TORBALI’NIN yakından tanıdığı ‘Güven Hoca’ olarak bilinen öğretmen Güven Sümer ve ev hanımı Gülbeyaz Sümer’in kızı olan Müge Sümer, TRT İzmir Radyosu’nda yaptığı program ile muhtarların sesi oldu.İzmir genelindeki mahalle muhtarlarını konuk ederek sorunların ve yatırımların dile getirmelerini sağlayan Sümer, muhtarların seslerini duyurmalarını sağlıyor. Radyoda yayınlanan sorunları dinleyen yetkililer sorunların çözümü için çalışma başlatıyor. Sorunu çözüme kavuşturulan vatandaşlarda programdan son derece memnun. Her hafta Perşembe günü 15.00 ila 16.00 saatleri arasında canlı yayın yapan Müge Sümer, merak edilen soruları yanıtladı.

Basın sektörüne ne zaman girdiniz?

1998 yılında basın sektörüne giriş yaptım. 1998-2000 yılları arasında Ege TV, Yeni Asır TV başta olmak üzere birçok televizyonda haber spikerliği ve gazetelerde muhabirlik yaptım.Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldum. Sektöre giriş yaptım ve 20 yıldır çeşitli televizyon ve gazetelerde görev aldım. 1,5 yıldır da TRT İzmir Radyosu’nda program yapıyorum.

Hayatınızın dönüm noktası olarak gördüğünüz bir olay var mı?

Evet, İstanbul’da bir ulusal kanaldan haber spikerliği için teklif aldım. Gelen teklifi değerlendirmek istedim. Ancak annem beden ayrılmak istemediği söyleyip, gitmeme sıcak bakmadı. Bu nedenle teklife olumlu cevap vermedim. Annemi çok erken yaşta kaybettik. Annemi çok erken kaybettik o yüzden İstanbul’a gitmediğime hiç pişman değilim.

TRT macerası nasıl başladı?

1,5 yıl önce TRT İzmir Radyosu’nun Eski Müdürü Mustafa Büyükışık, Muhtarlar ile ilgili bir proje yapmamı tavsiye etti. Muhtarların sorunlarının dile getirildiği bir program yapmaya başladık. ‘Söz Muhtarın’ ismi ile başlayan programımız uzun süreden beri devam ediyor. Çok güzel bir program oldu ve oldukça da ses getirdi.

Programın içeriği hakkında bilgi verir misiniz?

İzmir genelindeki tüm ilçelerin muhtarlarını ağırlıyorum. Mahallelerde yaşanan problemleri tartışıyoruz. Sadece sorunlar değil, mahalleye yapılan yatırımları da konuşuyoruz. Telefon ile sorular da alıyoruz. Sosyal medya hesabından da insanlar bize ulaşıp akıllarındaki soruları yöneltiyorlar. Belediye Başkanları da programı dinleyip daha iyi hizmet vermek için çabalıyorlar. Programımız bu nedenle oldukça ses getirdi.

Peki, yıllarca TV’de görev yaptınız. Radyo ile TV arasındaki fark nedir?

Her ikisinde de ciddi sorumluluk gerekiyor. Ayrıca çıktığınız program canlı olunca daha büyük bir sorumluluk. Televizyonda ekran önünde olmak fiziki olarak daha dikkatli olmanızı gerektiriyor. Radyoda da bu sorumluluk aynı.İkisinde de oldukça heyecanlanıyorsunuz.

Programın hazırlık süreci nasıl oluyor?

Programıma konuk alacağım muhtarı belirliyorum. Programın hem yapımcısı hem de sunucusu olduğum için hazırlık aşamasını da çok titiz bir şekilde yürütüyorum. Programdan 1-2 gün önce muhtarı ziyaret edip sohbet ediyorum. Program günü de muhtarın 1 saat önce gelmesini istiyorum. Hazırlık süreci oldukça yoğun geçiyor.

Canlı yayında hiç problem yaşadınız mı?

Her ne kadar daha önce uzun bir hazırlık dönemi geçirmemize rağmen canlı yayın olduğu için zaman zaman bazı sorunlar yaşanabiliyor.Uyarılarımıza rağmen muhtarlarımız kimi zaman gaf yapabiliyor.Programda kesinlikle siyaset yapmıyoruz. Bu nedenle de muhtarlarımızı sık sık uyarıyorum. Yaşanan sorunları da tecrübe ve soğuk kanlılığım nedeniyle kısa sürede çözüyoruz. Unutulmayacak diyaloglarımız da olmuyor değil. Canlı yayına aldığım yaşı biraz ilerlemiş muhtarımız yayında sürekli marka veriyordu. Reklam olmasın diye marka ismi telaffuz etmediğimizi söylediğim halde marka vermeye devam etmişti.

Torbalı’da sizi görenler nasıl tepki gösteriyor?

Torbalılı olduğum için burada çok sayıda tanıdığımız var. TRT İzmir Radyosu’nda program yapmaya başladığımdan beri sosyal medyadan reklamlarımız yapılıp, birçok yere afişlerimiz asılıyor. Torbalı’da gezerken beni tanıyanlar çıkıp, tebrik ediyor. Bu da beni motive ediyor. Torbalı halkı zaten çok sıcak kanlı ve birbirini çok tutuyor. Ben de ilçenin çok sevilen öğretmenlerinden Güven Sümer’in kızı olmamdan dolayı bana çok büyük bir ilgi ve alaka gösteriliyor. Torbalı’da onların çocuğu olmaktan dolayı fayda gördüm. Böyle bir anne ve babanın çocuğu olmak gurur verici bu benim için en büyük mirastır.

Serkan GÜNBAY