Peki, gerçek İslam kimdir, gerçek İslam ülkesi hangisidir?

Cevap yok.

Sabahtan akşama, ben dürüst bir insanım deseniz…

Dürüst bir insan mı olursunuz? Hayır.

Bunun ölçüsü sizin davranışlarınızdır.

Günün boyu ben çok iyi bir Müslüman’ım deseniz…

İyi bir Müslüman mı olursunuz? Hayır.

Bunun ölçüsü sizin amellerinizdir.

Ne diyor Hz. Mevlana: “Öğüt verecek insana değil, Örnek olacak insana ihtiyaç var. Fetva veren çok olur ama takvayla yaşayan az bulunur.”

Evet, Müslümanların ve Müslüman ülkelerin böyle yaşamaları gerekir.

Hz. Ali de şöyle diyor: “İnsanlara öyle iyi davranın ki, düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasınlar.”

Oysa biz birbirimizi öldürüyoruz, Allahuekber nidalarıyla…

İslam ülkelerinin yanlışı nerde biliyor musunuz?

“Dini siyasallaştırmalarında”

Dini siyasete alet edersek sonuç da bu oluyor.

Osman Bölükbaşı’nın bir sözü var: “Siyasi hayatım boyunca bütün sektörleri tetkik ettim, en karlısının din ticareti olduğunu gördüm.”

Devletler ve ülkeler de aynıdır. “Müslüman” geçinen ülkelere bakın, içlerinden birini de gerçek bir demokrasi, bağımsızlık, özgürlük olduğunu göremezsiniz.

Yıllar önce Ziya Paşa ne güzel özetlemiş durumu: “Diyar-ı Küfrü gezdim beldeler kaşaneler gördüm. Dolaştım Mülk-ü İslamı bütün viraneler gördüm.”

Günümüzde de öyle değil mi durum?

Hepsinde gözyaşı, katliamlar, bombalar, yıkıntılar, mülteciler, yoksulluk, mezhep kavgaları, birbirini boğazlamalar…

Tek çıkar yol: Demokratik, Laik, Özgürlükçü, Çağdaş Bilime açık, soran sorgulayan bir toplum olmak…

Bir yarısı, diğer yarısına düşman, bölünmüş bir toplum değil, birbirine tahammül eden, hoşgörülü bir toplum olmak…

Bir yarısı, diğer yarısına düşman, bölünmüş bir toplum değil, birbirine tahammül eden, hoşgörülü bir toplum olmak…

Kendi içinde barışık olmayan bir ülke, komşularıyla da iyi olamaz, diğer dünya devletleriyle de…

Tabii burada en büyük görev, en tepedeki siyasetçilere düşürüyor. Oy gayesiyle halkı birbirine düşman etmeden, dini siyasete alet etmeden, mezhep, ırk gözetmeden tüm insanları kucaklayacak şekilde politika yapmaları gerekiyor…

Dost bildiğimiz Almanya…

101 yıl önce yaşanmış olaylara dayanarak, sözde Ermeni Soykırım tasarısını Parlamentoda kabul etti ya…

Benim de aklıma hemen şu minik fıkra geldi.

Temel Yahudi’ye okkalı bir tokat atmış.

-Neden vurdun?

-Siz İsa peygamberi, çarmıha germişsiniz.

-İki bin yıl önce olmuş bir şey bu…

-Valla ben yeni duydum…

Hepinizin hayırlı bir Ramazan ayı geçirmenizi temenni ediyorum.

Mübarek olsun.

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları