HOCA çok sevdiği öğrencisini kıskanan diğer öğrencilerine bir ders vermek istedi. Çünkü onlar her hareketlerinde “Bizim hocamıza karşı en küçük bir saygısızlığımız yok. Fakat o bizden küçük ve tecrübesiz öğrenciyi, bizden daha çok seviyor. Biz bu sevgiye ondan daha çok hak sahibiyiz.” İmasında bulunuyorlardı.

Hoca tüm öğrencilerine birer tane tavuk vererek, kimsenin görmediği yerde kesip getirmelerini söyledi. En erken gelen yarışmayı kazanacaktı. Tüm öğrenciler tenha bir yer bulup tavukları kesip geldiler. Fakat hocanın sevdiği öğrenci ortalıkta yoktu.

Bu durum, diğer öğrencilerde sevinme sebebi oldu. “Bu beceriksizliğinden sonra hoca artık onu sevmez diyorlardı.” Akşamüzerine doğru, yorgun, bitkin ve üzgün bir halde, canlı tavukla birlikte kahramanımız çıkageldi.

Hoca neden tavuğu kesmediğini sordu. Çocuk “Hocam siz kimsenin görmediği bir yerde kesmemi söylediniz. Ben Allah’ın görmediği bir yer bulamadım. Onun için kesemedim.” Dedi.

Hoca tebessüm ederek “Aferin sana” dedi. Sonrada diğer öğrencilerine dönerek “Bu günlük ders bu kadar” diyerek onlara gereken cevabı vermiş oldu.

ALLAH NEREDEDİR?

Günümüzde Rabbimiz hakkında, en çok sorulan soru “Allah nerede?” sorusu. Bu soruya muhatap olan dostlar da klasik bir cevapla olayı kapatıverirler. “Allah her yerde.”Evet, Allah her yerdedir.

Belki Rabbimizi hakkıyla tanıyan birisi için yeterli bir cevap olabilir. Fakat Rabbimizin sıfatlarını bilmeyen birisi için kısa da olsa, bir açıklama gerekir. Bu açıklamayı, Kur’an-ı Kerim’in ışığında kısaca aydınlatmaya çalışalım. Bu soruya Rabbimiz iki ayetle cevap vermekte.

Birinci ayeti kerime: “Siz neredeyseniz Allah oradadır.” Bu cevap, anne babamızdan duyup hepimizin ezberlediği cevaptır. Evet, O her yerdedir. Ama nasıl?

İkinci ayeti kerime: “O size şah damarınızdan daha yakındır.” Evet, Allah bize şah damarımızdan daha yakın. İşte burada Rabbimiz, her konuda olduğu gibi bizleri düşünmeye sevk ediyor.

Bence Rabbimiz şöyle demek istiyor:

“Şah damarından insana daha yakın olan bölge, insanın kalbidir. Kalbinin de içidir.

Kalbinizi yarıp bakarsanız orada, bu gözlerle bir şey göremez, bulamazsınız.

Kalbiniz her an, hiç durmadan çalışmakta, akıl almaz bir şekilde kan pompalamaktadır.

Kalbiniz elektrik şebekesine bağlı değildir. Bir pille de çalışmamaktadır. Görünürde onu, yaptığı hareketlere yönlendiren bir aygıt ta yoktur. Ama o hiç durmadan görevini bir saat gibi yerine getirmektedir. Hatta siz uyurken dahi o, görevini aksatmadan yapmaktadır.

Bütün bunları, kalbin kendisi düşünmüş olabilir mi? İşte bütün bunları iyice düşün, sonrada benim nerede olduğumu kavramaya çalış.”

DÜŞÜNMEK VE HİSSETMEK

Rabbimize yer tayin etmek inanç yönünden düşünülmez, düşünülmemeli. Çünkü o her şeyi kuşatmıştır. “O her yerdedir.” Şeklindeki ifadeden “O her şeyi görüp, gözeten, idare edendir. O varlık olarak bir mekâna sığdırılamaz” anlamı çıkarılmalıdır.

Allah bütün bu anlatılanların ötesinde bir varlık olduğu için Allah’dır. Allah, varlıkolarak hiçbir şeye benzemediği gibi mekânı için de bir benzetme yapılamaz. Bunu anlayabilmek içinde Allah’ın sıfatlarını öğrenmek gerekir. Çünkü O, her şeyi tasarlayan ve yaratandır. Yaratılmış olan kul Onu tasavvur edemez. Ancak sıfatlarıyla tanır. İşte o zaman Allah’ın nerede olduğunu daha iyi kavrar.

Belki de tasavvuf’a bundan dolayı ihtiyaç duyulmuştur.Bence Onu birazcık olsun tanımak ve anlamak; okumak, yazmak ve konuşmak değil; bir şeyleri düşünebilmek, hissedebilmek ve yaşayabilmektir. Hayırlı cumalar.