BÜTÜN iyi niyetimi ortaya koyarak düşünüyorum. Kendimi zorluyor ve tüm tecrübelerimi arka arkaya sıralıyor, az da olsa tarihî bilgilerimi de alt alta koyup ülkemin ve milletimin bu günkü hale neden düştüğünü bulmaya çalışıyorum. Varabildiğim sonuç, ülkemin önce acımasızca bir zihniyet akımına uğradığını ve ayrıştırıldığını sonrada kıyasıya siyasi bir mücadele içine sokulduğunu görüyorum. Herkesin zihniyet anlayışına ve ideolojisine göre de haklı bir yarış içinde olduğunu düşünsem de adil ve fırsat eşitliğinin olmadığı bir yarış seyrediyorum.
Dini duygularla milli duyguların birbiri ile çatıştığı dönemi yaşadığımızı tespit ediyorum. Yıllarca mevcut Cumhuriyete karşı oluşturulan cephenin eline geçirdiği güçle, Milli Birliği, büyük bir hınçla her türlü argümanı mubah sayarak ayrıştırmaya ve inancını yerleştirmeye çalıştığını ve bunda da büyük ölçüde başarılı olduğu görüyorum. Çok iyi şeylerde yaptılar yapıyorlar diyorum, ama toplumu da tamamen mideye indirdiklerini görüyorum.
Cumhuriyetin, dinsiz bir devletin elinde olduğuna kendini inandırmış zihniyetlerin, Devleti değiştirmeye, zihniyetleri doğrultusunda Devletimizi dizayn etmeye çalıştığını görüyorum.
Tarihimizde ilk defa çok aşağılarda gezen Devlet adamlarının bol olduğu bir Türk Yurduna tanık oluyorum. Kendi makam ve çıkarları uğruna yetişmiş değerleri hiç acımadan harcayan sözde liderler görüyorum.
Halkı hamasi söylemleri ile ayrıştıran çıkarları doğrultusunda pusatlandıran, kime neden hizmet ettiklerini bilmeyen sürü mantığı ile yürüyen güruhlar görüyorum. Kiminle kime karşı mücadele edileceğini bilmeyen geçmişini çabuk unutan bir halkın içinde doğruları ve doğru insanları ve yöneticileri seçmekte zorlanıyorum.
Milletin üretimini, zamanını, hoyratça harcayan, beyinlerinin ve yüreklerini kin ve nefretle dolduran siyasi kurumlara katlanmak zorunda bırakılıyoruz. Dünyanın hiç bir demokratik ülkesinde olmadığı kadar yalana ve talana maruz kalıyoruz.
Bun görüşler, milli ve manevi duygularımla oluşmuş, vatanın bütünlüğü, milletimin birliği düşüncemin altyapısını oluşturan benim değer yargılarımdır. Hiç kimseyi suçlama ve töhmet altında bırakma gibi bir arzum ve niyetim bulunmamaktadır.
Düşünüyorum; nasıl olur nereye kadar gideriz, kim dur der nasıl durdurulur benim aklım havsalam almıyor ve bir yorum yapamıyorum. Tarih tekerrür ediyor desem, böyle bir örneğini okuduğum tarih içinde var olmuş hiçbir Müslüman Türk Devletinde göremiyorum.
Yine de umutlarımı yitirmeden, sabırla bekleyip, 2 ay sonrasını da göreceğiz inşallah! Türkiye Cumhuriyetinin onurlu vatandaşları ve asil milletim, ya tamam, ya da devam diyecektir.
Kim ne derse desin, Anadolu halkının sağduyusuna güveniyorum.
Halkımızdan başka da güveneceğimiz ve tutunacağımız bir dalımız da kalmamıştır. Allah’a emanet olunuz..