Büyük Torbalı

BAR MUHABBETİ

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
BAR MUHABBETİ
947 Görüntüleme
08 Ekim 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Adam, iki tek atıp efkar dağıtayım, biraz sohbet edip neşemi bulayım diye, bir bara girer…

Masasına biraz meze ile bir ufak rakı koydurur.

Zevkle ilk kadehi içtikten sonra sıra sohbete gelmiştir…

Yanı başındaki adama sorar;

“Birader bu sene fenerbahçe’nin ligteki durumunu nasıl görüyorsun?”

Daha sorusu biter bitmez garson yanına gelir;

“Beyefendi, burada futbol konuşmak yasak. Lütfen…”

Adamın muhabbeti havada, lafı da kursağında kalmış.

İkinci kadehi de yuvarladıktan sonra öbür yanındaki adama dönmüş;

“Hemşerim, seçimlerden nasıl bir sonuç çıkar sence?”

Diye sormuş. Anında garson tepesinde dikilmiş;

“Beyefendi, burada siyaset konuşmak yasak. Lütfen…”

Adam mos mor…

Son iki dubleyi de fondip yapar dam ve garsonu çağırır:

“Sizin burada seks konuşmak serbest midir?”

“Evet”

“O zaman senin ananı, avradını, bacını…”

İçki masalarının ana muhabbet konusu futbol ve siyasettir.

Hele de siyaset…

İçki masalarında ne devrimler yapılır, ne hükümetler kurulur, ne hükümetler düşürülür…

Rahmetli Turgut Özal’ın da çok sevdiği bilinen fıkradır.

Ömrü hayatında hiç rakı içmemiş iki Alman, İstanbul’a gelmişler.

Rakıyı bi deneyelim demişler. Bir meyhaneye girmişler.

Masayı balık roka, beyaz peynir kavun, ezme falan donatmışlar. Bir büyük rakıyı da açmışlar…

Bir kadeh, bir kadeh daha…

Almanlar iyice kafayı bulmuşlar.

Kör kütük sarhoş olan Almanlardan biri, içini çekerek diğerine sormuş: “Yahu, ne olacak bu Almanya’nın hali?”

Biz Türkler, en ciddi meseleleri içki masalarında konuşuruz. İçkinin verdiği rahatlıkla konuşmak, çok kolaydır çünkü.

Rakının verdiği cesaret de cabası…

Hani, fareye deney yapmışlar: Viski, votka, bira vermişler, hepsinde oynamış zıplamış.

Rakı vermişler, elini masaya vurmuş “O kedi buraya gelecek” diye kükremiş.

Neyse, barda muhabbet edemeyen adamın muhabbetini biz yapalım.

Önümüzde, 1 kasımda seçim var.

O gün, kahvaltıyı yaptıktan sonra, seçim sandıklarının bulunduğu binanın yolunu tutacağız…

Önce sandığın bulunduğu katı, sonra da oy kullanacağımız sandığı bulacağız…

Nüfus cüzdanımızı ilgili memura vereceğiz.

O da bize sünnet çocuklarının boynuna asılan “maşallah” yazılı uzun karton gibi bir oy pusulası verecek.

Üzerinde irili ufaklı onlarca parti sembol ve ismi olan upuzun bir kağıt. Gireceğiz kabine…

O, çocuk karyolası çarşafı kadar büyük oy pusulasının içinden partimizi bulacağız…

Mührü tam yuvarlağın ortasına basacağız…

Aman ha yuvarlağın kenarlarından taşmasın!

Sonra, o nevresim örtüsü büyüklüğündeki kağıdı dürüp katlayacağız. Aman haaa mühür başka yuvarlaklarda iz bırakmasın! Tersten katlayın.

İtiş kakış, o ekmek çıkısı büyüklüğündeki oy pusulasını zarfın içine tıkıştıracağız. Sonra, hayırlı uğurlu olsun dileklerimizle sandığa atıp, ismimizin karşılığını imzalayıp, nüfus cüzdanımızı alıp tüyeceğiz oradan. Geçmiş olsun.

İşte vatandaşlık görevimizi yerine getirdik.

Şimdi beş sene rahat, yat aşağı.

Sakın sesini falan çıkarayım deme haaa…

Seçimle gelen, seçimle gider. Sık dişini bir beş sene.

Sakın demokratik tepkini ortaya koyma, aman haaa.

Milli irade rahatsız olur.

İşte bize yutturulan demokrasi bu.

Bugünkü yazımızı Dostoyevski’nin şu güzel sözüyle noktalayalım.

“Ne yaparsan yap pişman öleceksin.

Belki yaptıklarından, belki yapamadıklarından…

Dert etme kaybettiklerini,

Fazla umursama elde ettiklerini.”

Tekrar buluşabilmek umuduyla esen kalın.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web